Çocuklarda Alerjik Rinit
Alerjik rinit yaşamı tehdit eden bir hastalık olmamakla birlikte çocukların yaşam kalitesini bozuyor.
Çocuklarda alerjik riniti önemseyin…
Allerjik rinitli çocuklar burun tıkanıklığı nedeniyle ağız solunumu yapmakta bu da ileri dönemde çene gelişim bozukluklarına yol açabilmektedir. Çocuklarda alerjik rinitin ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Bayındır Hastanesi Söğütözü Kulak Burun Boğaz Bölümü doktorlarından Doç. Dr. Tuncay Özçelik “Alerjik rinitler özellikle çocuklarda diş çürümelerine yol açabilir, dikkat bozukluğu yapabilir, kulakları alerjiden etkilenebilir, işitme kayıpları görülebilir, gözaltlarında koyu renk değişikliği gelişebilir ve bu renk değişikliği tedavi edilmezse kalıcı hal alabilir” diyor.
Alerji, vücuda giren yabancı maddelere karşı gösterilen aşırı duyarlılık hali olup, bu aşırı duyarlılığın burun ve sinüsleri döşeyen mukozada gerçekleşmesiyle ortaya çıkan tablo alerjik rinit olarak tanımlanmaktadır. Alerjenler ev tozları, küf mantarları, kedi, köpek tüyü, kümes hayvanları tüyü, polenler, hamamböceği ve gıdalar olabilir.
Alerjik rinitli çocuklarda huysuzluk dikkat çekiyor.
Hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde burunda, kulaklarda ve boğazda kaşıntı şikayetlerine dikkat çeken Doç. Dr. Özçelik alerjinin türüne, yoğunluğuna, maruz kalınma sıklığına göre şikayetlerin değişebildiğini, ev tozu alerjisi olanlarda burun tıkanıklığının, polen alerjisi olanlarda hapşırma ve burun akıntısının daha fazla görüldüğünü vurguladı.
Doç. Dr. Özçelik bu belirtilerin dışında kuru öksürük, tat ve koku alma bozuklukları, horlama ve uyku problemlerinin görülebildiğini belirtti ve “Özelikle alerjik rinitli çocuklar huzursuzdurlar, yerlerinde duramazlar, sürekli kaşınır, burunlarını ovuştururlar” dedi.
Alerji rinit başka hastalıklara yol açabilir.
Alerjik riniti olan kişilerde bazı hastalıkların sık görüldüğünü, bu durumun hem alerjik reaksiyonun diğer bölgelerde de olmasından hem de burun solunumunun sağlıklı olmamasından kaynaklandığını belirten Doç. Dr. Özçelik “Özellikle serözotit denilen orta kulağın havalanma bozukluğu, sıvı toplanması ve işitme azlığı, sık tekrarlayan orta kulak iltihapları, alerjik astım, alerjik konjunktivit, deride egzama ve benzeri rahatsızlıklar sıklıkla görülmektedir. Alerjik rinitin tedavi altında olması, eşlik eden bu hastalıkların da kontrol altında tutulmasını kolaylaştırmaktadır” dedi.
Alerjik rinit tedavisinde korunmanın yanında ilaçlar, aşılama ve cerrahi tedavinin uygulandığını ifade eden Doç. Dr. Özçelik, “Başarılı bir tedavi için hastaların alerji hakkında bilgili olmaları, doktor ve yardımcı sağlık personeli tarafından eğitilmeleri, takip eden doktoruyla irtibatlarını kesmemeleri şarttır. Hasta bir kutu ilaç alarak iyileşmeyeceğini bilmeli, tedaviden beklentileri konusunda gerçekçi olmalıdır.” dedi.
Alerji yapan maddeden uzak durmak gerekiyor.
Alerjik rinitli hastalara ilk olarak alerjenden sakınma, ikinci aşama ilaç tedavisi ve üçüncü aşama da ise aşı uygulamasına geçtiklerini söyleyen Doç. Dr. Özçelik, “Alerjenden kaçınmanın sadece o esnada rahatlamak, hastalık belirtilerinden kurtulmak için yapıldığı düşünülmemelidir. Uzun süre alerjenden korunmayı başaran kimselerde gelecekte oluşacak kısa süreli temaslarda dahi alerjik hadiseler görülmeyebilir. Ayrıca alerjene ne kadar çok maruz kalınmışsa ilerleyen zamanlarda normalde reaksiyon yaratmayacak miktarlardaki alerjen bile hastalığı ortaya çıkarmaya yeter. Hatta hava kirliliği, sigara dumanı gibi alerjik olmayan durumlar bile alerjiyi tetikleyebilir” diye belirtti.
