© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Artem Martis Cam Sanatında Işığın Büyüsü

Artem Martis Cam Sanatında Işığın Büyüsü

Camın kırılgan doğasını büyük ve anıtsal heykellere dönüştürerek hem teknik hem de sanatsal sınırları zorlayan Artem Martis, sanatının ışıkla, mitolojiyle ve toplumsal farkındalıkla nasıl etkileşim içinde olduğunu vurgulayarak, geri dönüştürülmüş malzemelerle sürdürülebilir bir sanat anlayışı benimsediğini ifade ediyor.

Cam gibi kırılgan bir malzemeyi, anıtsal heykellere dönüştürüyorsunuz. Bu düşünceniz nasıl ortaya çıkmıştı? Bu dönüşüm ve yaratım sürecinde karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?

Camla tanışmam, tarif etmekte zorlandığım sihirli bir rastlantıydı diyebilirim. İlk temasımda, ışığı içinden geçirerek bir varlığa dönüşen bu malzemenin sadece estetik değil, aynı zamanda felsefi bir dili olduğunu fark ettim. Başlangıçta küçük, el kadar parçalarla çalıştım. Zamanla, camın yalnızca kırılgan değil, aynı zamanda dirençli ve taşıyıcı olabileceğini, hatta devasa boyutlara ulaşabileceğini keşfettim. Bu dönüşüm fikri de tam burada filizlendi: Kırılgan olanı büyüterek, ona boyut kazandırarak, hem fiziksel hem düşünsel bir çelişki yaratmak.

En büyük zorluk ise sadece teknik değil; zihinsel bir sınırdı. Camın “küçük işler” için uygun olduğu yönündeki algıyla savaştım. Teknik olarak, yapıştırıcıların mukavemeti, UV ışığıyla kürleme, katmanlama süreçlerinin dengelenmesi, taşıma ve montaj sistemlerinin tasarımı gibi çok sayıda engeli aşmam gerekti. Her adımda, camla bir ortaklık kurdum. Onu zorlamadım; onun doğasını kabul ederek, mimari geçmişimden gelen yapısal sezgilerle birlikte bu süreci yürütmeye çalıştım.

Sanatınızda ışığın camla olan etkileşimi çok önemli. Camın ışıkla dansını ve bunun izleyici üzerindeki etkisini nasıl tanımlarsınız? Bu etkileşim sanatınızın mesajını nasıl güçlendiriyor?

Camın en büyüleyici özelliği, görünürlük ve görünmezlik arasında salınması. Işıkla karşılaştığında bir yüzey olmaktan çıkar, bir geçide dönüşür. Işığın geliş açısına, günün saatine, hatta izleyicinin bakışına göre değişen bir canlı gibi davranır. Bu dans, sabit bir form yerine süreklilik arz eden bir deneyim yaratır. Hatta biraz abartıp konuya romantik bir yerden yaklaşırsak “İzleyici, camın içinden geçen ışıkta kendini, duygularını, geçmişini ve hayallerini görebilir.” denebilir.

Bu çok katmanlılık, işlerimin iletmek istediği kavramları daha da derinleştiriyor, çünkü ben sadece bir form değil, bir hissiyat yaratmak istiyorum. Cam ve ışık arasındaki etkileşim; görünene gizli olanı, sağlam olana geçici olanı, ışığa ise gölgeyi ekliyor. Böylece her eser, izleyiciyle kurduğu ilişkide kendini yeniden yazıyor. Bu sayede heykellerim bir kez değil, her gün yeniden doğuyor.

Yazar Hakkında /

2003 yılından bu yana, hedef kitlesi AB ve A+ olarak belirlenmiş bir çok baskı, web, pr, organizasyon işinde başarılı projelere imza atmış olan MAG hayatın her alanında en iyi olmayı hedefleyen, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek, özel zevkleri olan ve hobileriyle yaşamını renklendiren, sosyal sorumluluklarının bilincinde olan, belirli kesimden kabul ettiği müşterilerine yıllardır sağlamış olduğu yüksek başarı grafiği ile doğru planlanmış bir büyüme ile sektöründeki hayatına devam etmektedir.

Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.