Başarılarıyla “Arzu Özyol”

Özel ve başarılı bir şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye’nin en etkili Sivil Toplum Kuruluşları’ndan birinin başkanlığını üstlenen Arzu Özyol ile başarı dolu bir söyleşi gerçekleştirdik. BPW hakkında bilgi edindiğimiz röportajda birçok kadına ışık olacak projelerden bahseden Arzu Özyol ile çok hoş röportaj MAG sayfalarında sizlerle..

 

Bir yandan Avrupa Birliği üzerine uzmanlaşmış bir şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı, bir yanda ise Türkiye’nin en etkin kadın Sivil Toplum Kuruluşları’ndan birinin Başkanlık pozisyonu… Bize bu yoğun temponuzdan biraz bahseder misiniz?

İtiraf etmem gerekirse ben tam bir işkoliğim. Yaygın olan kanaatin aksine ben yaşamak için çalışanlardan değil, çalışmak için yaşayanlardanım. Yaşam planımı bu duruma göre yaptığım için genel olarak büyük bir sorun yaşamıyorum. Ancak zaman zaman ortak paydamız iş olmayan eski arkadaşlarımı sık sık arayamadığım için vicdan azabı çekiyorum. Çalıştığım süre içinde tamamen kendimle baş başa kalarak derin bir yoğunlaşmaya girdiğim için çalışma sürecinin sonunda düşünüldüğünün aksine daha dingin ve huzurlu oluyorum. Bu durumdan dolayı çalışmanın benim için gerçekten bir ibadet olduğunu söylemem mümkün. Biliyorum ki bilerek, isteyerek ve seçerek yaptığım işimi çok sevdiğim için böyle düşünüyorum. İnsanın sevmediği bir işi yapması kim bilir ne kadar zordur? Tanrıya hem bu işi karşıma çıkardığı hem de yapabilmem için gerekli fırsatları verdiği için her zaman şükrediyorum.

 

İlk profesyonel işinizi, işe başladığınız günü bize anlatır mısınız?

Ben gerçek profesyonelliği kendi şirketim olanHydra ile yaşadım. Üniversiteden sonraki 15 yılım daha çok çocuklarımla ve evimle geçti. Eşimin şirketinde alt yapı danışmanı olarak keyfe keder bir çalışmam vardı. Daha sonra artık bu ev merkezli yaşamdan artık çıkma zamanı geldiğine olan inancım ile Hydra’yı kurdum. Büyük ölçüde sadece kendi kısıtlı öz kaynaklarımı kullanarak ve sadece kendime güvenerek yola çıktım. Ben, ofisim ve sevgili asistanım Tuna. Öyle ki bir telefon çalması için günlerce beklediğimiz olurdu. Ofisi açtıktan 6 ay kadar sonra ufacık bir KOSGEP Projesi aldık. İlk aldığımız parayı çalışma odamdaki aynanın kenarına iliştirdim. Ofise gelen gidenin“bakkal dükkanı mı açtın?” diye benimle dalga geçtiği dahi oldu, ama ben bütçesine bakmadan her işimi sevdim. Hiçbirine bir diğerine göre ayrıcalık vermedim. Protokol ziyaretlerini de ben yaptım, sanayiye gidip işçilere eğitimi de ben verdim. Önce telefon çalmasını beklediğimiz Hydra’da şimdi telefonlara yanıt vermeye yetişemiyoruz. Hizmet kesiminde ve kalite odaklı olarak çalışan bir kurum olarak belki çok zengin bir firma değiliz ama, kurum kültürü çok derin ve sağlam imajı olan bir kurumuz.

 

İş hayatınızdaki en önemli kırılma noktasını anlatır mısınız?

Aslında sadece iş yaşamımda değil tüm yaşamımda ki kırılma noktası annemin 2001 Mayıs ayında ki vefatıdır. O güne kadar iyi bir evlat, eş ve anne olan ben, o gün “birey” oldum, acı benim farkındalığım oldu. Ertelemelerin çok daha fazla ötelenmeden yerine getirilmesi gerektiğini anladım ve ani bir şekilde “birey” olmaya giden yola girdim. Aynı yıl, Bilgi Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yapmaya başladım ve sivil toplum çalışmalarına ağırlık verdim. 2002 yılında, Mehmet Ali Bayar’ın, başına geçtiği, Demokrat Türkiye Partisi’nin Genel İdare Kurulu’nda yer aldım. Siyasete girişim, tamamen tesadüf eseri olarak gerçekleşti. O dönemi hatırlayınca, hala heyecan duyuyorum. Benim için son derece hızlı bir eğitim süreci oldu. Rasyonel düşünceli bir mühendisken, insan odaklı bir sosyal bilimci formasyonu kazandığım, insanları tanıdığım, üzüldüğüm ve hatta korktuğum bir dönem olmasına rağmen, o günleri sevgiyle anıyorum, çünkü bana bugün yaptığım işin alt yapısını hazırladı ve çok değerli dostlar kazandırdı.