Çocuğunuzun odasına halı sermeyin!
Korunma yöntemlerinin alerjene göre değiştiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özçelik, alerjik rinitten korunmak için alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor:
• Çocuğunuzun ev tozlarına alerji varsa çarşaf ve nevresimlerini haftada bir yüksek sıcaklıkta yıkayın.
• Odasında kalın dokuma kumaştan yapılmış perde ve koltuğa yer vermeyin. (Bu ürünler yerine içinde daha çok vinil, deri gibi derin gözenekleri olmayan temizlenmesi kolay ürünlerden yapılmış olanlarını tercih edin.)
• Yattığı odada ev tozlarının barındırabildiği için yapma çiçek ve küçük biblo gibi eşyaları bulundurmayın.
• Özellikle yatak odasına halı sermeyin. İlla ki koymak istiyorsanız daha kısa tüylü halıları tercih edin.
• Hayvan tüyüne alerjisi varsa alerjisini bildiğiniz hayvanı evden uzaklaştırın.
• Çocuğunuzun polene karşı alerjisi varsa; polenlerin yoğun olarak görüldüğü sabahın erken saatlerinde ve rüzgarlı havalarda mümkün olduğunca çocuğunuzu dışarı çıkarmayın.
• Çok yoğun şikayetler yaşıyorsa dışarı çıkarken filtreli koruyucu bir maske takın.
Açık havada uzun süre kalmasına izin vermeyin.
• Özellikle yaz aylarında camları açık bırakarak yatmaktan kaçının.
• Araba yolculuklarında ağaçlık yerlerden veya yeşil alanlardan geçilirken içeriyi mümkün olduğunca klima yardımıyla havalandırın. Camları açmayın.
Her alerji hastasına aşı tedavisi uygulanamıyor.
Bütün korunma yöntemlerinin asla alerjeni sıfırlamadığının altını çizen Özçelik, bunlara dikkat edilmeden uygulanan ilaç tedavisinin de yararlarının azalacağını söylüyor. Alerjiye yönelik en sık kullanılan ilaçlar arasında alerjik reaksiyondan sorumlu olan histaminle mücadele eden antihistaminikler yer alıyor.
Bu ilaçlar akıntıyı, hapşırmaları, kaşıntıları kesebiliyor. Fakat tıkanıklığı gidermek için farklı ilaçlara da gereksinim duyuluyor. Tıkanıklık için ilave sprey veya şuruplar gerekebilir. Kortizon içeren burun spreyleri, kortizon tabletleri veya iğnelerinin kullanılmasını gerektiren durumlar da görülebiliyor.
Üçüncü aşama immünoterapi denilen aşılamadır. En etkili tedavi yöntemi bu olmakla birlikte her alerji hastasına aşı tedavisi uygulanmadığını belirten Doç. Dr. Özçelik, “Buna, çocuğun yaşı, daha önce ne tür tedavileri almış olduğu, yılın kaç ayı boyunca alerjiden muzdarip olduğu ve diğer ilaçların ne kadar etkili olduğu, hangi alerjenlerden etkilendiği, aşılama programına uyum gösterip gösteremeyeceği gibi bir çok faktör birlikte değerlendirilerek karar verilir. Çocuklarda alerji aşısı yasaklanmış değildir.
Fakat yaşla ilgili olarak çocuğun kliniği değişkenlik gösterebilmektedir. Zamanla başlangıçta saptanan alerjenlerden daha farklı alerjenler ortaya çıkabileceğinden aşılama işlemi geciktirilmeye çalışılır. Ergenlik döneminde aşılama rahatlıkla yapılabilmektedir” dedi.
Cerrahi tedavi alerjiyi ortadan kaldırmak için yapılmıyor!
Cerrahi tedavinin alerjiyi ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi yöntemi olarak düşünülmemesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Özçelik, “ameliyatlar alerjiden kaynaklanan veya alerji tedavisini zorlaştıran durumlarda uygulanıyor. Örneğin yeterli süre beklendiği halde düzelmeyen kulakta sıvı toplanması durumlarında kulağa tüp takılması gibi veya burun spreylerinin derinlere nüfuz etmesini sağlamak amacıyla burun etlerinin küçültülmesi, yine tedaviyi güçleştiren kronik sinüzit, geniz eti varlığı gibi durumlarda bunlara yönelik cerrahi müdahaleler gerekebiliyor.” diye belirtti.
[nggallery id=1249]