Bodrum’da Ara Balıkları
Müşterileri arasında Katy Perry, Salma Hayek, Ellen Degeneres , Oprah Winfrey gibi dünyaca ünlü isimler bulunan, ayrıca Brezilya,Puerto rico ,Meksika ve Kanada da birçok kuyumcuda mücevher tutkunlarıyla buluşan Ara Collection markasının renkli dünyadaki ilerleyişini kurucusu Ali Rıza Akdolu anlatıyor…
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Hangi sektörlerde, ne tür işlerle meşgul olduktan sonra mücevhere yöneldiniz? İşin tasarım kısmına ilginiz nasıl doğdu?
Kuyumculuk sektöründen önce Eskişehirli olmamız sebebiyle pipo işi yapardık; atölyemiz vardı, pipo işlerdik. O dönemde de her zaman fark yaratan tasarımlar yaptık. Örneğin ortaokula gittiğim dönemde ağızlık işlemiştim, üzerinde Kristof Kolomb’un
Amerika’yı keşfini betimleyen bir kompozisyon vardı ve yaklaşık 11 minik figür vardı üzerinde. Her biri 1 santimin altında insanlardan bahsediyoruz. Önde Kristof Kolomb sahilde, yanında papaz, Kristof Kolomb’un elinde kılıcı, hazine sandığı, arkasında tropikal bir orman ve ağaçların ardında gizlenmiş, onları gözetleyen yerlilerden oluşuyordu. Yine ortaokul dönemimde herkes tebeşiri tahtaya yazı yazmak için kullanırken ben tebeşirlere Osmanlı padişahlarının büstlerini işler ve bunları arkadaşlarıma hediye ederdim.
Aksesuarın sizin için anlamı nedir?
Salt insan bedeninin o insanın kişiliğini ya da hayata nasıl baktığını, nasıl bağlandığını ifade edemeyeceğini düşünüyorum bir başına. Bu yüzden aksesuarın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Tasarımlarınızla kimlere ulaşmayı hedefliyorsunuz?
Takılarımızı alanlar sosyo ekonomik durumu yüksek olan bir kitle. Pek çoğu altın takmayı sevmeyen insanlardı ama ben tasarımlarımla bu insanlara altın takmayı başarabildim.
Yolcuğunuza neden Bodrum’dan başlamayı tercih ettiniz?
Ticaret ya da tasarım için değil, yaşamak için Bodrum’u seçmiştim, bu her zaman hayalimdi. 1992 yılında askerden sonra soluğu burada aldım. İlk başta perakende mağazalarla başladık, ancak hiçbir zaman salt bir ürünü alıp satmak bana keyif vermedi, üretmek her zaman aklımın bir kenarındaydı. Bunun heyecanını her zaman yaşamak istedim. 3-5 sene perakende çalıştıktan sonra tezgahı dükkanın ortasına koydum ve üretmeye başladım.
Amerika’ya açılma süreciniz nasıl gelişti?
Amerika başlı başına bir kıta olduğu için ve lüks tüketen yoğun bir nüfusa sahip olduğu için bize göre her zaman ilgi çekiciydi. 2001 yılında bir fuara katıldık ve bunu hızlı bir şekilde diğer fuarlar takip etti. Yılda yaklaşık 5 – 6 fuara katılarak bugüne kadar 100 civarında fuar tamamladık. Koleksiyonlarımızı alıcılara tanıtmak için bu en iyi yöntem oldu.
Koleksiyonlarınızı hazırlarken ilham kaynağınız neler oluyor?
Bodrum’da yaşarken gerçekten de bir ilhama pek ihtiyacınız yok, taşları önünüze koyduğunuzda gerisi kolaylıkla gelebiliyor. Zaten Anadolu gibi tarihin beşiği bir coğrafyada yaşamakla biz tasarımcılar kendimizi çok şanslı buluyoruz. Çünkü, dünya tarihinde takının ilk örnekleri M.Ö 4000 yılında Anadolu’da Alacahöyük’te bulundu.
Koleksiyonlarınızın tarzını nasıl tanımlıyorsunuz? Meteor taşında koleksiyon yaratmak gerçekten özel bir fikir…
Çok hızlı şekil değiştiren koleksiyonlar hazırlamıyorum. Genelde üstüne koyarak devam etmeyi tercih ediyorum. Zaten 24 ayarla çalışırken çok fazla birbirinden farklı model yapmanız o kadar kolay değil; madenin yumuşaklığı ve kendi karakterinden dolayı.
Koleksiyonları hazırlarken ilkel dönemlerdeki tekniklere bağlı kalarak çalışmayı tercih ediyorum . Zaten 24 ayar kullanmamın sebebi de bu. Tarih öncesindeki örneklerde her zaman saf altın kullanılmış, döverek formu verilmiş. Biz de aynı teknikleri devam ettirmeye çalışıyoruz.
Bildiğimiz kadarıyla bir de sandalet tasarımı yapıyorsunuz… Biraz da bu konuya değinmek isteriz…
Sandalet tasarımlarımız Capri seyahatimizden sonra canlandı. Bodrumlu ustaların mirasını, bu bayrağı taşımak istedik. Üzerindeki tüm balık aksesuarlarını kendimiz tasarladık ve kendi atölyemizde ürettik. Sandaletlerde özellikle işlem görmemiş, doğal, ham deri kullanıyoruz. Bodrum’da yaşamayı ve üretmeyi çok seviyorum.
Mesleğinizde geleceğiniz hangi aşamadan sonra hayalinize kavuşmuş olacaksınız, şu an o hayalin hangi noktasınız?
Benim en büyük hayalim yaptığım balık koleksiyonlarının Bodrum ile özdeşleşmesi… Bodrum deyince akla Ara Balıkların gelmesi ya da Ara Balık deyince akla Bodrum’un gelmesi en büyük hayalimdir…