Yeni Yılda Beş Altın Kural-Adil Yıldırım
Yeni yılın bizlere en başta sağlık, başarı ve huzur getirmesini diliyorum çünkü sanırım bu üç kavram olmadan mutluluğa ulaşmamız mümkün değildir.
Bu yazımda sizlere, artık eski defterleri kapadığımız ve yepyeni bir sayfa açtığımız süreçte hayatınızın gidişatını değiştirebilecek beş altın kuralı aktarmak istiyorum çünkü inanıyorum ki her insan, ruhunda bir yerlerde hayatını değiştirmek ve bazı mucizeler yaratmak isteğini taşır. Bunu yapabilmek için nereden başlayacağını bilmeyenler ya da ilk adımı atacak cesareti olmayanlar için, aynen Youtube videolarımda ve kitaplarımda yaptığım gibi farklı bir pencereyi aralamak istiyorum.
Özellikle geçtiğimiz yıl içerisinde, çevremde çok sayıda insanın sürekli kendini suçlama ve kendini cezalandırma psikolojisi içinde olduklarını fark ettim. Bu durum daha önce bu kadar dikkatimi çekmemişti ancak dikkatli bakınca insanların kendilerine karşı acımasız olduklarını görmek zor değil. Belki de yaşadığımız coğrafyadan dolayı bazı değer yargıları ve kültürel miraslar insanlar üzerinde Demokles’in kılıcı gibi asılı duruyor ve her adımda yaptığı hatalardan ötürü kendine bir ceza vermek isteyen insanlar var; oysa kimse mükemmel değildir ve daha önemlisi mükemmel olmak zorunda değildir. İnsanı insan yapan özellikler bazı zaaflarıdır, önemli olan yeni yıla girerken geçmişteki olayları kapının dışında bırakabilme gücünü bulmaktır.
İlk adımı atarsan gerisi gelir
Bütün başarıların arkasında, ilk adımı atabilme gücü saklıdır. Yıllar içerisinde karşıma çıkan insanlar arasında, büyük planlar yapan ve sürekli yeni projeler üreten çok sayıda kişiyle tanıştım ancak adım atan insanların sayısı çok azdır çünkü plan yapmak ve hayalinde büyük başarılara imza atmak herkese keyif verirken işin zor tarafını gerçekleştirmek ve adım atmak genelde en zor olan bölümdür. Bir adım atmak, örneğin yarın sabah kalktığınızda hep hayalini kurduğunuz seramik kursuna başvurmak ve ders programını incelemek hayatınızda hiç beklemediğiniz yepyeni kapıları açabilir. İlk adımı atmak, sihirli bir dünyaya giriş yapmanızı sağlar.
Birey olmak için mücadele edin
Orta Doğu toplumlarında en dikkat çekici nokta, insanların birey olabilme konusunda yaşadıkları zorluklardır. Çevremizdeki herkes, özel hayatımıza ve iş hayatımıza karışır ve sürekli kendilerine göre fikir verirler. Bunların bizim hayatımızın gerçekleri ile örtüşüp örtüşmediğine asla bakmazlar, işte bu durum yorucudur. Yeni yılda asla kimseyi dinlemeden kendi hayatınızı yaşayın çünkü bu hayat size verilmiş bir hediyedir.
Hayatı kaçırmayın
Geçtiğimiz günlerde yirmi senelik bir arkadaşımın doğum günü partisine davetliydim; yine eski dostlarımızdan bir tanesi, parti sırasında yanıma geldi ve sohbet ederken ertesi gün katılacağı toplantı için endişeli olduğundan bahsetti. Neden o anda mutlu olmaya çalışmadığını sorduğum zaman, genelde böyle yaşadığını ve sürekli bir gelecek planı yapmak zorunda olduğunu söyledi. Oysa bulunduğumuz parti ortamı çok keyifliydi ve yıllardır görüşmediğimiz bazı arkadaşlarımızla bir araya gelmiştik; yani mutlu olmamız için çevremizde yeterince sebep vardı ama o buna odaklanmıyordu. Bu hatayı yaparsanız hayattan keyif almanız mümkün değildir çünkü o anı yaşamak ve partiden keyif almak yerine ertesi gün için önceden endişelenmeye başlamak anlamsızdır, buna tam olarak hayatı ıskalamak diyebiliriz. Yeni yılda sadece yaşadığınız anlara odaklanın.
Küçük şeyleri büyütmeyin
Maalesef çok sayıda insanın endişeden ve negatif enerjiden beslendiğini görüyorum, bu durum üzücü çünkü çevrelerinde olup biten güzel şeylere odaklanmak yerine, sürekli onlara endişe veren ufacık olayları büyüterek kar topu gibi devasa sorunlara dönüştürmeye çalışırlar. Sadece salondaki perdelerin rengi yüzünden ya da diş macunu yüzünden tartışıp ayrılan ya da boşanan çiftler gördüm çünkü bazı insanlar inatlaşmayı mutlu olmaya tercih ederler. Yeni yılda kendinize bir söz verin ve çevrenizdeki insanlarla mutlu anlar biriktirmeye çalışın. Hayat, yaşadığımız mutlu anlar ve dostlarla geçirdiğimiz güzel zamanların toplamıdır.