“Tha Beach” Filminin Çekildiği Muhteşem ada
Krabi’de muhteşem bir otelde kaldım. Bu otel, belki de hayatımda şimdiye kadar kaldığım en güzel oteldi ve bu olağanüstü yeri sizle paylaşmak istiyorum. Bu otel Leading Hotels of the World’e üye olan “Rayavadee” (www.rayavadee.com). Rayavadee Oteli haklı olarak birçok ödül almış. Internet sitesinden otelin ödüllerini görebilirsiniz. Zaten Leading Hotels of The World’e üye olan otellerden çok büyük olasılıkla memnun kalacağınıza emin olabilirsiniz. Çünkü dünyanın en iyi ve lüks otelleri genelde bu gruba üyedirler. Evet, genelde en pahalı oteller bu gruptadır ama eğer fiyat sizin için çok önemli değilse, otellerinizi buradan seçmenizi şiddetle tavsiye ederim (www.lhw.com). Bugüne kadar kaldığım tüm oteller çok iyiydiler ama bir tane nazar boncuğu çıktı aralarında. O da Saint Petersburg’da kaldığım Rocco Forte Hotel Astoria’ydı. Gerçekten, kaldığım odanın pisliği bu gruba hiç yakışmayacak cinstendi ve hemen şikayetimi yazmıştım. Her neyse ben konuyu fazla uzatmadan otelimize geçeyim.
ULAŞIM
İlk olarak tabi ki Krabi’ye nasıl gideceğinizi anlatmak istiyorum. Önce Tayland’ın başkenti Bangkok’a ulaştıktan sonra uçak değiştirmek gerekiyor. Thai International Airways, Air Asia veya Bangkok Airways ile Krabi International Havaalanı’na uçuyorsunuz. Eğer lüks özel jet charter’larla uçmak isterseniz Mjets’e danışabilirsiniz (www.minoraviation.com). Otele ulaşmak için önce Krabi Havalanı’ndan 23km arabayla otelin rıhtımına geliyorsunuz, buradan özel bir tekne ile yaklaşık iki saatlik bir yolculuktan sonra cennete ulaşıyorsunuz… Burası Krabi Uluslararası Deniz Parkı’nın kenarında, Phranang Penisulası’nda Phuket’in 180 km doğusunda bulunuyor.
VİLLANIZDA KENDİ BAHÇENİZ VE KENDİ HAVUZUNUZ VAR
Otel tam yirmi altı hektar üzerine kurulmuş ve üç ayrı plajı var. Doksan sekiz ufak dubleks villa ve dört büyük lüks villa bulunuyor. Bu villalar mimari ödül almış ve bir Thai köyünü andırması istenmiş. Pek bildiğimiz köy gibi olmamış tabi (!) Bence cenneti andırıyor. Ben burada 4.5×2.5 boyunda ufak havuzu bulunan Hydro Pool Pavilion (Villa) ‘da kaldım. Kendinize ait büyük bir bahçe, ufak bir havuz ve iki katlı villanızda kendinizi daha özel ve yalnız hissediyorsunuz. Artı gece ve gündüz istediğiniz kadar havuzunuzdan yararlanabilirsiniz. Evet, çok büyük değil ama zaten gerek de yok. Otelde yeteri kadar büyük havuzlar var. Ama odanın içi de, gerçekten dışı kadar güzel. Aşağıda hoş bir salon var. Burada tuvalet, televizyon ve salıncak şeklinde iki kişilik bir koltuk takımı var. Yukarıda ise king size bir yatak ve çok güzel bir banyo var. Kesinlikle çok lüks ve çok rahat!
Villanın bahçesini ve dışarıdaki yirmi altı hektarı anlatmam gerekiyor. Sadece “yeşil” rengine doymak için bu otele gelebilirsiniz. Her yerden bitkiler fışkırmış. Otelin bazı yerlerinde ise Tayland’a ait tipik, kireç yüksek kayalar var. Bu kayalar ve ağaçlarla birlikte bahçe tarafında çok güneş göremiyorsunuz. Sanmayın ki bu çok kötü bir şey, harika bir manzara var. İnanın neredeyse benim boyumda yaprakları olan bitkiler var. Her yerde tabi ki egzotik adaların simgesi olan palmiye ağaçları görüntüyü tamamlıyor.
