Hızlı Algılama, Hızlı Okuma ve % 100 Konsantrasyon
Kişisel Gelişim, Hızlı Algılama ve İletişim Uzmanı Ahmet Can, hızlı okuma tekniklerini ve sağladığı katkıları anlattı.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Her zaman en iyiye ulaşmayı hedefledim. İnsanımızda da farklı bakış açıları oluşturarak en üst düzey düşünce ve algılama gücünü yaşamlarına katmayı amaçlamış, başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere çok sayıda yerli ve yabancı hocalardan eğitimler almış diplomalar ve sertifikalar sahibi uluslararası INLPTA üyesi bir uzman ve eğitmenim. “Hızlı Algılama, Hızlı Okuma ve % 100 Konsantrasyon Semineri” başta olmak üzere konferanslar ve diğer seminerlerimle de yürekleri ısıtıp beyinleri harekete geçirmeye çalışıyorum. 1967 yılı Kırşehir Kaman doğumluyum. Evli, iki erkek ve bir kız çocuk babasıyım.
Hızlı Algılama Tekniği ile ilgilenmeye nasıl başladınız?
NLP, Hipnoz ve MEB İletişim eğitimlerinin yanında çok sayıda farklı seminerlere katıldım. Eğitime olan merakımla, derinlemesine programları içselleştirme çabası ile bu alanda bir boşluğu fark etmiş olmam, beni “algılama ve konsantrasyon” çalışmalarına yoğunlaştırdı. Yaklaşık sekiz yılı aşkın bir süredir bu çalışmalarım devam ediyor. Aldığım sonuçlar gençlerle birlikte, farklı meslek gruplarından dostlarımızın yanı sıra anne-baba memnuniyetleriyle, yetişkinlerimizde çok başarılı sonuçlara ulaşmamı sağladı. İnsanımızın başarılarını görmek, mutluluklarına ortak olmak, beni ziyadesiyle memnun etmektedir.
NLP hakkında bilgi verir misiniz?
Hızlı Algılama ve %100 Konsantrasyon Semineri adını vererek başladım programlarıma. Öncelikle algılamanın önünde ne tür engellerin olabileceği, konsantrasyon bozukluğu ve dikkat dağınıklığı denince neyi anlamamız gerektiği ile ilgili düşüncelerim, seminerlerimde yaptığım uygulamalar, ulaştığım başarılı sonuçlarla insanımızın başta öğrencilerimiz olmak üzere farklı meslek gruplarında uzmanların, anne – babalarımızın başarılarına şahit olmak mutluluk vericiydi. Bazı NLP uygulamaları da yaptığım seminerlerimde inanılmaz sonuçlara ulaştım. Tanımlamak gerekirse, NLP; kendini tanıma yolunda ilerlerken, geçmişte yaşadığın tüm olumsuzlukların acı veren duygularını değiştirip, sizi engelleyen olumsuz düşünceleri temizleyen, sizi istediğiniz mutluluk, başarı, huzur ve güce ulaştıran bir bilgidir.
Yaptığımız bu seminer programının içinde insanımızı geçmişleriyle yüzleştirerek. Olumsuz olayların yarattığı acı, mutsuzluk ve huzursuzlukları yok etmeyi öğretiyoruz. Ve tüm dikkatini geçmişten kurtarıp, içinde yaşadığımız bugüne odaklayarak gelecek hedeflerini, hayalleriyle beslemelerini sağlayıp bir yerde kilometrelerini sıfırlamak ya da format atmakta diyebilirsiniz seminerimize. Hızlı test çözme ve konsantrasyon seminerimizle de YGS, LYS, ALES, TUS, KPSS DGS, YDS ve diğer tüm sınavlara girecek arkadaşlarımıza puanlarını tavan yaptıracak taktik ve yöntemler sunuyoruz.
Bilinçaltı sınav yüklemeleriyle çok rahat bir sınav geçirebilmelerine katkı sağlıyoruz.
Başarılarıyla hem onlar hem de biz gurur duyuyoruz
Seminerinizin süresi ne kadar?
