İstanbul’da Fashion Week Rüzgarı
Herkese merhaba!
Mart ayı benim için oldukça yoğun geçti. Dubai’ye gerçekleştirdiğim #perfectweekend seyahatimi sizlerle pek yakında buradan paylaşıyor olacağım ama öncesinde gelin İstanbul Fashion Week nasıl geçti hep beraber bakalım! 🙂
-İstanbul Fashion Week bu yıl da her zaman olduğu gibi Antrepo’da gerçekleşti. Her yıl Antrepo 7’de gerçekleşen etkinlik bu yıl Antrepo 3’e alınınca konuklar başta boş bir alana gidip şaşkınlık yaşasalar da herkes doğru yeri ikinci gün öğrenmiş oldu.
-Dubai’nin sıcak havasında denize giren ben, pazartesi günü havaalanında uçaktan inip moda haftasına koşturunca İstanbul’un buz gibi havasında birazcık dondum ve beş gün boyunca bir türlü ısınamadım.
-Fashion Week bu yıl da koltuk numaralarına kimse uymadığı için kim nerede oturacak belli olmayan, Lounge’a gündüz alınan insanların akşam bilekliğiniz yok denilerek alınmadığı türlü gariplikler içerisinde geçti diyebilirim.
-Tasarımcıların tasarımlarına gelecek olursam birkaç isim dışında podyumlarda tasarım namına pek bir şey göremediğimi söylemem gerek. Yanlış anlaşılmamakta fayda var. Bir kıyafet tasarım mıdır değil midir buna karar veren otorite tabi ki ben değilim ancak her gün Zara’da, H&M’de, İpekyol’da gördüğümüz triko kazaklara, düz tek renk elbiselerin boyunlarına kürk koyunca bunun adı tasarım veya koleksiyon mu oluyor sormak isterim.
-Negatif yorumlarla başladık, o halde pozitif devam edelim. Bazı tasarımcılar vardı ki bana kalırsa Fashion Week’in yıldızı onlardı. Aklıma gelen isimlerden birkaçını sıralayacak olursam Benan Bal, Deniz Berdan, Gülçin Çengel, Merve Bayındır, Raşit Bağzıbağlı, Nedret Taciroğlu ve Emre Erdemoğlu bana kalırsa her yıl olduğu gibi bu yıl da işini hakkını vererek yapan isimlerdi…
-Genel anlamda erkek koleksiyonları bayanlara göre çok daha başarılı ve özgündü. Benan Bal’ın defile bitiminde her bir parçaya ayrı ayrı bayılan ben, ayağa kalkıp alkışlamak ve hatta Benan Bal’ın peşinden kulise koşup kıyafetlere şöyle bir sarılmak istedim. Emre Erdemoğlu da her sezon olduğu gibi başarılı tasarımlarıyla beni alıp İtalya sokaklarına götürdü.
-Bayan koleksiyonlarında beğendiğim, beğenmediğim pek çok isim oldu ama bana kalırsa bu yıl Fashion Week’e ilk kez katılan ama katılır katılmaz herkesi sollayan bir isim vardı ki; Rodeo kızlarıyla Raşit Bağzıbağlı tek kelimeyle muhteşemdi. Bu muhteşemliği bir de Nedret Taciroğlu’nda görebildim. Türkiye’de kaç kişi böyle güzel Houte couture çalışıyor Instagram üzerinden sizlere sormuştum. Bir de buradan sorayım 🙂
-After partilere gelecek olursak, Adam In Town’un partisiyle açılan Fashion Week, Vogue ve Instyle’ın partileriyle devam ederek Les Benjamins’in Binbirdirek Sarnıcı’nda yaptığı defile ile son buldu. Ekip güzel olunca her bir parti de ayrıca keyifli geçti!
İşte bir moda haftasını daha kendi yetenekli tasarımcılarımızla, yurt dışındaki basından ve konuklardan uzak, kendi kendimize çalıp söyleyerek ama her sene daha iyiye gittiği için çok sevinerek bu şekilde geçirdik. Organizasyonu yapan, emeği geçen herkesi başarılarıyla ve hatalarıyla tebrik etmekte fayda var. Bir sonraki moda haftasında görüşmek üzere!
Sevgiyle kalın!