 

İşletme Yüksek Lisansı bitirdikten sonra, Hydra’yı kurdum. Avrupa Birliği Projeleri, Yetişkin Eğitim Programları, Danışmanlık Hizmetleri derken; Hydra önce Avrupa’da sonra Türkiye’de çok önemli ve saygın bir kurum haline geldi. Şimdi Birleşmiş Milletlerin danışman örgütlerinden olan çok uluslu bir federasyonun Türkiye Kurucu Başkanıyım, şimdi UNESCO’ya bağlı Balkan Ülkeleri Kadın ve Barış Merkezi’nin Kurucu Başkanıyım, şimdi DEİK Afrika Masası’nın Strateji ve Planlamadan sorumlu YK üyesiyim, şimdi İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisiyim. Ancak bunun ötesinde belki de en değerlisi; ben hala öğrenciyim. Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Sosyal Çevre Bilimleri Bölümü’nde doktora yapıyor, Harvard Üniversitesi’nden dersler alıyorum.

 

Kariyer hayatınızda size destek olanlar kimler?

Şüphesiz ki herkesin 25-30 yıllık bir yaşam diliminde tırmandığı kariyer merdivenlerini 10 yıl içinde tırmanmak kolay olmuyor. Zaman zaman 250 km hız yapan bir aracın direksiyonunda viraj alırken buluyorsunuz kendinizi. Durum böyle olunca en yakınlarınız dahi panikleyebiliyor. Ama kadın karar verince ve bu kararını net bir biçimde ortaya koyunca, kimseye söyleyecek fazla bir şey kalmıyor. Ben daima zoru seçtim. Çok çalışıyor ve inanılmaz yoruluyorum. Ama kendime güveniyor, kendi yolumda, arkama bakmadan ilerliyorum. Tüm hemcinslerime de cesur olmalarını öneriyorum.

 

Sizin için üç temel prensip?

• Kendine, işine ve insana saygı duymak
• Kendini tanımak ve kendine güvenmek
• Empati Kurmak

 

Yolun başındaki genç kadınlara önerileriniz?

Genç kadınlara; Yeteneklerini ve yetersizliklerini objektif olarak tespit etmelerini, yetersizliklerinin telafisi için gayret göstermelerini, gerekiyorsa vazgeçmeyi bilmelerini, tecrübeye değer vermelerini, başarının ve başarısızlığın sadece kendi ellerinde olduğunu bilmelerini, başarısızlıkları durumunda önce kendilerini değerlendirmelerini, en önce kendileri ile rekabet etmeyi öğrenmelerini, doğru üslubun önemini benimsemelerini ve bütün bunları becerdikten sonra da cesur olmalarını öneriyorum

 

Biraz da kadın hareketi içerisinde çok önemli bir yeri olan BPW’ya bakalım. Öncelikle BPW’nun açılımı nedir?

Uluslararası İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Federasyonu yani  İngilizce adı  ile International Federation of Business andProfessional Women. BPW kısaca “İş ve Meslek Sahibi Kadınlar” olarak Türkçeye kazandırıldı ve kurumsal adımız olarak kamuoyunda “BPW” şekilde biliniyoruz.Türkiye’de 2003 yılında başlattığımız çalışmalarımızı Mayıs 2011 tarihinden beri Ankara,İzmir, Eskişehir, Konya, Adana ve İstanbul’da iki adet olmak üzere 7 derneğin bir araya gelerek oluşturduğu “Türkiye İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Federasyonu” BPW Türkiye olarak sürdürüyoruz.

 

Ne zaman ve ne amaçla kuruldu?

BPW, Amerikalı avukat Dr. LenaMaddisonPhilipstarafından, 1919 yılında ABD’de, mesleği, işi ya da uzmanlık alanı ne olursa olsun, çalışma hayatının içindeki her kadına destek olmak amacıyla kuruldu.

Dernek, yapısını “güçlü bir ağaca”benzetiyor. Kökleri, “Savunma Mekanizması” oluşturuyor. “Bu mekanizma uluslararası karar verme süreçlerinde etkin olmamızı sağlamaktadır.”deniyor.

Gövdeise “Destek Mekanizması”. Bu mekanizma, çalışma hayatının içindeki her kadının profesyonel birikimini ve liderlik kapasitesini arttırmaya yönelik faaliyetler gerçekleştirmeye yönlendiriyor.

Meyvelere gelince; “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği”nin sağlanmasına yönelik olarak geliştirilen politikaların toplumun her alanında kabul görmesi ve tüm karar alma mekanizmalarına ulaşan kadın sayısının her geçen gün artması olarak ifade ediliyor.

BPW Neler yapıyor?

BPW, kadının toplumsal hayata katılımını engelleyen her türlü ekonomik, sosyal, kültürel ve yasal engellerin ortadan kaldırılması için çalışıyor. Tüm uluslararası süreçlerde yer alarak, iletişim ağları kurmakta ve kampanya,örgütlenme, rehberlik, lobicilik gibi faaliyetlerde bulunuyor.

 

Detaylı bilgi için www.bpw-turkey.org

[nggallery id=1099]