Azra Aksu
Şakir Paşa Ailesi’nin Altın Kelebek Ödüllü çocuk oyuncusu Azra Aksu, hem dizideki karakterini tanıttı hem de 23 Nisan mesajını paylaştı.
Şakir Paşa Ailesi’ndeki rolünde, sanatçı Aliye Berger’in çocukluğunu canlandırıyorsun. Kendisi hakkında neler biliyorsun? Senin de sanat dallarına ilgin var mı?
Aliye karakterinin deneme çekimi geldiğinde, hiç gerçek birinin çocukluğu rolünü oynamadığım için merak ettim kim olduğunu ve internet üzerinden okudum. Sonra da hayran olmaya başladım kendisine. Rolün benim olduğunu öğrenince de senaryomu çalışırken karaktere daha da hâkim olmaya başladım. Şakir Paşa Ailesi’nin en küçük çocuğu olan Aliye Berger, dünyaya rengârenk bakan, hayallerinin peşinden koşan, enerji dolu biri bence. Aliye Berger, Türk gravür ve grafik sanatçısı, aynı zamanda da ressamdır. Sanat eserlerinde hep rengârenk bir dünya yaratmış, kişiliğini sanatına yansıtmıştır. Ben de müzik, dans, tiyatro, drama, resim gibi sanat dallarına ilgi duyuyorum.
Dizi setinde zamanın nasıl geçiyor? En çok kimlerle iyi anlaşıyorsun?
Sette, her setimde olduğu gibi çok keyifli anlar geçiriyorum. Her gün kostümümün ve saçımın nasıl olacağını merak ediyorum, heyecanlanıyorum. Alyoşa inanılmaz eğlenceli ve renkli bir çocuk. Bu sayede; hazırlık aşamasında da, çalışırken de çok eğleniyorum. Boş vakitlerimde de en çok, oyuncu arkadaşlarım Zeynep ve Melih ile vakit geçiyoruz. Sete geçildiği zaman ise sahnede olan tüm oyuncu abi ve ablalarımla eğlenceli vakit geçiriyorum. Mutlaka konuşacak ve sohbet edecek bir şeyler buluyoruz ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum.
Sence oyunculuk nasıl bir duygu? Rollerini canlandırırken nasıl hissediyorsun?
Bence oyunculuk; bana verilen ve canlandırmamı istedikleri karakteri önce iyice anlamak, onun gözünden dünyaya bakmak ve aslında kendini tamamen unutup “Karakter ne yapardı?”, “Nasıl düşünürdü?”, “Nasıl tepki verirdi?” gibi noktalara odaklanmak ve yaptığın işe çok inanmaktır. Mesela şöyle de bir örnek verebilirim: Ben Azra olarak normalde bana hiç komik gelmeyen bir şeye sahne ve karakterim sebebiyle çok fazla gülmem gerekiyor ve gülüyorum, ya da tam tersi belki asla üzülmeyeceğim bir şeye o anda canlandırdığım karakterimin üzülmesi gerekiyorsa bu duyguyu net bir şekilde vermem gerekiyor ve veriyorum. Oyunculuk bence harika bir yolculuk ve ben rollerimi canlandırırken gerçekten keyif alıyorum, bunu seviyorum.
Oynamayı çok istediğin bir rol ya da karakter var mı?
Daha önce birçok farklı karakteri canlandırdım. Mesela hiç konuşamayan bir kız çocuğu, annesi babası olmayan bir kız çocuğu, arkadaşlarıyla macera yaşayan bir kız çocuğu, dönem karakterini canlandıran bir kız çocuğu gibi… Yani her biri, bir diğeri geldiğinde yeni bir heyecan uyandırdı bende. Daha başka roller de tabii ki denemek çok isterim; ama eminim ki benzer rolleri de, yine geldiğinde yine severek canlandırırım.
2022 yılında “En İyi Çocuk Oyuncu Altın Kelebek Ödülü”nü alırken hayvanlara olan sevginden bahsetmiştin. Senin de bir evcil dostun var mı? En sevdiğin hayvan hangisi?
Evet, öyle büyük bir platformda geniş kitlelere seslenme şansım olmuştu ve bu şansımı sokak hayvanlarından yana kullandım. Tüm hayvanları seviyorum ve yaşam haklarına saygı duyuyorum. Kendi bahçemizde yirmiden fazla sokak kedim, evimizde ise bir kedi bir de köpeğim var. En sevdiğim hayvan konusunda; ben de bunu kendime çok kez sordum ama cevabını hiç bulamadım. Hangisine dokunsam, hangisinin yanında olsam hep aynı sevgi var içimde.
İlerisi için kendine hangi kariyer hedefini seçtin? Oyunculuğa devam mı etmek istiyorsun, yoksa aklında başka bir meslek var mı?
İleriki hayatımda da nasip olursa, oyunculuğa devam etmek istiyorum. Ailem bana, yönelebileceğim birçok spor, sanat dallarında imkânlar sundu. Neredeyse hepsini çok keyif alarak deneyimledim ve bazılarını da yapmaya devam ediyorum ama kalbimi en çok çarptıran, beni en çok heyecanlandıran şeyin oyunculuk olduğunu anladım. Hatta şunu diyebilirim; bazen o kadar çok yoruluyorum ki “Sanırım bu projeden sonra biraz tatile gideceğim.” diyorum ama proje bitince hemen aklıma “Acaba bir sonraki projeye seçilmem ne zaman olur?”, “Yeni karakterim ne olacak?”, “Nasıl bir rol oynayacağım?” soruları düşüyor ve gelen senaryoları heyecanla okuyorum, sevdiğim bir projeyle yola çıkmak için gerçekten gün sayıyorum. Vazgeçemediğim bir şey oldu benim için oyunculuk.
Peki, biraz da hobilerinden bahseder misin?
Ailemle birlikte vakit geçirmekten çok keyif alıyorum. Buldukları her fırsatta bana yeni deneyimler ve heyecanlar yaşatmak için bunu değerlendiriyorlar. Ayrıca sinemaya gitmeyi çok seviyorum. Arkadaşlarımızla plan yapıp günü birlikte geçirmek de benim için çok keyifli oluyor. Köpeğimle yürüyüş yapmayı, sokak hayvanlarını beslemeyi çok seviyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın öneminden biraz bahseder misin? Bu kutlu gün senin için ne anlam ifade ediyor?
23 Nisan, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, çocuklara verdiği değerin, sevginin ve inancın sembolü bir bayram bence. Bu bayram, dünyanın geleceği olan biz çocukların neşesi ve heyecanı ile çok güzel bir kutlama. Bence çok saf, tertemiz duygularla, sadece gülen yüzlerle, çocuk sesleriyle ve umutla kutlanıyor bu bayramımız. Her 23 Nisan bana yeniden barışı, sevgiyi, mutluluğu ve yüzümüzdeki o gülümsemeyi, geleceği, umudu hatırlatıyor.
23 Nisan’ı nasıl kutlamak istersin?
Okul hayatıma başlamadan önce her 23 Nisan’da ailem beni kutlama ve etkinlik alanlarına götürürdü, çok mutlu olurdum. Artık okul hayatımla birlikte 23 Nisan’ı her yıl öğretmenlerimle ve arkadaşlarımla birlikte, okulda, etkinliklerle, danslarla, şiirlerle kutluyoruz. Bu şekilde kutlamaktan dolayı da mutluyum.
Tüm dünya çocuklarına vermek istediğin bir mesaj var mı?
Tüm dünya çocuklarına şunu söylemek isterim: “Hayallerinizin peşinden gidin ve hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin. Yaptığınız her işte önce kendinize inanın ve güvenin.