Art Basel Miami Beach 2018
Geçtiğimiz hafta gerçekleşen dünyanın önde gelen sanat fuarlarından Art Basel Miami Beach, 2002 yılında başladığından bu yana meşhur İsviçre sanat fuarının tropik bir şubesi olmasının çok ötesinde bir olguya dönüştü. Bir hafta boyunca sanat ruhu tüm Miami’ye yayıldı ve şehir sıra dışı sokak tarzı için bir merkez haline geldi. Mimarlar, sanatçılar, modeller, Hollywood ünlüleri ve daha fazlası geçtiğimiz hafta güneşli havaya uygun sanatsal ve sıra dışı tarzlarını yansıtan bavullarıyla Miami’ye indiler. Peki, geçen hafta neler oldu, hangi eserler en fazla fiyata alıcı buldu ve haftayı kimler zirvede kapattı?
Miami’de Art Basel etkinliğinin bu yıl biraz tuhaf bir zamana rastladığını söyleyebiliriz. ABD’de ara seçimlerle meclisin yeniden düzenlenmesi ve Mueller soruşturması, ülkenin Çin ile devam eden ticaret savaşından kaynaklanan borsadaki dalgalanmalarla birlikte belirsiz bir manzara oluşturuyor. Fransa’da, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fransız ekonomisini modernize etme çabalarına karşı sözde “sarı yelek hareketi”, bu haftayı Paris’in yıllardır gördüğü en kötü ayaklanmaya dönüştürdü ve şehrin önemli müzeleri kapandı. Bununla birlikte, konuştuğum bazı galeri yetkilileri fuarın dünyanın diğer bölgelerinden gelen koleksiyoncular için cazibesini kaybetmiş olabileceğini; özellikle de Avrupalı ziyaretçilerin etkin bir şekilde katılımda bulunmayı bıraktıklarını söyledi.
Gerçekten de fuarda çok az sayıda Avrupalı koleksiyonerin bulunması oldukça şaşırtıcıydı. Tüm bu koşullara rağmen 17. Art Basel Miami Beach, dünyanın dört bir yanından, aralarında Hauser & Wirth, Lisson Gallery, Galerie Perrotin gibi büyük kurumların da bulunduğu 268 çağdaş ve modern sanat galerisini ağırladı. Fuarın VIP gösterimi, Kongre Merkezi’nin yeni inşa edilen Büyük Balo Salonu’nda, Meksikalı sanatçı Abraham Cruzvillegas’ın akrobatik performans çalışmasıyla açıldı.
Miami Beach’te düzenlenen Art Basel’de hangi eserler satıldı?
Bu kadar çok galerinin olduğu fuarda yeni keşifler yapmak kolay olmayabiliyor. Dolayısıyla aralarında ilk dikkat çeken bilinen isimler oluyor. Örneğin; Helly Nahmad Gallery’nin standında Mark Rothko’nun 1955 tarihli eseri asılı durmaktaydı. Galeri yetkilileri tablo için 50 milyon dolar istiyordu, fuarın 2. günü ise eserin ayırtıldığı belirtti.
Bazı galeriler VIP ön gösterimi esnasında satın alımların geçtiğimiz yıllara göre daha çekimser bir tempoyla ilerlediğini söylese de Pablo Picasso’nun 1971 tarihli eseri Tete de Femme 17 milyon dolara alıcı buldu.Art Basel Miami Beach’in yayınladığı, bilgilerini açıklamayı tercih eden galerilerden gelen satışların listesine göre 14 sanatçının 16 eseri 1 milyon dolar veya daha fazlasına satıldı. Hauser & Wirth Galeri, Louise Bourgeois’in Femme adlı kumaş heykelini 2 milyon dolara sattı. Oturma odanızı süslemek için kenarda birkaç yüz bin dolarınız varsa ICA Miami’de Bourgeois’in tüylü heykellerinden bazıları hala gösterimde!Hauser & Wirth, Philip Guston’un 1976 tarihli Shoe Head adlı eserini 7,5 milyon dolara ve Mark Bradford’un Feather adlı eserini ise 5 milyon dolara sattı. Londra ve New York’ta galerileri bulunan And Lisson Galeri Anish Kapoor’un iki işinin her birini 750.000 Sterlin’e sattığını açıkladı.
Art Basel Miami Beach kapsamında ana fuar dışında yan fuarlar ve müze sergilerinin daha çok ilgi gördüğünü söyleyebilirim. Paola Pivi’nin The Bass Museum’daki kişisel sergisi Instagram’da en çok paylaşılan sergilerden biri oldu.
Derrick Adams’ın Faena’daki oyun alanı yerleştirmesi sosyal medya akışlarında bir demirbaş haline geldi. Uzun zamandır süregelen Art Africa gibi farklı etnik gruplardan sanatçılara odaklanan etkinliklerin sayısında ciddi bir artış vardı.Eserlerini çok sevdiğim Theaster Gates’in işleri de, Prada’nın Design District’deki kulübünde sanat severlerle buluştu.
ICA Miami’deki Judy Chicago ve Lary Bell’in sergileri de çok beğendiğim iki önemli sergiydi. ICA hem mimarisi hem de heykel bahçesindeki zengin sanat seçkisi bakımından kesinlikle görülmeli.
Bunun dışında Rubell ve De La Cruz koleksiyonları, fuar haftası dışında da ziyarete açık. Miami’ye yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
Larry Gagosian ve Jeffrey Deitch’ten Pop Art
Galeri sahipleri Larry Gagosian ve Jeffrey Deitch, Design District’teki Moore Binası’nda iş birliği yaptılar. “Pop Minimalism | Minimalist Pop” kapsamında; Peter Halley, Jeff Koons, Adam McEwen, Sarah Morris ve Richard Prince’in eserlerinin olduğu sergi görülmeye değerdi.
Sevan Bıçakçı’dan ilk saat koleksiyonu
Mücevher ustası olan Sevan Bıçakçı ise dokuz yıldır üzerinde çalıştığı saat koleksiyonunu Desing District’deki mağazasında tanıttı. Topkapı Sarayı’nda gördüğü saatlerin hikayesinden etkilenerek bu koleksiyonunu oluşturduğunu anlatan sanatçı, “bizim topraklarımızda İsviçre’ye rakip olacak seviyede saat üretilemedi malesef. Zamansızlığı çağrıştıran saat algısını biraz daha zamandan koparmak istedim. İnsanların saatlerime bakıp telaşa kapılmak yerine, zamandan keyif almaları üzerine bir koleksiyon yapmak istedim.” dedi.
Nihan Yardımcı Çetinkaya’nın Art Basel ile eş zamanlı gerçekleştirdiği “Şehrin Gizli Hafızası” adlı sergisi ise Upper Buena Vista’da sanat severlerle buluştu.
Miami Sanat Haftası böylece geldi ve geçti. Kalabalıkların evlerine döndüğü yerde söyleyebilirim ki; sanatla ve dostlarla dolu bir hafta geçirmek keyifliydi. Dünyada siyasi iklim her ne kadar fırtınalı olsa da, ekonomik belirsizlikler bulunsa da sanat hep güçlü bir oyuncu olarak kalacak gibi gözüküyor.