Hayalden Gerçeğe
Kanal 7 ekranlarının sevilen dizisi “Emanet”te Ali Komiser’e hayat veren hem başarısı hem de yeteneğiyle göz dolduran yakışıklı oyuncu Melih Özkaya, kendisi, kariyeri ve dizi projesine ilişkin merak edilenleri MAG Okurları ile paylaşıyor…
Sevilen dizi “Emanet”te Ali karakterini canlandırıyorsunuz. Sizi bu projeye çeken unsurlar nelerdi?
Ali karakteri için görüşmeye gittiğimde yönetmenimiz, direkt “sen Ali komisersin” dedi. Sonrasında karakter analizini okuduğumda da bu karakterde kendimden çok şey gördüm. Dizinin prime time’da yayınlanacak olması ve tüm dünyada izlenecek olması da beni çeken en önemli unsurlardandı.
Ali, nasıl bir karakter biraz bahsedebilir misiniz? Benzer yönleriniz var mı?
Ali; tam bir kanun insanı, net, soğukkanlı, sakin, yeri geldiğinde davası için babasını dahi tanımayacak netlikte hareket eden bir komiser. Kendi kurallarından asla ödün vermeyen bir yapıya sahip. Otoriterliğiyle tanınsa da iş arkadaşları ve ailesi konusunda bir o kadar ılımlı. Bu doğrultuda Ali ile çok benzer yönlerimiz var.
Günlük yayınlanan bir dizide oynamanın haftalık yayınlanan bir işe göre ne gibi avantajları ya da dezavantajları var?
Günlük dizilere karşı bir önyargı var. Ancak Emanet dizisi haftalık dizilerle reyting konusunda savaşacak hatta çoğu haftalık diziyi geride bırakacak grafiklere sahip. O yüzden içinde olduğum projeden çok memnunum. Dezavantaj olarak bu ön yargıyı gösterebilirim ancak şu anda yapılmış en iyi günlük dizi projesi olduğunu her seferinde kanıtlıyor, özellikle prime time da yayınlanması bu dizinin sıradan bir günlük dizi olmadığının da altını çiziyor. Avantaj konusuna gelirsek, piyasaya yeni girmiş bir oyuncu için müthiş bir tecrübe. Günde ortalama yirmi sayfa çekiyorum, bu haftalık bir projeyle kıyaslanamaz bir yoğunluk. Bana çok şey kattı. Daha öncede tecrübelerim oldu elbet ancak kendimi tam anlamıyla Emanet dizisiyle buldum diyebilirim.
Hayatınızın hangi noktasında oyuncu olmaya karar verdiniz?
On yıl önce bir menajerin bana kartını vermesi ve sonrasında beni Şükrü Avşar’la tanıştırmasıyla sektöre ilk adımı atmış oldum. O dönem için çok özel bir dönem işi için anlaştık. Projeye hazırlık sürecinde oyunculuk eğitimi almaya başladım. Maalesef proje, birtakım sebeplerden dolayı iptal oldu. Bu durum beni demoralize etmedi, eğitim almaya devam ettim. Sonrasında birkaç projede tecrübe kazanma fırsatım oldu. Böylelikle daha sağlam adımlarla ilerlemiş oldum.
En çok nasıl bir karaktere hayat vermek istersiniz?
Şu anda çekimlerine yeni başladığım bir askeri projede üsteğmen karakteri canlandırıyorum. Daha önce de bir sinema filminde de akıncı rolündeydim. Lider, sert, otoriter karakterleri canlandırmayı seviyorum. Dönem projeleri oldukça ilgimi çekiyor. At binmek, kılıç-ok kullanmak, aksiyon içeren roller canlandırmak beni daha çok heyecanlandırıyor.
Projeleri değerlendirirken nelere dikkat ediyorsunuz?
Hikâyeyi okuduğumda karakteri sevmem, inanmam ve hissettirdiği heyecan çok önemli. Çünkü ilerleyen zamanda o karakter hayatınızın büyük bir parçası haline geliyor. Yönetmenle oyuncu arasındaki enerji uyumuna da çok inanıyorum. O uyum iyi olduğunda ortaya çok daha güzel şeyler çıkıyor.
Oyunculuğun en keyifli ve en çekilmez yanları neler?
Dışardan bakıldığında oyunculuk yapmak, ekran karşısında milyonların evine misafir olmak, tanınmak, birilerine iyi örnek olmak belki de birçok insanın hayalidir. O yüzden bu kadar insanın hayali olan bir mesleğin çekilmeyen yanları diye bir sıralama yapamayacağım maalesef. Bir yandan da kolay bir iş değil gerçekten. Bazen ailenizi göremediğiniz zamanlar oluyor, sabahlara kadar soğuk ayazda titreyerek yetiştirmek durumunda olduğumu sahneler oluyor. Uykusuz, sahneye girmeden hemen önce ezber yaptığım zamanlar oluyor. Özetlemek gerekirse kolay iş değil. Ancak en zorlandığım anlarda bile mesleğime olan aşkım sayesinde mutlulukla heyecanla yapıyorum işimi. Bitsin artık dediğim anlarda bile kendime iyi ki bu mesleğin içindeyim diyorum.
Set haricinde neler yapıyorsunuz? İlgi alanlarınız, hobileriniz var mı?
Setten arda kalan zamanlarımda ailemle vakit geçirmeye çalışıyorum çünkü dediğim gibi bazen onlara vakit ayıramayabiliyorum. Vakit buldukça geziyorum, doğada yalnız kalmak bana keyif veriyor. Sakinliği seviyorum ve bunun için elimden geldiğince zaman ayırmaya çalışıyorum. Aynı zamanda drone pilotuyum. Hobi olarak yapsam da çoğu projeye görüntü veriyorum. Buna kendi projem de dahil. Drone kullanırken dış dünyadan tamamen kopuyorsunuz adeta bir kuş olup uçuyor hissi bana gerçekten pozitif enerji veriyor. Şu anda ailemden sonra bana iyi gelen hobim bu ve tabii bir de spor.
Pandemi sürecini nasıl geçirdiniz? Bu dönem size hayata dair en çok ne öğretti?
Keşke pandemi süreci diye bir süreç yaşamasaydık herkes için çok zor bir dönem ve hala da devam etmekte. Bize sağlığın her şeyden önemli olduğunu öğretti. İnsanın sabrını zorlamaya devam ediyor. Biz oyuncular olarak yasaklardan muaf işimize devam etmek durumundayız. Çalışmak evde olmaktan iyi hissettirse de zaman zaman bir odaya bazen yirmi kişi giriyoruz. Testlerimizi olsak da bu durum hepimiz için çok büyük bir risk oluşturuyor. Lütfen evde olmaya ve tedbirleri almaya devam edin. Umuyorum bir an evvel bu dönemi dünya olarak atlatırız.
Yakın gelecekle ilgili neler var hedeflerinizde?
Uzun yıllar bu işi en doğru şekilde yapmak istiyorum. Şu anda geleceğe dair tek hedefim bu.