Blues’un Kraliçesi: Zora Young
Blues’un efsanevi sanatçısı Zora Young Türkiye turnesi kapsamında müzik severlerle buluşacak. B.B.King, Junior Wells, Jimmy Dawkins, Bobby Rush, Buddy Guy, Albert King, Professor Eddie Lusk gibi dünyaca ünlü isimlerle çalışan, muhteşem sesi ile notaları havalarda uçuşturan Zora Young ile bu buluşma öncesi müzik dünyası ve yeni projeleri hakkında konuştuk.
Genç yaşlarda R&B ve Blues söylemeye başladınız… Peki, müzik ile olan hikayeniz tam olarak nasıl ve ne zaman başladı?
Ben Blues değil de Gospel dinleyerek büyüdüm aslında. Ailem Mississippili ama küçük yaştayken Şikago’ya taşındık orada Greater Harvest Baptist Kilisesi’nde Gospel söylemeye devam ettim bir süre. Daha sonra R&B’ye geçtim ve otuz yıldır da Blues söylüyorum.
Aralarında Junior Wells, Jimmy Dawkins, Bobby Rush, Buddy Guy, Professor Eddie Lusk, Albert King ve B.B. King’in de bulunduğu çok sayıda sanatçı ile birlikte performans sergiledim. Kayıt çalışmalarım arasında da Willie Dixon, Sunnyland Slim, Mississippi Heat, Paul de Lay, Maurice John Vaughn ve Hubert Sumlin gibi birçok isim ile birlikte gerçekleştirdiğim projeler yer alıyor.
Avrupa’da otuzdan fazla turneye çıktım, Şikago Blues Festivali’nde yedi defa sahne aldım. Albümlerim arasında Deluge Records’dan Travelin Light (1991) ve Delmark Records’dan Learned My Lesson (2000) ve Tore Up from the Floor Up (2005) ile en sonra albümüm The French Connection (2009) yer alıyor.
Chicago Blues Queen olarak adlandırılıyorsunuz. R&B ve Blues ile müzik hayatına giriş yaptınız peki daha sonra tam olarak Blues’a geçişiniz nasıl oldu?
Greater Harvest Baptist Kilisesi’nde Gospel söylediğim zamanlarda, kiliseden çıktıktan sonra Buddy Guy, Junior Wells gibi efsanevi isimleri duyduğum meşhur Theresa’s holünün önünden geçerdim. Kulağım Blues’a aşinaydı ama henüz o sıralarda Blues müziğinin güzelliğinin farkında değildim. Henüz gençtim ve o “eski” Blues müziğinden hoşlanmıyordum ama sonra giderek beni daha çok etkiledi ve ben de Blues’a geçiş yaptım.
B.B.King, Junior Wells, Jimmy Dawkins, Bobby Rush, Buddy Guy, Albert King, Professor Eddie Lusk gibi dünyaca ünlü isimlerle çalışmak nasıl bir duygu?
Bu saydığınız isimlerle birlikte performans sergilemiş olmak, sahne almak benim için muazzam bir onurdur. Bunu yapabildiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum ve bununla gururlanıyorum. Söz konusu isimler gerçekten saygı duyduğum isimler.
“Blues Heart” adlı sahne şovunda yer aldığınızı biliyoruz… Bize bu özel şovdan bahseder misiniz?
Blues Heart şovu çok başarılı, ses getiren ve beğenilen bir şov oldu. Benim açımdan da Betsey Smith yıldız karakterini oynamak hem büyük bir şans hem de büyük bir onurdur. Bu şov sayesinde klasik blues hakkında daha fazla şey öğrendiğimi ve benim için bir tür eğitim süreci olduğunu söyleyebilirim.
Kasım ayında Efes Blues Festivali kapsamında Türkiye’ye gelerek müzikseverlerle buluşacaksınız… Etkinlik kapsamında vereceğiniz konserden bahseder misiniz?
Türkiye’ye ve Ankara’ya yeniden geliyor olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum, çok heyecanlıyım. Konser sırasında kendi şarkılarımdan birçoğunu söyleyeceğim ve Ankaralı müzikseverlere en iyi performansımı sergileyeceğim.
Bildiğimiz kadarıyla daha önce de Türkiye’ye geldiniz… Türkiye ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Türkiye’yi nasıl buluyorsunuz?
Evet, daha önce de Türkiye’ye geldim ve Türk müzik severler beni harika karşıladılar, çok keyifli konserler verdim ve Türkiye’ye saygı duydum. Türkiye’de alışveriş yapmaktan gerçekten çok hoşlandım diyebilirim.
Yeni albüm planlarınız var mı?
Şu sıralar yeni albüm ile ilgili çalışmalarım sürüyor bunun için materyal yazmakla meşgulüm.
Yakın zamandaki projeleriniz neler?
Türkiye turnesi ile keyifli konserler gerçekleştireceğiz…