İlk Babalar Günü Heyecanı
İlk kez Babalar Günü heyecanı yaşayan oyuncu Edip Tepeli, baba olunca hissettiği duyguları ve kızı Müjgan ile gerçekleştirmeyi istediği hayallerini anlattı.
FOTOĞRAFLAR: SAMİ AKSU
Baba olduğunuzda hissettiğiniz ilk şey neydi?
Baba olduğumu ilk hissetmemle, baba olduğumda ilk hissettiğim şey aynı anda yaşanmadı. Doğum esnasında ve hatta sonraki birkaç saati daha çok Ayşe adına kaygılanarak ve ona iyi gelmeye çalışarak geçirdim. Babalıkla ilgili ilk hissettiğim şey sanırım korkuydu. Hastanede, kucağımda uyumuştu Müjgân. Ben de uyuyakalmışım. Belki iki, üç dakikalık bir uyku. Uyandığımda korktuğumu hatırlıyorum ya düşürseydim diye. Sonra da hep başına bir şey gelir korkusunu taşıyacak mıyım endişesi sürdü bir süre daha. Halâ ikisinin de endişesi biraz var ama babalığın neşesi hep daha ağır basıyor.
Baba kavramını tek bir cümleyle tanımlayabilir misiniz?
Nereye çıktığını bilmediğin bir yolda kılavuzluk etmek.
Genelde birçok erkek, baba olmadan önce baba olmaktan korkar. Sizin çekinceleriniz var mıydı?
Hiç olmadı ama o korkuyu anlayabiliyorum. O korkunun geldiği yeri hissedebiliyorum. Altı aylık deneyimden sesleniyorum, babalık öyle herkesin yapabileceği bir şey değil. Zaten çekinceleriniz varsa sizi boğabilir. Gerçekten isteyip istemediğinizden emin olun. Çünkü olduktan sonra sizin kararlarınızın pek bir önemi kalmıyor. Ayşe’yle el ele değdiğimden beri çocuğunu istiyorum.
Baba olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Beklentileriniz doğrultusunda bir değişim miydi yoksa hiç beklemediğiniz şeyler mi?
Günlük rutinlerimin tamamı değişti ama bu bana hayatımda bir şeyler değişmiş gibi hissettirmedi. Belki de kendimi buna içten içe hazırlamışım. Beklemediğim bir şeyle karşılaşmadım açıkçası.
Çevrenizde veya kendi çocukluğunuzdan tanık olduğunuz ileride “ben kesinlikle çocuğuma bunları yapmayacağım” dediğiniz şeyler var mı? Varsa nelerdir?
Ben, hayatta hep güçlü olmam ve her şeyi kendi başıma becerebilmem gerektiği bilinciyle yetiştirildim. Bu yüzden hiç yardım isteyemem. Bu da beni çok yordu. Bu yaşımda öğrenmeye çalışıyorum yardım isteyebilmeyi. Sanırım Müjgân bu konuda bana benzemesin diye elimden geleni yapacağım. Her şeyin üstesinden kendiniz gelmeye çalıştığınızda doğal olarak çok tökezliyor ve esas o zaman kendinizi yetersiz ve güçsüz hissediyorsunuz. Müjgân düşünce ağlasın ve teselli edilme ihtiyacını baskılamasın istiyorum. Ben ona asla “kalk, acımadı.” demeyeceğim.
Müjgan ile arkadaş gibi mi yoksa baba-çocuk çizgisinin keskin olduğu bir iletişiminiz mi olsun istersiniz?
Müjgân’ın karşısına hep iyi insanlar çıksın inşallah. Bir sürü de harika arkadaşlık kursun. Ben babasıyım.
Müjgan’ın kariyerini oluşturma sürecinde ona müdahale eder misiniz yoksa tamamen kendi isteğine mi bırakırsınız?
Asla. Fikrimi sorarsa dahi yönlendirme yapmaktan kaçınarak cevaplarım. Hayattaki tutkusunu bulsun. Başka bir dileğim yok.
Kızınız; anne, baba hatta anneannenin de oyuncu olduğu sanatla iç içe bir ailede büyüyecek. Müjgan’ın da sizin gibi oyuncu olmasını ister misiniz?
Böyle bir risk var tabii. Şaka yapıyorum. İsterim. Neden olmasın? Ben bu konuda ona yardımcı olamayacağımdan eminim. Daha çok küçük ama ben anladım insanın kendi çocuğuna objektif olmasının mümkün olmadığını. Çevremde çok fazla meslektaşım var. Onlardan yardımcı olmalarını bile isterim eğer tutkusu oyunculuksa.
Müjgan ile yapmayı sabırsızlıkla beklediğiniz şeyler nelerdir? Nasıl hayaller kuruyorsunuz?
Baba-kız daha uzun vakit geçirebileceğimiz zamanların gelmesini dört gözle bekliyorum. Şu an simbiyotik yaşam devam ediyor Ayşe’yle. Hem Ayşe’ye kendine ait zaman sunabilmek hem de baba-kız bağımızı sağlamlaştıracak aktivitelere çok büyük heyecan duyuyorum. Ben kamp meraklısı bir adamım. Ayşe içinse söz konusu bile değildir bu tarz iptidai koşullar. Çok isterim bu sevgiyi Müjgân’a da aşılamak. Senede bir iki kere sadece baba-kız alıp çadırımızı dört beş gün yıldızları seyredip koyun koyuna uyuyalım çok isterim.
Gelecekte bu röportajı okuduğunda ona nasıl bir not iletmek istersiniz?
Biliyorsun ki kızım, annenin de babanın da büyük bir abartma rahatsızlığı var. Bu sebeple tahmin ediyorum ki bu günlerde geçirdiğin bir iki huysuz gün, diş çıkartma zorlukların, bazı uykusuz geceler sana sen bunları okuyabilecek yaşa geldiğinde birer kahramanlık hikayesi olarak anlatılacak. Asla inanma. Çok tatlısın. Bizi iyi idare ettin. Seni hep çok sevdim. Artık biliyorsun ki hep de çok seveceğim.