Giy ve Çık Koleksiyonları: Lunaire Studio
Uzun süredir ünlü marka ve tasarımcılar ile çalışan ve artık kendi markasını kurarak tasarımlarını Lunaire Studio adı altında özgürce ifade edebildiğini belirten Miray Müftüoğlu, son koleksiyonunun detaylarını MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? Ne zamandır bu sektördesiniz?
Çocukluk çağlarından beri ilgi duyduğum tasarım hikâyem, 2010 yılında La Salle International Academy’den mezun olmamla başladı. Mezun olduktan hemen sonra Tuba Ergin ve Ferruh Karakaşlı’ya tasarım asistanlığı yaptım. Ardından altı yıl boyunca Jaade markasının tasarımlarını yaptım. Bu sayede; bir ürünün tasarımından, ona uygun kumaş seçimine, kalıbının çıkarılmasından, dikimine her aşamada yer aldım. Edindiğim bu tecrübe sonrasında kendimi hazır hissettiğimde arkadaşım Tuğçe ile beraber LoveMeToo markasını yarattık ve şimdi ise yeni markam Lunaire Studio adı altında tasarımlarımı yapmaya devam ediyorum.
Lunaire Studio ne zaman kuruldu? Öyküsünü anlatır mısınız?
Fikren eskiye dayanmakla beraber, 2022’nin ocak ayında markam ile ilgili çalışmalara fiilen başladım ve beş ay gibi kısa bir sürede tasarım ve üretim aşamalarını tamamladım. Haziran ayında kendi web sitemde ve seçili mağazalarda tasarımlarım satışa çıktı. Hikâyesine gelince; meslek yaşamım boyunca edindiğim tecrübeleri ve bana ilham veren konuları, kendi markam adı altında özgürce ifade edebilme yolculuğum aslında Lunaire Studio. Tasarım, kendi içinde devinimi olan ve değişkenliğe çok açık bir alan. Sanırım doğru zaman geldiğinde, tüm uygun şartlar oluştu ve Lunaire Studio doğdu.
Son koleksiyonunuzda nelerden ilham aldınız? Koleksiyonu oluşturma süreciniz nasıldı?
Doğaya hayranlık duyan ve onunla barışık yaşayan biri olarak tasarımlarımda, çiçeklerin hem renklerinden hem de özgün biçimlerinden ilham aldım. Her bir tasarımımda tıpkı çiçekler gibi, birbirine benzemeyen eşsiz formlar ve o forma uygun renkleri ve desenleri kullandım. İlham kaynağım çiçekler olduğundan, koleksiyonumun adı Yunan mitolojisindeki çiçek tanrıçası “Antheia”.
Son koleksiyonunuzun kilit parçaları neler?
Lunaire Studio’nun kilit parçaları, sadece ayakkabı ve aksesuar değişimiyle, giyen kişiyi gündüzden geceye taşıyacak elbiseler. Günümüzde insanların eskiye göre artan iş yükü, zaman kısıtlılığı ve sosyal ortamlarda daha fazla bulunma ihtiyacı sebebiyle, zaman kazandıran “tek parça ile çok iş” kavramını misyon edindim.
Antheia’da kullandığınız kumaşlar, renkler ve tarzlar neler?
“Antheia” koleksiyonumda genellikle neşeli ve rengârenk çiçek desenleri tercih etmekle beraber, vazgeçilmezim olan siyah ve beyaz renkleri de kullandım. Kumaş çeşitlerinde ise modeline uygun seçim yaparak, tüvit, viskon ve dökümlü krep şifonlar ağırlıklı feminen bir koleksiyon hazırladım. Koleksiyonumda baskın renkler; lila, turuncu, nar çiçeği ve saks.
Son koleksiyonunuzu nasıl tanımlarsınız? Hedef kitlesinden bahseder misiniz?
Ben elbisenin; kadın bedenine çok yakışan, özel bir parça olduğunu düşünüyorum. Doğru bir kalıp, desen ve renk birleştiğinde, kombin yapmakla uğraşmadan, “giy ve çık” kolaylığı bence çok cezbedici. Lunaire Studio’da hem cool ve seksi hem de neşeli ve hareketli kadınların seveceği tasarımlar var. Lunaire Studio kadınlarının ortak özelliği; iş hayatında ve sosyal hayatta varlığı hissedilen, üretken, kısa süreli moda akımları ile değil kendi zevki ile seçim yapıp, zamansız parçalar giymeyi tercih eden ama en önemlisi, bedenine ve kendine güvenen özgür kadınlar olmaları.