Bade Arazlı

Henüz hatırlamadığı yaşlarından itibaren stüdyo ve setlerde bulunan Bade Arazlı, konuk oyunculukla başlayan serüveninde başardıklarını, rolüne nasıl hazırlandığını ve 23 Nisan’a dair dileklerini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.

 

Seni dizi, film ve reklamlardaki başarılı oyunculuğun ile tanıdık ama biraz daha yakından tanımak istiyoruz. Bize kendinden bahsedebilir misin? İleriye dönük hayallerin neler? Oyunculukta devam etmek mi istiyorsun yoksa aklında başka bir meslek var mı?

Henüz bir yaşında bile değilken başladığım bir serüven aslında. Instagram’ın bu sürece çok katkısı oldu. Zaman içerisinde daha çok insana ulaştım ve markalarla fotoğraf çekimleri yapmaya başladım. Sonrasında “Maria ile Mustafa” dizisinde konuk oyuncu oldum. Hemen ardından, sırayla “Bir Zamanlar Kıbrıs”, “Uçuş 811”, “Gülümse Kaderine”, “49” ve “Başım Belada” yapımlarının ana kadrosunda yer aldım. Bunlara ek olarak şu anda “Şahsiyet” dizisinin çekimlerine devam ediyorum.

 

Yer aldığım projelerin büyük çoğunluğu ülke dışı ve şehir dışında geçtiği için oynadığım her karakter benim yeni yerler keşfetmeme sebep oldu ve oyunculuk beni daha da heyecanlandırmaya başladı.

 

Gelecekte daha iyi bir oyuncu olmak için çeşitli eğitimler alıyorum. Örneğin; Mimar Sinan Üniversitesinin Çocuk Konservatuvarının Klasik Bale bölümünde öğrenciyim. Okul, konservatuvar ve setlerden fırsat buldukça kendi sanat merkezimizde de dans, oyunculuk, piyano ve resim dersleri alıyorum.

 

Küçük yaşta stüdyo çekimlerinde bulunmuş olmak, ekranlara çıkmak nasıl bir duygu senin için? Neler hissediyorsun?

Hem çok şanslı hissediyorum hem de hatırlamadığım yaşlarımdan bu yana sete gittiğim için normalim buymuş gibi hissediyorum.

 

Kendini rolüne nasıl hazırlıyorsun? Ön hazırlıklarını anlatır mısın?

Bu konuda çok şanslıyım. Tüm projelerimde oyuncu koçum annemdi. Yeni bir projeye başladığımızda çeşitli görseller ve materyaller ile bana hikâyeler anlatıyor, birlikte karakteri hayal ediyoruz. İlerleyen zamanda ise kamera açıp kendimizi çekip izleyerek sahnelere çalışıyoruz. Yani sadece sette kısıtlı bir zamanda değil, evde uzun bir ön hazırlık süreci yapabiliyordum. Bu da sete çok daha hazır gitmeme sebep oluyor, beni çok rahatlatıyor.

 

Oynamayı çok istediğin bir rol var mı?

Fantastik bir projede, sihir yapabilen bir karakteri oynamayı çok istiyorum. Ayrıca kardeşim Bora ile birlikte rol almak en çok istediğim şeylerden biri.

 

Sektörde en çok kiminle çalışırken keyif aldın?

Kimi seçsem diğerine haksızlık olur. O kadar çok kişiyle o kadar güzel anılar biriktirdim ki ayrım yapamıyorum.

 

Peki, biraz da hobilerinden bahseder misin? Okul dışında neler yapıyorsun?

Kardeşim Bora’yla vakit geçirmeyi seviyorum. Onunla bilgisayar oyunu oynuyoruz, şarkı söylüyoruz, hatta şarkı ve hikâyeler yazıyoruz.

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın öneminden biraz bahseder misin? Bu kutlu gün senin için ne anlam ifade ediyor?

Atatürk’ün biz çocuklara geleceği emanet ettiğini, bize sonsuz inandığını bilmek, onun ilkeleri ışığında Çocuk Bayramımızı kutlamak onur verici. Gerçekten çok şanslı çocuklar olduğumuzu düşünüyorum.

 

23 Nisan’ı nasıl kutlamak istersin?

Elimizde bayraklarla sokaklarda hep bir ağızdan marşlar söyleyerek kutlamak isterim.

 

Tüm dünya çocuklarına vermek istediğin bir mesaj var mı?

Barış, mutluluk, sanat ve bilim içinde bir geleceği biz çocuklar inşa edeceğiz. Kendinize güvenin, yapabileceklerinize inanın. Unutmayın, Atatürk geleceği bizlere emanet etti!