Güzel ve Başarılı Bir Anne Neşe Erberk
Güzelliği kadar başarılarıyla da adından söz ettiren Neşe Erberk tüm hızıyla birbirinden güzel işlere imza atmaya devam ediyor. Üçüz kızları ile güzel bir yaşam süren ve onlar doğduğunda anaokulu açmaya karar veren enerji dolu ve başarılı Neşe Erberk çocuk sevgisini ve kızlarıyla olan yaşamını MAG okurlarıyla paylaştı…
Önce Türkiye güzeli ardından Avrupa güzeli seçildiniz bize bu süreçten bahseder misiniz?
Ben aslında voleybolcuydum daha sonra mankenliğe başladım. Aklımda hiç güzellik yarışmaları yoktu, tamamen annemin ısrarıyla katıldım yarışmaya. Önce Türkiye güzeli seçildim sonrada Avusturya’da yapılan Avrupa Güzellik Yarışması’na katıldım ve benim için çok heyecanlıydı. O sırada Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi 2. sınıf öğrencisiydim bir tarafta üniversite devam etti bir tarafta da defileler yoğun tempoyla ilerledi. Ama 4. yılın sonunda artık iş hayatına atılmak istiyorum dedim ve mezun olur olmaz cast ve mankenlik ajansımı kurdum.
Televizyonda gördüğümüz yeni yeteneklerin bir çoğu Erberk Ajans’tan. Kriterleriniz nelerdir, birini ajansa alırken nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben ajansı ağabeyime devrettim. 6-7 yıldır ajans değil eğitim sektöründe kendimi gösteriyorum. 18 yıl ajans yönetimindeydim. İçinde bir ışık, bir pırıltı olan gençleri seçerek, onları eğiterek sektöre kazandırmayı tercih ediyordum. Tanınmış kişileri sunmak yerine yeni kişileri yetiştirmek bana daha doğru geliyor. Fotomodellik ile ilgili deneme çekimleri yapıyorduk ve orada fotojenik olanları seçiyordum. Mankenlik için ise mankenlik kursunda eğitim verirken kendini gösterebilen yetenekli gençleri seçerek, iki farklı açıdan bakarak tercih ediyordum.
Yeni nesil hakkında ne düşünüyorsunuz, çocuk sevginiz nereden geliyor?
Ben her zaman çocuklara bayılıyordum hala da bayılıyorum. Tanrı gönlüme göre vermiş üçüz kızlarım var… Her anneye de uygun değil üç çocuk sahibi olmak. Sabırlı ve kararlı olmak gerekiyor. Çocukları gerçekten çok seviyorum çünkü onların enerjileri o kadar saf, temiz ve net ki ne istediklerini ya da ne istemediklerini çok net söylüyorlar. O yüzden çocuklar beni hep enerjiyle dolduruyor. Ajans döneminde de çocuk defileleri yapmaktan çok zevk alırdım. Şimdi anaokullarımla ve bu sene açacağım yeni ilkokulumla kendimi tamamen eğitim sektörüne adadım.
Anne olduktan sonra en zorlandığınız şey ne oldu?
Çok yönlü düşünmek, her zaman olduğundan daha fazla programlı ve sabırlı olmak. Bunlar ilk başta zorladı ama zamanla öyle güzel alışıyorsunuz ki bu saydıklarımın hepsini artık refleks olarak yapıyorsunuz.
Anne olmanın en güzel yanı sizce ne oldu?
Benim bir parçam, daha doğrusu benim üç parçam karşımda… O kadar heyecan verici o kadar duygusal bir an ki… Hem çocuklarınızda kendinizi görüyorsunuz hem de onlar sizi örnek alıyor. Çok güzel bir sevgi ilişkisi var ve nasıl anne koşulsuz severse bebekken de onlar annelerine koşulsuz sevgi dolu oluyorlar… Tabii zamanla büyüdükçe annenin yerini arkadaşlar, sonra sevgili, sonra eş alıyor ama anne ve çocuk arasında olan o saf aşk ve sevgi bence hiç bitmiyor.
Çocuk sevginiz Neşe Erberk Joy Full House ile daha geniş bir alana taşıdınız bu fikir nasıl oluştu?
Yıllar önce iş hayatına atılmak istediğimde ajans mı kursam yoksa anaokulu mu diye ikileme düşmüştüm. Fakat o dönem anaokulu açmak için çok tecrübesizdim dolayısıyla önce ajansımı açtım. Bunu devam ettirirken kızlarıma hamile kalınca da dedim ki tamam şimdi istediğim ikinci mesleği icra edebileceğim… Kızlarım iki buçuk yaşına gelince de anaokulumu açtım daha sonra bu sadece İstanbul’da kalmasın deyip tüm Türkiye’ye yayma kararı aldım. Bugün 27 anaokulum var ve Eylül’de de açacağım ilkokulla da okulları geliştiriyoruz… Daha sonra da tüm Türkiye’de ilkokullar açmak istiyorum…
Başarılarla dolu bir eğitim hayatınızdan sonra eğitim kurumlarında yer almanıza şaşırmamalı…
Robert Koleji üstüne Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum çok iyi bir eğitim aldım ve eğitimin ne kadar önemli olduğunu da mezun olduktan sonra fark ettim. Dolayısıyla hem kendi kızlarıma hem de çevremdeki tüm çocukların eğitimine doğru katkıda bulunmak istiyorum. Kendi anaokullarımda farklı bir uygulama yapmaya karar verdim özellikle kızlarımın da eğitimini gördükten sonra her çocukta bir yetenek olduğunu ve bu yeteneğin keşfedilip geliştirilmesi gerektiğini fark ettim ve önemsedim. Dolayısıyla benim anaokullarımda klasik anaokullarından farklı olarak yetenek geliştirme programı uygulanıyor.