Seminerimizin süresi en az 30 saat. Katılımcı arkadaşlarımla bir anlaşma yapıyorum. Ve diyorum ki başlamak benden bitirmek sizden. Genelde 30 saati geçiyor. Hafta sonu üç gün, hafta içi akşam altı ve hafta içi gündüz beş gün olmak üzere üç farklı programla sunuyoruz insanımıza, meraklılarına.
Bu sisteme ilgi ne yönde?
Seminerimize ilgi çok fazla. Daha da artıyor. İnanın çoğu ilimize ve ilçelerimize ulaşmakta zorlanıyorum. Başta Ankara olmak üzere İstanbul ve diğer şehirlerimizde olabildiğince seminerlerim devam ediyor. Yoğunluktan bizim ulaşamadığımız yerlerden insanımız bize ulaşıyor onlar bize geliyorlar. Yurt dışından da gelenler olduğu gibi, yoğun takip ve ilgi ise giderek artıyor.
Sistemin kişinin başarısında nasıl bir etkisi var?
Kişinin başarısına çok büyük katkı sağlıyor. Sınavlarda alınan yüksek puanlar. Umudunu yitirmiş genç ve yetişkinlerimizin hayata bakış açılarının farklılaşması, daha huzurlu, sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yaşama kavuşmaları sistemimizin ne kadar doğru olduğunu kanıtlıyor.
Bazen diyorlar ki seminerden sonra hiçbir değişiklik olmazsa ne olacak?
Ben de diyorum ki böyle bir şansınız yok. Eskisi gibi istesenizde olamayacaksınız. Örneğin; boyama uygulaması ile insanımızın sağ ve sol beyinlerini daha dengeli kullanabilmelerinin yanında dokunsal, görsel ve müziklerle de işitsel dengenin yanında algı alanlarının arttırılması, görme alanı genişliği, etkin görme alanının açılmasını sağlamak.
Beyin egzersiz ve uygulamaları ile insanımızın sistemini rahatlatmak. Üç mum çalışması ile zihin dinginliğinin yanında dikkat, enerji buluşması ve %100 konsantrasyonu sağlamak. Göz hareketleri ile gözlerin daha etkin kullanımının yanında göz sıçrama hızını arttırmak. Ve kısaca yoğun tarama egzersizleriyle de beyin ile okuma bölümünü harekete geçirmek.
İşte beyin okuma bölümü harekete geçiren çok sayıda arkadaşımız 200-300 sayfalık kitapları on dakikanın çok altında okuyabildikleri gibi, bu kitapları kitapları tersinden okuyup düz bir şekilde de anlatarak ayrıca beni oldukça şaşırtmışlardır. Değerli okuyucularımız sizler de bu sistemi harekete geçirmek isterseniz yol arkadaşlığınıza hazırım.
Neden bu yönde bir çalışma yapma ihtiyacı hissettiniz? Türkiye’de bu alanda bir boşluk mu var?
En başta insanımızı, bilgi çağı ile birlikte küreselleşmenin gereği, başta kişisel olmak üzere toplumsal, siyasal, ekonomik, bilgi ve teknik olarak sahip olunabilecek yeteneklerini fark ettirebilmek. Bu yeteneklerin bireylerin ayakta kalabilmeleri ve çok başarılı bir yaşamla yoluna devam ederken, başkalarının hayatlarına imrenerek bakmak yerine yaratıcının “sizi ana rahminde şekillendirdik (programladık.)” Yeteneklerimizin bu programla birlikte verildiğini, sizin ürettiğiniz hayallerinizi başkalarına çaldırmadan ulaşabilmelerini sağlamak en başta amacım.
Yıllarca yaptığım çalışmalarım, seminerlerim ve aile ziyaretlerimde şunu fark ettim; Öğrenme sorunları, aile problemleri ve iletişimde ki bozukluklar karşılıklı anne – baba – çocuk, öğrenci – öğretmen ve diğer ikili ilişkilerde içinden çıkılamaz sıkıntılara neden olabiliyordu. Öncelikle bireylerin en önce kendilerinden başlayarak, daha kolay öğrenebileceğini, kolay konsantre olabileceğini, çabuk hatırlayabileceğini, öz güvenine tavan yaptırabileceğini, beynini kontrol edebileceğini bilebilmesi ve buna inanması ile neleri başarabileceğini fark etmesi mükemmel yaratılmışların en şereflisi olduğunu anlaması ile daha mümkün olacaktır.
