Dünyaca Ünlü İç Mimar: Christopher Hall
Küçük yaşlardan beri sanata ilgisi olan ve İstanbul’u keşfetmesi ile ülkemize yerleşen Christopher Hall dünyaca ünlü bir mimar… Saraylar tasarlayan, muhteşem ürünler üreten Christopher Hall ilhamını doğadan aldığını ve İstanbul’un nabzının çok ilham verici olduğunu belirtiyor. Dünyanın bir çok yerinde iç mimari tasarımı yapan Christopher Hall ile tasarıma olan ilgisi ve ülkemizle olan hikayesi hakkında konuştuk…
Bize kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Cristopher Hall?
Yeni Zelanda doğumluyum. Avrupa’da uzun yıllar yaşadıktan sonra beni mıknatıs gibi çeken bu şehre 2000 yılında gelip yerleştim. Çocukluğumdan beri farklı kültürler hep ilgimi çekmiştir. Bir odanın şekline bir şey ekleyip çıkardığımız zaman atmosferinin değiştiğini çok erken fark ettim. Bahçe, ev, tasarım, iç mimari gibi konular çok önceden beri ilgimi çekiyordu aslında. Yeni Zelanda’da deniz kenarında bir evimiz vardı ve buradaki ortam beni çok etkiliyordu. Gençken yeni Zelanda’dan ayırıldım ve İtalya’da eğitim aldım. Altı sene burada yaşadım Akdeniz ülkelerinin hepsini gezdim. Ve Akdeniz kültürünü benimsedim. 1996 yılında bir yıl boyunca Paris’te yaşadım. Avusturya Sydney’de bir iç mimarlık şirketi kurdum. Şu an İstanbul’da çalışmalarıma devam ediyorum.
Sizi iç mekan tasarımlarınızla tanıyoruz fakat mobilya tasarımı da yaptığınızı öğrendik… Bize tasarımlarınızdan bahseder misiniz?
Tasarladığım ürünlerde zamansızlık, fonksiyonellik unsurları önem taşıyor. Tasarımlarım doğal olarak çıkıyor aslında bütün dünyayı gezmenin faydalarını görüyorum diyebilirim. Farklı kültürleri birleştirmenin avantajlarını görüyorum. Etkilendiğim bir yer ya da bir mekan tasarımlarıma yansıyor. Mobilya tasarımlarımın zamansız olmasına özen gösteriyorum.
Mobilya tasarımlarınız dünyaya yayılmış durumda. İngiltere, Amerika, Fransa ve Avusturalya gibi ülkelerde satılıyor. Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Çok olumlu tepkiler alıyoruz ve Hall Interiors olarak gurur duyuyoruz. Mağazalar zaman zaman sipariş verebiliyor ama asıl olarak İngiltere’de çok tanınıyoruz. İngiltere en çok satış yaptığımız yer diyebilirim. Londra ve New York’ta da oldukça yoğun ilgi görüyoruz.
İç mekanları tasarlarken müşterinin beklentisine göre mi kendi zevkinize göre mi tercihler yapıyorsunuz?
Profesyonel bir tasarımcının yeteneği, müşterisinin taleplerini doğru algılayıp, kendi beğenisi ve stili arasında dengeli bir sentez yapmaktır diye düşünüyorum. Bu durumda önce müşteriyi dinliyorum. Ve onu tanıyabilmek zevklerini öğrenebilmek adına birçok soru soruyorum. Kişinin zevk ve beğenisine göre özel bir tasarım yapıyorum. Benim için en önemli şey onların mutlu olması.
Çukurcuma’da Hall Shop oldukça ilgi görüyor. Burada sadece kendi ürünlerinizi mi sergiliyorsunuz?
Hall Shop’ta hem kendi tasarımlarım hem de dünyanın çeşitli yerlerinden topladığım obje ve vintage mobilyalar sergileniyor. Biraz tekstil biraz farklı objeler yer alıyor burada. Antika objeler de yer alıyor fakat tekstil tasarımları bana ait değil. Orta Asya’dan bulduğum çeşitli kumaşlara özel nakışlar yaptırıyorum sadece.
Tasarımlarınızda nelerden ilham alıyorsunuz?
Doğayı çok ilham verici buluyorum. Yaşadığım ziyaret ettiğim ülkelerin, gördüklerimin tasarımlarımda çok büyük etkisi var. Örneğin geçen sene bir arkadaşımın doğum günü için St. Petersburg’a gittim. Ve buradaki doğadan ilham aldım. Kocaman meşe ağaçları, simsiyah tarlalar bana ilham verdi. Yani ilhamımı doğadan alıyorum.
Daha önce İtalya ve Yunanistan’da yaşadınız. 2000 yılından beri de Türkiye’de yaşıyorsunuz. Neden Türkiye’yi tercih ettiğinizi sorabilir miyim?
Türkiye’yi İstanbul’u tercih ettim çünkü şehrin nabzı çok ilham verici. İstanbul’un insanı kucaklayan bir enerjisi var. Özellikle muhteşem mimarisi beni çok etkiledi. 19 yaşında çıktığım bir Akdeniz turu ile keşfettim bu şehri. Ve bir gün mutlaka burada yaşayacağım dedim. Kent, dil ve mimari çok önemli bir konumda. İstanbul’da beni çeken çok şey var kısacası!
Uzun yıllar sarayların tasarımını gerçekleştirdiniz. Bu nasıl bir duyguydu?
Başlangıçta zorlayıcı ve ilginç, proje bitiminde ise çok onurlandırıcı. Çünkü kolay bir iş değil. Kocaman bir alan var ve saray projelerimiz yaklaşık bir yıl sürüyor. Müşteriyi mutlu edebilmek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Alan büyük olduğu için çok daha uzun sürüyor tabii ki bu projeler. Ama bir o kadar da heyecan verici.
Başka hangi ülkelerle çalışıyorsunuz? Bize yurt dışındaki projelerinizden bahseder misiniz?
Fransa, Avustralya, İngiltere, Amerika, Suudi Arabistan gibi ülkelerle çalışıyoruz. Bu ülkelerde hem kurumsal hem de bireysel projelerimiz var.