Joy Full House’un programını hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Çocuklardaki ilgi ve yeteneği keşif ederek onları geliştirecek bir program uyguluyoruz ve bir rotasyon sistemimiz var. Yine klasik anaokulunda olmayan bir çalışma bu… Normalde çocuklar tüm gününü bir sınıfta geçirirler ama bizde her ders ayrı bir sınıfta yapılır. Mesela kütüphane, oyun odası, sanat bale, drama, müzik, bahçe gibi her 30 dakikada bir çocuklar öğretmenleri ve arkadaşlarıyla farklı bir sınıfta etkinliğe katılırlar. Ayrıca hem sınıf öğretmeni hem de branş öğretmeni ile birlikte bir çalışma olur. Bizim önem verdiğimiz konu çocuklardaki ilgi ve yeteneği ortaya çıkartacak ekipmanlı sınıflarda eğitim vermek… Ayrıca İngilizce eğitimi bizim için çok önemli. Çocuklar küçük yaşta bu çalışmalara başlatıyoruz ve ilkokulda da bunu devam ettireceğiz. Yabancı dil olarak İngilizce çok önem kazanıyor.
Okullarınızda çocuklarla birebir ilgileniyormuşsunuz, nasıl zaman bulabiliyorsunuz?
Ben hiperaktivite derecesinde hareketli bir insanım çalışmayı da çok seviyorum, duramıyorum. Her yerde faal olarak çalışıyorum, beni sınıfın içerisinde de görebilirsiniz Diyarbakır şubesinde de görebilirsiniz, kızlarımla bir partiye giderken de görebilirsiniz… Yoğun olmayı seviyorum.
Alin, Selin ve Lara aralarında anlaşabiliyorlar mı? Aralarında çekişme yaşanıyor mu?
istedikleri zaman mükemmel üçlü olabiliyorlar istemedikleri zaman tabii ki çekişme var… Ama çok doğal on üç buçuk yaşındalar ve ergenlik öncesi hormonal yoğunluktalar. Yaşlarını doyasıya yaşıyorlar. Gereğinden hızlı büyümediler hala o çocuksu dokunuşları var bu durum benim çok hoşuma gidiyor çünkü bakıyorum çevremde bazı kız çocukları çok hızlı büyüyor ve daha 13-14 yaşlarında genç kız gibi davranıyorlar. Her yaşın hak ettiği davranışı vermek lazım, ben hızlı büyümeyi doğru bulmuyorum.
Kızlarınızla arkadaş gibi misiniz yoksa daha çok anne kız ilişkisi mi var? Yoksa ikisi bir dengede mi?
Ben her zaman onların anneleriyim çoğu zaman da arkadaş gibi davranmaya çalışıyorum ama asla annelikten vazgeçmemek gerektiğini öğrendim. Çünkü çocuklar anne arıyor, arkadaşları zaten var. Ama çok da resmi bir anne olmak doğru gelmiyor bana ikisini dengede tutmaya çalışıyorum. Kurallarım çok sıkıcı geliyor fakat kurallar olmak zorunda onu da biliyorum, o yüzden böyle dengeli çabalarımız var.
Çocuklarınızın ileride hangi mesleği yapmasını istersiniz?
Çok yönlü olmalarını isterim, üçünün de farklı meslekler yapmasını arzu ederim çünkü her biri farklı bir karakter, hatta ayrı ülkelerde yaşamalarını bile kabul edebilirim… Tabi istelerse ben onlara kapılar açıyorum çünkü dünya insanı olmalarını istiyorum. Her ortama adapte olabilmelerini ve yeteneklerine uygun meslekler yapmalarını istiyorum. Mesela biri çok iyi voleybol oynadığı için milli takımda profesyonel bir voleybolcu olabilir, birinin sesi çok iyi bir opera sanatçısı olarak görmek isteyebilirim, biri de el becerilerinde çok başarılı mesela mimar olmak istiyor neden olmasın ki…
Yakın zamandaki projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Şu an en yakın projem Etiler’de açacağım yeni ilkokul. Tamamen ona odaklanmış durumdayım, Mayıs sonunda inşaat işleri bitecek, ufak bir davet ile velilerime tanıtmak istiyorum. Eylül ayında da eğitim çalışmaları başlayacak o bitince de tüm Türkiye’de ilkokul açmayı planlayacağım… Ben de durmak yok.
Diğer annelere mesaj vermek ister misiniz?
Kesinlikle. Her geçen gün annemi daha çok taktir ediyorum bu durumu mutlaka belirtmek istiyorum… “Anne olunca anlarsın” derdi çok haklıymış… Anne olunca gerçekleri anladım, söylediği sözleri anne olmadan anlayamıyorsunuz, teşekkür ederim anneciğim… Annelik çok ulvi bir kavram her duyguyu içinde barındırıyor sevgiyi, şefkati, anlayışı, gururu, korkuyu, endişeyi… Herhalde kadınların bu güçlü yapısı bu duygu karmaşası kaldırabilecek güçte… Çok zor ama çok keyifli bir duygu annelik… Bu kadar çok keyifli olmasa bu kadar çok kadın anne olmak istemezdi… Tüm annelerin Anneler Günü’nü kutluyorum, anne olmak isteyen adaylara da iyi şanslar diliyorum…