Tayfun Mumcu

Dekorasyon dünyasının özgün mimarlarından Tayfun Mumcu, modern ve klasik parçaları, kimi zaman da antika ve çağdaş koleksiyon örneklerini bir araya getirdiği cool-classic tarzıyla dikkat çekiyor. Türkiye ve yurt dışındaki birçok Beymen mağazasının iç mimarisi onun gözüyle şekilleniyordu. Üzerinde çalıştığı her proje için özel üretimler gerçekleştirip, her ince ayrıntıyı düşünen bir iç mimar. Nişantaşı’ndaki mağazası onun bu stilinin izlerini takip edebileceğiniz tasarımlarla dolu. Burçin İlhan ortaklığında açılan mağazada ağırlıklı olarak ev mobilyaları ve aksesuarları yer alıyor. BİTMEDİ

*Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Tayfun Mumcu : Mimar Sinan Üniversitesi’nde İç Mimarlık okudum. Daha sonra bu işi yapmaya başladım. Ev ağırlıklı projelerde çalıştım. Üniversitedeyken bir dönem Sedat Hakkı’nın yanında neredeyse office boy gibi çalıştım. Kısa bir dönemdi ama bu işi ciddiye almayı orada öğrendim. Sonuçta iç mimarlık, kitaplı defterli bir eğitimden çok içinizden geleni insanlarla paylaştığınız bir eğitim süreci gerektiriyor. Sürekli kendinize yatırım yapmanız, sevmeniz, fedakarlık yapmanız lazım. Bence iç mimarlığın temelinde bu var. Sonuç olarak, ben eğitimimi orada tamamladım denebilir. O zamanlar Sedat Hakkı seksenli yaşlarındaydı ama genç bir adam gibi sürekli işinin, ofisinin başındaydı. Tabi genç yaşta bir çocuk için çok etkileyici bir görüntü bu.

*Peki Tayfun Mumcu Mobilya’nın kuruluşu, Burçin Hanım’la bir araya gelişiniz… Burçin Hanım, Tayfun Mumcu Mobilya’nın nasıl kurulduğunu sizden dinleyebilir miyiz? Siz nasıl dahil oldunuz projeye?

Burçin İlhan: Bildiğiniz gibi benim de geçmişte Beymen’le projelerim oldu. Beymen yapılırken Tayfun’la çalıştık. O zaman tamamen arkadaştık, hiç iş projesi yoktu.

T.M. : Daha sonra İstanbul’da eşimle beraber mobilya satışlarının da olduğu bir konsept projemiz oldu. Ardından ayrı bir mağazada kendi ismimle devam ettim. Sonra İstanbul’da bir mağazamız oldu. Burçin ”ben bunu Ankara’da da yapmak istiyorum” gibi bir fikirle geldi. İşin içinde Burçin olduğu için gözüm kapalı evet dedim. Birlikteliğimiz böyle başladı.

B.İ. : Bana göre Tayfun son derece renkli bir kişilik. Ankara’ya da renk katacağını düşünüyorum. Tayfun bana ne kadar inanıyorsa, bende ona o kadar inanıyorum. Ve böylece hiç bilmediğim bir sektöre giriş yaptım. Benim alanım tekstildi, ama Tayfun’la olduktan sonra yaparım bu işi de dedim. Şimdi mobilyacılığı öğreniyorum.

*Ankara’da mağaza açarken düşündüğünüz, hedeflediğiniz kitleden biraz bahsedebilir miyiz.

T.M. : Biz belli bir stille yola çıkmadık. İstanbul’daki showrooma da çok farklı segmentten müşteriler geliyor. Alım gücü çok yüksek müşteri grubumuz da oluyor, daha orta sınıf müşterimiz de… Herkesin kendi baktığı açıdan beğendiği mobilyalar var koleksiyonlarımızda. Bence gerçek ev de öyle olmalı; bir segmentle yapılan ev yüzeysel bir stile sahip oluyor. Projelerimde her zaman, değerli parçayla sıradan parçayı birlikte kullanmaya özen gösteriyorum. Evi biraz palet gibi düşünmek gerekiyor.

B.İ. : Buradaki her ürün, vintage parçalar dışında, Tayfun’un tasarımıdır.

*Sizce mobilyada moda var mı?
T.M. : Şüphesiz var. Sadece mobilya olarak bakmamak lazım. Mimari, iç mimari, aydınlatma… Hepsi birbirine bağlı.

