Cilt Gençleştirmeye Yeni Yaklaşım: Kolajen Enjeksiyonları
Dermatoloji Uzmanı Dr. Özge Banu Öztürk, kolajen takviyelerinin kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, kolajen ve ip askılama kombinasyon tedavileriyle beraber, on yaşa kadar gençleşmeyi mümkün kılan etkileri aktarıyor…
Cildimizin temel yapı taşının ve gençleşme sürecinde cilt onarımı üzerinde özellikle yoğunlaştığımız yapının kolajen olduğunu biliyoruz. Son yıllarda biz dermatologlara en çok sorulan soruların başında “Cilt kolajenimi nasıl arttırabilirim? Cildimi sıkılaştırmak için hangi kolajeni içmemi önerirsiniz?” yer alıyor. Piyasada bu sorunun cevabı olarak çok çeşitli içilebilir kolajen takviyeleri bulunuyor: Tip 1 ve Tip 3 ile beraber, hyalüronik asit, çinko, magnezyum, bakır, selenyum gibi minerallerden de zengin bu kolajen takviyelerinin özellikle diyabetik ve böbrek protein kaçağı olan kişiler tarafından kullanımı sırasında sıkıntılar yaşanabileceği bilindiğinden, bu kişilerin kullanmadan evvel doktorlarına danışmaları gerekiyor.
Bizler; güneş, çevresel faktörler, şeker gibi kolajen yıpratıcı tüm faktörlere maruziyet devam ederken, gençleşmek isteyen kişilerde kolajeni yeniden yapılandırmaya çalışırken de bazen zorlanıyoruz. Özellikle, şekerden zengin beslenen, spor yapmayan ve vitamin-mineral eksiklikleri olan kişilerde, ağızdan kolajen takviyesi alsa bile istediğimiz sonuçlar olmuyor. Bu sebeple son zamanlarda enjekte edilen Tip 1 kolajen peptit zincirleri içeren kolajen aşıları geliştirildi. Orta deriye ve deri altına, direkt iğne veya kanül yoluyla enjekte edilen bu aşılar bir ay arayla, iki ila üç seans uygulandıktan sonra belirgin sıkılaşma, yara izi onarımı, sarkmanın toparlanmasını sağlıyor. Akne izleri, orta yüz ve göz kapaklarının sarkması, boyun cildinin gevşemesi ve kırışıklıklarının giderilmesi, dekolte çizgilerinin silinmesi, el cildinin gençleştirilmesi, iç kol-iç bacak cildinin toparlanması, cilt çatlaklarının silinmesi için kullanılabiliyor. Sonuçları oldukça başarılı kolajen aşıları, içeriklerindeki hyalüronik asit ve karboksimetil selüloz gibi yardımcı etken maddeler sayesinde hacim desteği de sağlayabiliyor.
Son zamanlarda bana sıkça sorulan bir diğer konu da: İple yüz germede en uzun kalıcı ipler hangileri? İp askılama ile on yaşa kadar gençleşmek mümkün mü?
İple askılama temelde, yer çekimi etkisiyle sarkmış yumuşak dokuların toparlanması amacıyla vektörel olarak kaldırılarak saçlı deri, şakak veya orta yüze sabitlenmesidir. Askı görevi gören iplerle, sarkma olan bölge yukarı vektörel olarak kaldırılıp sabitlenir. Daha sonra cilt, bu ipleri eritmeye çalışırken, kan dolaşımını ve metabolizmasını arttırır, ipler etrafında yeni kolajen oluşturur ve bu yeni oluşan kolajen ile cilt yapılandırılmış, sıkılaşmış, gençleşmiş olur.
Uzun süre etkili ip askılama için, tercih edilen iplerin dokuda parçalanma süresi uzun olanlarının tercih edilmesi gerekir. En hızlı eriyen ipler, PDO iplerdir. Bu sebeple genellikle PDO ipleri, örümcek ağı tekniğiyle ve çok sayıda kullanmamız gerekiyor. Polikaprolakton (PCL) içeren Rus askısında yaklaşık etki süresi iki ila üç yıl ilken, Polilaktik asit (PLA) içeren ve çift yönlü konileri sayesinde dokuyu sıkıştırma ve deriyi kaldırma etkisiyle yer değiştirme ve kayma olmadan yüzü asan iplerin kullanıldığı Fransız askısı ile iki ila beş yıla kadar, etkili ve ameliyatsız yüz germek mümkün olabiliyor. Özellikle kırk beş yaş üstü, sarkmanın başladığı kişiler için uygun olabilir.
Emilebilme özelliği ile polilaktik asit deri altı dokusunda harekete geçer; fibroblast aktivasyonu ve kolajen üretimini tetikleyerek, yüze şeklini yeniden kazandırır. Polilaktik asit yavaş salınım gösterir, sert ve uzun kalıcı Tip 1 kolajen oluşumunu sağladığı için uygulama alanında cilt kalitesinde belirgin artış görülür. Takılacak ip sayısına göre on yaşa kadar gençleşmek mümkün olabilir. Yoğun sarkma ve kolajen yıpranması olan kişilerde PCL/PLA ipleri, akıllı dolgu veya hyalüronik asit dolgular ve kolajen aşıları ile kombine uygulamak da mümkün olabiliyor.
Özetle, medikal estetikte doğru koşullarda kişiye özel yaklaşım ile, on yaşa kadar yüzü ve boyun bölgesini gençleştirmek mümkün!