Demet Şener ile Anneler Günü
2 çocuk annesi, güzelliğiyle her zaman göz önünde olan eski Model, Sunucu ve Oyuncu Demet Şener ile anneliğe, kızı İrem’e ve oğlu Ömer’e dair çok samimi bir sohbet gerçekleştirdik…
Anneliği bir cümleyle anlatmanızı isteseydik neler söylerdiniz?
Hiçbir beklenti olmadan, karşılıksız sonsuz bir sevgi olarak tanımlayabilirim.
Anne olmakla birlikte hayatınız nasıl bir değişime uğradı? Beklentileriniz doğrultusunda bir değişim mi oldu sizin için?
Annelikle birlikte tabii ki hayatım tamamen değişti. Özellikle ilk çocuğum olan İrem’in doğumuyla bambaşka bir hayata geçtim. Aklımın bir köşesinde hep İrem… Onun yanında olmasam bile olma isteği… Yanında olmadığım zamanlarda ise “Ne yedi, ne içti, iyi mi, mutlu mu, durumu nasıl, ne şekilde bakılıyor?” soruları… Bunların hepsi insanın kafasının asla yüzde yüz rahat olmadığı zaman dilimine geçişini temsil ediyor. Ancak ikinci çocuğum Ömer’den sonra hayatımda pek bir değişiklik olmadı. Elbette bir ve iki çocuk arasında çok fark var. Hep derlerdi 1 çocuk hep çok kolay, asıl zorluk 2.den sonra başlıyor diye. İrem ile Ömer arasında da çok fazla yaş farkı olmadığından dolayı ikisi beraber büyüdü. Hem zorlukları hem de kolaylıkları vardı bu durumun. İrem 5, Ömer 2,5 yaşındayken beraber gayet güzel oynuyor olmaları, biberonları birlikte bırakmaları, birçok şeyi birbirleriyle paylaşmaları, aynı şeylerden hoşlanıp aynı aktiviteleri yapmaları kolaylık sağlayan kısımlardı. Tabi zor yanları da vardı… Bunun için de belirli bir süre çok daha fazla efor sarf etmem gerekiyordu iki çocuğum olduğu için. Tabii ki bekliyordum böyle bir değişiklik. Beklentim doğrultusunda değişti hayatım. Çok istiyordum çocuk sahibi olmayı ve gerçekten isteyerek anne oldum. O yüzden, bunlara çok hazırdım. Ben buna inanıyorum, hazır olmak diye bir şey var çocuk sahibi olmaya. Tabii ki her anne kendi doğrularıyla anne oluyor. O yüzden her annenin doğrusu kendine. Tek bir model veya kural yok bence çocuk yetiştirirken de. Bu sebepten ötürü hep rahattım.
Şu anki çocukların en büyük avantajı nedir sizce?
Şu anki çocukların en büyük avantajı, çok bilinçli annelere sahip olmaları bence. Eskiden anneler çok araştırmıyorlarmış kendi annemden ve büyüklerimden duyduğum kadarıyla. Bizler, daha hamile kalmadan önce folik asit kullanmayı, nasıl daha düzgün beslenileceğini, nasıl davranmak gerektiğini araştırıyoruz. Bunları artık çok daha iyi biliyoruz ve çok fazla araştırıyoruz artık. Dolayısıyla daha bilinçli anneleriz bence. Tabii çok bilmenin ve araştırmanın da bazı dezavantajları var. Bazı şeyleri bilmediğinizde tedirginlik de aynı oranda daha az oluyor.
Çocuklarınızın isimlerine nasıl karar verdiniz? Bir hikayesi var mı?
Bir hikayesi yok aslında. İkisi de çok sevdiğim isimlerdi. İrem ve Ömer… Anlamları da çok güzel. O yüzden, insanlar o isimleri gerçekten taşıyor diye düşünüyorum. Mesela Ömer; çok adil, adaletli ve merhametli bir çocuk. İrem de çok naif, cennet bahçesi gibi…
Çocuklarınızın kariyer planlamasına dahil olmayı düşünüyor musunuz? Yoksa kararı tamamen kendisine mi bırakıyorsunuz?
Tabii ki çocuklarımız belirli bir şeye karar verirken anneleri olarak onları yönlendirmemiz lazım. Ben de her kararlarında yanlarındayım. Bu zamanın çocuklarına zorla hiçbir şey yaptıramıyorsunuz zaten. Çok küçükken bile sizin istediğinizi değil, kendi istediğini giyiyorlar. O yüzden kariyer gibi ciddi bir konuda bizlerin sözünün geçeceğine inanmıyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorum. Onların bize ait değil, bizden farklı bireyler olduğunun farkındayım. Ben de böyle bir anneyim. Çocukların kendi sorumluluklarını bilip hayatlarını ona göre şekillendirmesinden yanayım. Hiçbir zaman çocuklarımın başında durup da ders çalış dediğimi hatırlamam mesela. Kendi kendilerine ne kadar çalışmaları gerektiğini, biraz söyleyerek biraz kontrol ederek anlatmaya çalıştım. Kendi kararları sonuç olarak ne kadar çalışmak istedikleri, ne kadar antrenman yapmak istedikleri… Her şeye kendileri karar verdiler ve bu da kendi kişilikleri ve gelişimleri için daha doğru oldu diye düşünüyorum. Dediğim gibi ben yardım etmek için her zaman buradayım fakat son karar, tabii ki onlara ait.
Beraber yapmaktan en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?
Beraber yemeğe çıkmayı çok seviyoruz. Ömer’in basket İrem’in ise tenis maçını seyretmeyi, onların başarılarını izlemeyi seviyorum. Onun dışında evde bazen bu eski tarz oyunları da seviyoruz aslında isim şehir gibi. İrem’le tabi daha farklı paylaşımlarımız oluyor, 14 yaşına giriyor artık… Onunla kuaföre gitmeyi, alışveriş yapmayı daha çok seviyoruz. Ömer tabii ki daha erkeksi aktiviteleri seviyor arkadaşlarıyla, futbol gibi. Bizimle de yemek yemekten ve oyun oynamaktan keyif alıyor diyebilirim.
Annenizden aldığınız ve sizin için önem taşıyan bir öğüt var mı?
Annemin bana verdiği en büyük öğüt, aile içi eğitimin çok önemli olduğu. Ben kendi ailemde bunu gördüm. Genel görgü kuralları ve insani yönlerin öğrenilmesi için 7 yaş çok geç. Bunların özellikle de anne tarafından öğretilmesi, gösterilmesi çok önemli. Annemden gördüğüm şeylerden biri de yanlış bir şey yaparken onun yanlış olduğunu söyleyip devam etmek değil, aksine çocukların yanında bu davranışı hiç yapmamak çok önemli.
İleride çocuğunuzun sizinle aynı mesleği yapmasını ister miydiniz?
İsterdim tabi. Neden istemeyeyim ki… Kızım mesela model olsun isterdim. Çok güzel bir fiziği var, güzel bir genç kız oluyor artık… İyi bir tenisçi olsun yanında da modellik yapsın isteyebilirdim. Ömer de İrem de ne meslek seçerlerse seçsinler ben her zaman yanlarında onlara destek olacağım. Kendi kararlarını kendileri versinler.