Bu tip yerlerde ağaçlarda sık sık maymunlar görürsünüz. Isırılma riski taşıyorsunuz ve çeşitli hastalıklar da geçebilir bu hayvanlardan. O yüzden tedbirli olun ve elinizde meyve ya da yiyecek taşımayın çünkü bu hayvanlar çalmayı çok sever. Oteli tanımak için gezmeye başladığımda çok şaşırtıcı bir olayla karşılaştım. Ufak yürüyüş yolunun üstünde sekiz-dokuz maymun gurubu gördüm. Tam yanlarından geçerken bir baktım ki, yanımda aslında bir nehir var ve bu nehrin üstü tümüyle yemyeşil bitkilerle kaplı… Dışarıdan baktığınızda sanki nehir değil de yeşil bir yol gibi gözüküyor. Ve esas enteresanı; bu maymunlar bu nehirde bir dalıyorlar bir çıkıyorlar. Ben maymunların suyun içine insan gibi daldıklarını bilmiyordum. E ne demişler; Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir? Atalarımız gerçekten çok güzel deyimler bulmuşlar.
Otelde daha önce belirttiğim gibi üç tane plaj bulunuyor. Fakat ben iki plajı beğenmedim.
Bir tane güzel plaj var. Genelde Andaman Denizi’nde bazı yerlerde planktonlar fazla olduğu için denizin rengi yeşil ve plaj Türkiye’deki gibi otel tarafından çalınmamış, herkese açık. Aslında insan garip hissediyor. Bu kadar para verdim, neden bu plajı sadece otel müşterisi kullanmıyor diye. Ama düşününce; “Allah’ın plajı, Allah’ın denizi neden tüm insanlar bu güzellikten yararlanamasın?” Ben plajları ve denizleri herkesin kullanmasından yana yım, kimsenin malı değil. Aslında bizim ülkemizde de kanun böyle. Ama oteller genelde tam sınırlarına bir deniz motoru çekiyor ve bir bekçi ile engelliyorlar insanları. Tabi otellerin de haklı oldukları bir başka nokta da, otellerin “all inclusive (her şey dahil)” olması. Yani kontrol sağlamak zor…
OTEL AKTİVİTELERİ
Neyse ben yine Krabi’ye döneyim. Oteldeki aktivitelerden bahsedeyim: Tabi ki tenis kortu ve gayet güzel bir fitness merkezi var. Fitness merkezi, SPA ile iç içe…
İsterseniz otelin özel deniz motorunu ayarlayarak Phi Phi Adası’na bir yolculuk yapabilirsiniz ki, bu kadar para vermenize gönlüm razı olmaz. (Gerçi bu deniz motoru işinden biraz sonra otel aktivitelerinin ardından uzun uzun söz edeceğim. En güzeli en sona sakladım!)
Eğer dağcılıkla ve kaya tırmanışı ile ilgileniyorsanız, burası tam size göre. Otelin o muhteşem kayalıklarında, eğitmen eşliğinde yarım veya tam günlük tırmanışlara katılabilirsiniz. Ben sadece seyretmeyi yeğledim. Bu kaya tırmanışının yapıldığı plaj, bizim otele tekneyle geldiğimiz yer. Bu plajda gel git çok yaşanıyor ve denize girmeye pek elverişli değil. Ama dediğim gibi bu otel çok özel bir yerde yapıldığı için her yeri, ayrı bir doğa harikası.
Otelden bir kano alarak diğer plajlarda ve denizin üstünde bir anda yükselen kayaların çevresinde dolaşmak büyük keyif… İsterseniz şelalelere gidip bir yürüyüş programı yapabilir ya da şnorkel alıp denizin güzelliklerini seyredebilirsiniz. Tabi dalmak isteyenler için de scuba merkezi var.
Otelin büyük havuz kısmındaki plajdan Taylandlılar’ın ve turistlerin, “long tail boat” dedikleri dolmuş motorlarla Pranang Plajı’na gidip güzel vakit geçirebilirsiniz.
Thai yemekleri kursu düzenleniyor, katılmak çok hoş bir deneyim. Otelde dört restoran var ve hepsi birbirinden güzel. Plajda fast food tarzı, snack yiyebileceğiniz “The Grotto” çok enteresan bir yer. Bu kayaların içinde doğal olan bir mağaraya yapılmış ve içerde doğal bir A / C sistemi olduğundan serin bir şekilde oturuyorsunuz.
LEONARDO DI CAPRIO’NUN ÜNLÜ FİLMİNİN ÇEKİLDİĞİ YER
Büyük olasılıkla Leonardo Di Caprio’nun “Beach (Plaj)” filmini seyretmişsinizdir. Bu film, hepimizin hayran olduğu bir plajda geçiyordu… İşte bu plajı Phi Phi Adası turunda görebilirsiniz, ismi “Maya”. Bence Krabi’de yapılacak en güzel gezi turu. Phuket veya Krabi’ye gelip de bu turu yapmadan olmaz.
