© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Gülşen Pazarbaşı Ruhsal Anlamda Özgürlük ve Özgünlük

Gülşen Pazarbaşı Ruhsal Anlamda Özgürlük ve Özgünlük

Sanatın ruhsal bir keşif alanı olduğunu belirten ressam Gülşen Pazarbaşı, en çok seyahatleri sırasında ilham aldığını, özellikle de gün batımını izlemenin adeta bir “ilham ritüeli” olduğunu aktarıyor. Yeni bir seriye hazırlandığının da müjdesini veren sanatçı, çalışmalarının bıraktığı izleri MAG Okurlarıyla paylaşıyor.

Resme ve sanata olan ilginiz, yatkınlığınız ne zaman, nasıl başlamıştı? Kendinizden biraz bahseder misiniz?

Sanata ilgim aslında çocukluk yıllarıma dayanıyor; ama uzun bir süre bunu sadece bir hobi olarak gördüm. Doğup büyüdüğüm yer olan Antakya, zengin kültürel mirasıyla sanata bakış açımı çok besledi. Sanat, benim için sadece bir üretim alanı değil; aynı zamanda iç dünyamın derinleşip gelişmesinde, vizyonumun şekillenmesinde çok etkili ve destekleyici bir güç oldu. Kendimi bildim bileli, gittiğim her yerde bir galeri, müze ya da sanatla ilgili bir mekân varsa mutlaka ziyaret ederim. Orada vakit geçirmekten, eserleri incelemekten çok keyif alırım. Bazen bir esere bakarken dakikalarca kayboluyorum, bazen de farklı sanat disiplinleriyle etkileşim içinde kalarak sanatı deneyimliyorum. Bu benim için büyük bir tutku.

Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum ve uzun yıllar aktif olarak avukatlık yaptım. Zamanla resim, hayatımda daha fazla yer edinmeye başladı. Öyle ki, avukatlık mesleğini daha az aktif olacağım şekilde sürdürmeye karar verdim. Sanatın iyileştirici gücünü ise gerçek anlamda ilk kez katıldığım bir sanat terapisi atölyesinde deneyimledim. Son dönem üretimlerime başlamadan hemen önce katıldığım sanat terapisi atölyesi, sanatın sadece bir ifade biçimi değil, aynı zamanda ruhsal bir keşif alanı olduğunu fark etmemi sağladı.

Bu alandaki eğitimimi formel bir şekilde almamış olsam da, çok sayıda workshop ve atölye çalışmasına katılarak kendimi geliştirmeyi uzun zamandır sürdürüyorum. Sanatın farklı yönlerini araştırmaya ve her yeni deneyim ile, bakış açımı daha da zenginleştirmeye gayret ediyorum. Bu süreç, bana yalnızca teknik beceriler kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda sanatın içsel bir yolculuk olduğunu ve her yeni keşfin, sanatın özüyle daha derin bir bağ kurmamı sağladığını da öğretti. Soyut resimlerimde iç dünyamı özgürce yansıtıyorum ama izleyiciye de kendi yorumunu katabileceği bir alan bırakıyorum. Benim için sanat, sadece üretmek değil, aynı zamanda bir keşif süreci… Hem kendimi hem de hayatı anlamlandırmanın bir yolu…

Çalışmalarınızı ortaya çıkarırken nelerden etkileniyorsunuz? İlham almak için gerçekleştirdiğiniz aktiviteler var mı?

Seyahatlerim, çalışmalarımda en büyük ilham kaynağım diyebilirim. Doğayla iç içe olmak, farklı kültürlerden kreatif işlere maruz kalmak ve disiplinler arası etkileşim, sanatıma yön veren en önemli unsurlar arasında. Özellikle gün batımını izlemek benim için sadece görsel bir deneyim değil, aynı zamanda -deyim yerindeyse- bir ilham ritüeli. O anın renk geçişleri, ışığın doğayla kurduğu ilişki ve atmosferin yarattığı hisler, eserlerimde soyut biçimde kendini buluyor. Bu yüzden ziyaret ettiğim yerlerde gün batımını izlemeye özellikle özen gösteriyorum. O anları yakalamak için bilinçli bir çaba harcıyorum.

Uzak Doğu başta olmak üzere, seyahat ettiğim her yerde, doğayı gözlemlemek ve o coğrafyanın ruhunu hissetmek benim için çok önemli. Bir şehrin silüeti, mimari detayları, tarihî dokusu ya da gündelik yaşamın içindeki küçük ama anlamlı anlar beni derinden etkiliyor. Gezip gördüğüm mekânlar, karşılaştığım sanat eserleri ve kültürel izler, zihnimde birikerek çalışmalarımda kendine yer buluyor. Bu anlar, yalnızca görsel birer kare olmaktan öte, hislerin ve deneyimlerin soyut bir yansıması olarak sanatımın temelini oluşturuyor.