Hedef kitlenizi nasıl tanımlıyorsunuz?
İnsanoğlu kâinat dediğimiz bütünün bir parçasıdır, zaman ve mekânla sınırlanmış bir parça… Kendi benliğimizi, düşüncelerimizi ve duygularımızı her şeyden soyutlanmış hissediyoruz ve buna bilincin yarattığı bir göz yanılsaması denebilir. Bu yanılsama bizi kişisel arzularımıza ve en yakınımızdaki birkaç kişiye olan bağlılığımıza hapseden bir cezaevi gibidir. Görevimiz, şefkat evrenimizi tüm canlıları ve bütün güzelliğiyle doğayı da kapsayacak şekilde genişleterek, kendimizi bu cezaevinden azat etmek olmalıdır. İnsanoğlu varlığını sürdürecekse yeni bir zihniyete ihtiyacı vardır.
Katılımcıların profilini nasıl değerlendirilyorsunuz?
Kurumlar mı ağırlıkta yoksa bireyler mi? Katılımcı profilimize gelince, başta yine kurumlarımız olmak üzere, üniversitelerimiz, okullarımız, sivil toplum kuruluşları ile bireysel görüşmelerimizle de insanımıza bire bir destek oluyoruz. TV ve radyo programlarıyla milyonlarca insanımıza ulaşıyoruz. Amerika’dan ve Avrupa’nın çok sayıda ülkelerinden katılımcılarımız oluyor. Demek ki diyorum, çok güzel bir işimiz var. İşimizi kaliteli yapmanın mutluluğu ve huzuru içindeyim.
Okullarda bu eğitimi vermek için çalışmanız var mı?
Okullarımızda bu eğitimi tabii ki veriyoruz. Bu konuda çalışma değil, zaten konferanslarımız ve seminerlerimiz oluyor okullarımızda. Milli Eğitim Bakanlığımızla bu konularda çalışma yapan ilk uzmanım. Resmi web sayfasında on bir adet kısa görüntülü videoyu okuyucularımız izleyebilirler. Yine sosyal paylaşım sitelerinde takip edebilirler.
Dilerseniz son söz olarak okuyucularımızla bir şey paylaşayım: Her insanın kendine ait çok özel bir sistemi vardır. Bu sistem başta aile üyeleri olmak üzere, meslek sahipleri ve çalışanlar bir çarkın dişlilerine benzer. Nasıl ki dişlilerden biri eksik olduğunda ya da bozulduğunda çarktan gürültü geliyor ve sistem duruyorsa, bir ailede üyelerden ve kurumlarda çalışanlardan biri işini eksik yaptığında kurumun düzeni bozulur, verimi düşer ve işler durur başarı ortadan kaybolur.
Bu seminerde yine en başta aile bireyleri olmak üzere, bir kurumda da çalışan bir insanın kendisini sistemin en önemli parçalarından biri olarak görmesi, “Ben olmazsam burası eksik kalır” diyerek kendini ailesinin huzuruna, mutluluğuna, başarısına, işine ve mesleğine adaması için gerekli ve önemlidir.
En kısaca Amerikalı Les Brovn’un dediği gibi, “İnsanın yeteneklerini tam ölürken fark etmesi ne kadar acı” Okuyucularımıza diyorum ki haydi gelin yol arkadaşınız olalım. Yeteneklerinizi ortaya çıkarmanıza yardımcı olalım. Bize ulaşın; yenilenin, değişimi yaşayın. Sizleri, şampiyonların şampiyon olmak isteyenlerin seminerine bekliyorum… www.hizlialgilama.com
Seminer tarihleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Mart 2015 Eğitimlerimiz:
20-21 -28 Mart 2015 Tarihlerinde 09:00-19:00 Hızlı Algılama-Hızlı Okuma ve %100 Konsantrasyon Semineri
11 Mart 2015 Çarşamba 14:00-17:00 Hızlı Test Çözme Teknikleri ve %100 Konsantrasyon Semineri