© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Yüzen Bir Tarih ve Sanat Kütüphanesi Kıbrıs

Yüzen Bir Tarih ve Sanat Kütüphanesi Kıbrıs

Hayatımda pek çok kez Kıbrıs’ a gittim. Oyun oynamayı seven arkadaşlarımız var. Ben tavla bile oynamam o kadar sıkılırım ve zamanımın öldüğünü düşünürüm… 5 kere Las Vegas’a gittim ve bir çeyrek dahi atmadım makinelere…O kadar uzak bu konular bana. Herkesin oyun salonundan çıkmadığı Kıbrıs’ın otellerinden sizi alıp hiç bilinmeyen bir Kıbrıs’ a götüreceğim. O Kıbrıs ki medeniyetlerin limanı olmuş, sonsuz tarihi dönemi adeta bir eldiven gibi üst üste giymiş, Akdeniz’in ortasında adeta bir sonsuzluk kütüphanesi dev bir ada.
Tarihinden ya da gittiğim yerlerin detaylarından uzun bahsetmeyeceğim sizlere. Sadece fotoğraflarla merak kotunuzu tetiklemek amacım. Zira biliyoruz ki fotoğraflar, bilgi dolu yazıdan daha çok ilgi çekiyor. Benim gibi değişik mevsimlerde gidebilme imkanınız olursa lütfen otelde tıkılıp kalmayın. Bir araba kiralayıp adayı boydan boya gezin. Yorgo’ nun kasap restoranında mezeler ve et yemekleri yiyin, Büyük Han’ da sufileri izleyin. Benim gibi tarih ve sanat aşığı iseniz sizi gerçekten büyüleyecek çok fazla sayıda yer bulacaksınız. Bu arada adayı pek iyi tanıtabildiğimizi düşünmüyorum. Benim gezdiğim manastır ve kiliselerden sonsuz sayıda var, sadece birini dahi görmeye binlerce yabancı turist gelirdi. Oysaki ada sadece oyun sevenlerin buluşma yeri. Bir Zeus Tapınağı var ki gözlerime inanamadım, büyüklüğüne…

Yakın tarihimize gelince askeriyeye ait sınırlar içinde bulunan Mavi Köşk adlı bir ev var. Giderseniz pazartesileri kapalı aklınızda bulunsun. İçinde fotoğraf çekmek yasak fakat mutlaka görülmesi gereken bir yer. İtalyan asıllı bir Rum olan Paulo Paolides’e ait bu ev. Kendisi bir kaçakçı ve aynı zamanda Makarios’un da avukatı. Evini çok tehdit aldığı ve birçok düşmanı olduğu için öyle inanılmaz eşyalarla doldurmuş ve ev öyle ilginç bir mimariye sahip ki etkilenmemek mümkün değil. Her odası farklı bir renk. Akdeniz’den geçen gemileri gören ve korunmak için garip tüneller ve mühimmatla donattığı bu evde bir havuz var. Rivayete göre dönemin ünlü İtalyan sanatçısı Sophia Loren başta olmak üzere misafirliğe geldiklerinde bu havuzu onlar için sütle doldururmuş Paolides.

O kadar ilginç şeyler var ki mutlaka görmelisiniz. Mesela bir büfe var ve üzerinde garip bir heykel. Bu heykel öyle ince ayar bir dengeyle konmuş ki deprem daha en hafif haliyle başlamaya başladığında bu büfenin üzerine düşüyor heykel ve evin her yerinden duyulan çok büyük bir ses çıkarıyor. Deprem olduğunu anlayan ev halkı, hemen dışarı atabiliyor kendini. Bir de çalışma masası var bu avukatın. Özel ceylan derisinden koltuğu öyle tasarlanış ki belli bir saatten sonra çalışmaktan uykusu gelirse çok rahatsız bir şekilde sertleşiyor ve çalışan kişinin uyumasına engel oluyor. Böylece kişi daha çok çalışabiliyor. Bir başka odada bu avukat dua ederken arkasından biri herhangi bir saldırıda olabilir diye bin açılı bir ayna konmuş dua ettiği yere. Bu ve benzeri o dönem için gayet enteresan olan odaları, askerlerimiz eşliğinde geziyorsunuz. Manzara muhteşem. Dediğim gibi, mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Kıbrıs adeta yüzen bir tarih kütüphanesi. Medeniyetler ve dönemler üst üste geçmiş. Lütfen bu güzel yeri sadece havuz, deniz ve oyun yeri olarak görmeyelim ve turizmde hak ettiği yeri kendisine verelim.

Yazar Hakkında /

Ankara doğumlu olan Sinem Yıldırım; ilk, orta ve lise eğitimini İzmir'de tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü mezunudur. Çeşitli dizi ve yapımlarda yer almıştır. İki kız çocuğu annesidir.

Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.