Hangi malzeme ve tekniklerle çalışıyorsunuz?

Genellikle akrilik boya ve rölyef pasta kullanıyorum. Rölyef pastayı, kolay şekil alması ve yüzeyde derinlik yaratması nedeniyle tercih ediyorum. Spatula ve farklı dokular oluşturan malzemelerle katmanlar ekleyerek resimlerime boyut kazandırıyorum. Yüzeyde derinlik ve boyut oluşturarak aslında bir alana tuvalin ötesinde dâhil olmuş oluyorum; üç boyutlulukla alana müdahale etmeyi seviyorum.

Güncel seriniz “Breaking the Shell”de izleyicilere neler anlatıyorsunuz?

“Breaking the Shell” serisi aslında benim kendi içsel yolculuğumun bir yansıması. Sıkışmışlıktan akışa geçiş dediğim şey, yalnızca soyut bir kavram değil; fiziksel olarak da hissettiğim, deneyimlediğim bir dönüşüm. O kabuğun kırılması, kendi içimde bir sınırın aşılması, kabuğun kırılması… Bazen bu, gerçekten bir yüzeyin çatlaması gibi oluyor; rölyef pastanın o yoğun dokusunu kırmak, yüzeyi zorlamak, bazen beklenmedik yönlere doğru açılmasına izin vermek… Bu sürecin kendisi bile, eserin anlattığı devinimin bir parçası.

Benim için sanat, sadece bir görüntü sunmak değil, izleyeni de içine çeken bir deneyim yaratmak. İşlerimde; bu kırılmayı, akışı ve yeniden şekillenmeyi hissedebilecekleri bir alan açmak istiyorum. İzleyiciyi, kendi içsel sınırlarını fark etmeye ve belki de onları aşmaya davet ediyorum, çünkü bu seride aktardığım dönüşüm, sadece benim hikâyem değil; hepimizin bir noktada karşılaşabildiği, deneyimleyebildiği bir süreç.

Resimlerinize baktığınızda geride bıraktığınız izleri ne şekilde tanımlarsınız?

Resimlerime baktığımda geride bıraktığım izleri, bir dönüşüm sürecinin ve içsel özgürlüğün yansımaları olarak görüyorum. Bu izler, izleyiciye de kendi içsel yolculuklarını keşfetme fırsatı sunuyor. Herkesin farklı bir anlam yükleyebileceği soyut formlar, izleyiciyi de etkisi altına alıyor ve onları kendi özgürleşme süreçlerine davet ediyor. Sanatım, bu izlerle bir bağ kurmayı amaçlıyor; izleyici, kendi hikâyesini bu izlerde buluyor.

Yeni bir seri çalışmanız ya da sergi planınız var mı?

Şu anda yeni bir seri üzerinde çalışıyorum. Bu seri aslında baharın gelişini müjdeleyen bir tema taşıyor. “Bloom” adını verdiğim bu seriyle, umudu, yenilenmeyi ve hayatın yeniden canlanışını anlatmayı amaçlıyorum. Diğer serilerimle paralel şekilde, izleyicilere olumlu duygular, hisler sunmak istiyorum. Bu serinin her bir parçasının, umut dolu bir alan yaratmasını istiyorum.

Aynı zamanda, yıl içinde çeşitli karma sergilere katılmayı ve solo sergi projemi hayata geçirmeyi planlıyorum. Ayrıca, gerçekleşecek çeşitli sanat fuarlarına da katılım sağlayacağım.

Hayal ettiğiniz fakat henüz gerçekleştiremediğiniz bir proje ya da fikir var mı?

Mekânsal yerleştirmelerle şekillendirilmiş bir solo sergi hayalim var. Şimdiden çok heyecan verici olduğunu söyleyebilirim, ve bu sergiyi bu sene sonuna kadar gerçekleştirmeyi umuyorum. Bu sergiyle, izleyiciyi sadece görsel değil, aynı zamanda fiziksel olarak da etkilemeyi hedefliyorum. İzleyicilerin eserlerle ve mekânla etkileşimde bulunmalarını sağlayacak bir deneyim alanı yaratmak istiyorum.

Mekânın, sanatla bütünleştiği bir deneyim yaratmak, izleyicinin kendini serginin bir parçası gibi hissetmesini sağlamak istiyorum. Bununla birlikte, sadece görsel bir deneyim değil, duygusal ve zihinsel olarak da bir yolculuğa çıkmalarını amaçlıyorum. İzleyicilerin sergiye gezerken, aynı zamanda içsel bir gözlem yapmaları, sanatla kurdukları ilişkiyi derinleştirmeleri çok etkileyici olurdu.

 

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.