Otelin teknesi (otel çok lüks olduğundan) çok pahalı. Aynı keyfi; şehirdeki pek çok küçük turizm acentasının sahip olduğu uzun kuyruklu botlarla giderek de yaşayabilirsiniz. Mutlaka pazarlık edin. Yine de size ben çok yararlı olacak bir turizm sitesinin ismini yazıyorum. Buradan yapılacak turlar ve genel olarak her şey hakkında bilgi alabilirsiniz: http://www.krabibooking.org. Biz yaklaşık 250 USD’a teknemizi günlük kiraladık. Aynı turu, büyük teknelerle birçok kişiyle birlikte yapabilirsiniz, daha da ucuz olur. Ya da Phi Phi Adası’na gidip oradan ufak, lokal tekneler de kiralayabilirsiniz. Ama rahat etmek için en iyi yol bu bence…
TEKNEYLE CENNETTEN CENNETE…
Teknemiz bizi ertesi gün aldı. Sekiz-dokuz metrelik bir tekne ve bir kaptanı ile bir miçosu var. Tayland’da insanlar çok iyiler. Gerçekten çoğu fakirler ama bir o kadar da pozitifler. Belki inançlarının etkisiyle hep güler yüzlüler. Neyse kaptanımız, bizi ilk olarak güzel ve sessiz bir plaja götürdü. Plankton fazla olmadığı için deniz buralarda çok güzel, otelimizin olduğu plaja göre pırıl pırıl. Denize girdikten sonra, filmin geçtiği Maya Plajı’na geçtik. Bu plaj gerçekten çok güzel görünüyordu ama denizinde yer yer mercanlar var ve çok turistik olduğu için fazlasıyla tekne var. O yüzden ben buradan pek keyif almadım. Ama böyle burun kıvırdığıma bakmayın yine de çok güzel. Ben biraz şımarıklık yapıyor olabilirim çünkü daha sonra gittiğimiz yerler olağanüstüydü!
Öğle yemeği için Phi Phi Adası’na geçtik. Yaklaşık üç sene önce burada üç gün kalmıştım. Küçücük bir ada, burası. İnce bir yolu var ve sık palmiye ağaçlarıyla kaplıydı. “Kaplıydı” diyorum çünkü o korkunç tsunami; Tayland’da en çok bu adaya zarar vermiş. Benim daha önce kaldığım Cabanas Oteli tamamen yıkılmış. İnsanın inanası gelmiyor doğanın gücüne… Bir sürü ağaç da sökülmüş gitmiş. Adada yaşamını yitirenler için bir anıt yapmışlar, hala acı büyük. Bunu hissedebiliyorsunuz ama hayat devam ediyor ve buradaki fakir halkın tek geçim kaynağı turizm. Adada genelde, İskandinav ülkelerinden genç, sırt çantalı turistler var. Avrupa’nın soğuğundan kaçıp, bu ucuz ve harika yerin tadını çıkarıyorlar. Bu adada pek çok restoran var ve çoğunlukla deniz mahsulleri, Tayland usulü pilav veya noodle sunuyorlar.
Yemekten sonra adanın hemen arkasındaki Maymun Koyu’na gittik. Deniz süper! Pırıl pırıl! Buradan da yine yakınlarda bir yere geçiyoruz; kayaların arasında ve teknelerle dolu. Denizde renkli renkli balıklar var. Tabi burası şnorkel için ideal. Balıklar sizden korkmuyor, hatta değiyorsunuz balıklara. İnsanlar yem veriyor. Kelimelerle anlatılamayacak bir güzellik… Buradan sonra benim yine hayatımda gördüğüm en güzel yerlerden birisine gittik: “Don Phi Phi”. Bahsettiğim gibi Andaman Denizi’nin ortasından yüksek kayalar çıkıyor. Burası da çok yüksek kayaların ortasında saklı bir deniz gölü… Krater gölleri gibi ancak deniz ve girişi çok sığ hem de dar. Ama buradan geçtikten sonra harika bir yere giriyorsunuz. Etrafınız çok yüksek kayalarla çevrelenmiş ve ortasında harika bir denizdesiniz. Resim çekmeye ve denize girmeye doyamıyorsunuz. Sanki burada zaman duruyor ve bambaşka bir dünyaya gidiyorsunuz. Ve istemeyerek de olsa buradan ayrılıp gece olmadan otelimize dönüyoruz… Hakikaten Phi Phi Adası çevresi dünyada görülmesi gereken en güzel yerlerden birisi. Kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.
Yeni otel görme isteğim yüzünden Krabi gezimin dört gününü Rayavadee’de geçirdim ve buradan da yine mükemmel bir otele geçtim: Pimalai Beach Hotel. Bu oteli de önümüzdeki ay sizlere anlatmaya çalışacağım.
Keyif dolu günler diliyorum.