*Sanırım tasarımlarınızın net bir hikayesi yok. Nelerden ilham alıyorsunuz?
T.M. : Genel olarak bir hikayeye bağlamayı sevmiyorum, doğadan etkilendim sonbahardan etkilendim gibi… Benim bakışımla bir derinliği yok. Gündelik hayatı çok daha zengin ve süprizli buluyorum. Dolayısıyla gündelik hayatta algınız ne kadar açıksa o kadar faydalanıyorsunuz. Mesela saçından, takısından etkilendiğiniz birini, mobilyaya yansıtabiliyorsunuz.

*Kafasında belli bir kalıpla size gelen müşterilerinizle nasıl orta yolu buluyorsunuz?
T.M. : Bu işte en önemli şey sabırdır. Son derece sabırlıyız. Sabır kendi içerisinde çözümünü de getiriyor. Sizin çok fazla mücadele veya çaba sarfetmeniz gerekmiyor. Karşılıklı olarak dengeyi kuruyorsunuz. Olması gereken de o. Kimseyi böyle bir evde yaşayacaksınız, şöyle giyineceksiniz diye ikna edemezsiniz. O yüzden karşılıklı olarak birbirimizi ikna edip orta yolu buluyoruz.

B.İ. : Elbisede daha kolay ikna oluyor insanlar. Ama eşya daha zor.

T.M. : Kişisel konfor da ön planda. Dolayısıyla daha seçici davranıyorlar.

* Burçin Hanım’ın da bahsettiği gibi tasarımlarınızda çok farklı tarzlar kullanıyorsunuz. Peki bir tasarımın Tayfun Mumcu’ya ait olduğunu nasıl anlarız?

T.M. : Bazen dergilerde ev tasarımları gördüğüm zaman, bunu ben de yapmış olabilirdim, benim de yaklaşımım böyle olabilirdi diye düşünüyorum. Belki biraz yaşanmışlık, rahatlık hissini seviyorum. İçinde bir hayat olması lazım, evler showroom gibi olmamalı.

* Peki Burçin Hanım, siz Tayfun Mumcu tasarımlarında en çok nelerden hoşlanıyorsunuz? Sizi çeken nedir?

B.İ. : Şıklığı, estetiği olabilir. Bundan 2-3 sene önce showroomuna girdiğimde çok etkilendim. Tamamen kendisini yansıtıyordu. Başka mağazalarda o hisse kapılmıyorum. Kullanışlı tasarımları var. Masaları, koltukları istediğiniz şekle sokabiliyor.

T.M. : Hepimiz eşyalarımızı yenilemek istiyoruz. 10-12 yıldır kullandığımız masalar var ve değiştirmek istiyoruz. Orada ne ile değiştireceğim sıkıntısı başlıyor. Yeni bir eşya geldiği zaman da evin merkezinde olmamasını, diğer eşyalarla iyi geçinmesini istiyor. Dolayısıyla yeni eşyanın her zaman eve girmesi durumu sıkıntılıdır. Onu kesinlikle doğru yapmak gerekiyor. Mevcut eve kolay dahil olabilecek bir eşya olmalı.

B.İ. : Tayfun’un mobilyaları her eve olabilir, öyle bir artısı var. Diğer eşyaları kesinlikle rahatsız etmez.

* Ev dekorasyonunda olmazsa olmaz parçalarınız nelerdir?

T.M. : Kesinlikle rahat bir kanepe lazım. O gün, o ara sevdiğiniz parçaları almak çok büyük bir hata. Eşyaları bir bütün olarak düşünmek gerekiyor.

B.İ. : Doğru ebatlardaki yemek masası son derece önemlidir.

* Tayfun Mumcu’ya gelecek müşterilere tavsiyeleriniz ne olur? Tasarım süreci nasıl gelişiyor?

T.M. : Ağırlıklı olarak mobilya servisi veriyoruz. Onun dışında ücretsiz olarak iç mimarlık danışmanlığı veriyoruz. Bazen küçük tadilatlarımız oluyor. Süre olarak bir koltuk yirmi günden önce bitmiyor. Bazen bir aya uzuyor. Genelde yirmi günde teslim ediyoruz. Bence gelmeden önce yapmaları gereken nasıl bir hayatları olduğuna karar vermeleri, nasıl yaşadıklarını anlamaları çok önemli. Mutlaka kişisel konfor ön planda olmalı. Kendisi için yapılmayan bir ev kişiyi kesinlikle mutlu etmiyor. Kullanmayacağı bir mobilyayı, hiç bir zaman oturmayacağı koltuğu kesinlikle evine almamalı. Görmekten hoşlandığı şeyleri bir araya getirmeliler. Kırılırsa dünya başıma yıkılır tarzı eşyaları son derece huzur bozucu buluyorum.

* Ankara’da başka şube açma düşüncesi var mı?

T.M. : Şu anda burası baya vaktimizi alıyor. Ben bu işi çok severek yapıyorum. Önceliğim yaptığım işin iyi olması.