Şeker Pembe
Kırmızıcıyımdır ben. Bayılırım kırmızı giymeye, almaya, görmeye… Hatta bazı arkadaşlarım bu kırmızı tutkumdan dolayı bana “Alev Hanım” diye takılırlar.
Bu vesileyle yazımı da onlara ithaf edeyim; birinin doğum gününü yeni kutladık, diğerininkini de önümüzdeki günlerde kutlayacağız… Evet, haftanın en az birkaç günü kırmızı giyerim. Çoğu zaman haftaya kırmızıyla başlarım. Beni çekmesi bir yana, enerji verdiğine inanırım. Muhtemelen burcumun Akrep, yükselenimin de Koç olması bunu etkiliyordur. Bu renk sanki beni coşkulandırıyor, güç veriyor, canlandırıyor, kendimi iyi hissettiriyor…
İki senedir de (bu ay kapağımızdaki yazılarda kullanıldığımız) şeker pembesini çok seviyorum. (İlerleyen sayfalarda göreceksiniz sağ olsun tasarımcı arkadaşımız da bana pek yakıştırmış, bu rengi.) Zaten bu yılın da moda rengi. Tüm canlı renklere bayılırım, o ayrı da… Sanırım şimdi, bu renge ihtiyaç duyuyorum. Bu pembe, pek tatlı bir pembe… Kırmızıdan daha yumuşak, daha neşeli, daha iyimser bir his uyandırıyor. Hani enerji, astroloji gibi konulardan hoşlandığım için öğrendiğim kadarıyla değişen ihtiyaçla alakalı oluyor bu moda renkler de…
Hep bahsetmeye çalışıyorum ucundan köşesinden bu “değişim” konusundan… Dünyamızın ve üzerinde yaşayan bizlerin geçirdiği büyük değişimden… Zamanın daha hızlı aktığından, herkesin üstünde büyük bir değişim baskısı olduğundan… Evet, siz de artık daha yoğun bir şekilde fark ediyorsunuz muhakkak. Çevremizdeki pek çok kişi sebebini bilmediği bir huzursuzluk, bunalım, baskı ve yeterince ifade edemediği bazı ağır duygular yaşıyor. Hemen her alanda köklü değişikliklerin meydana geldiği, eskinin tamamen yıkıldığı ve yeninin ortaya çıktığı bir süreç yaşanıyor. Ben bu konularla on-on beş senedir ilgileniyorum ama bilirkişi de diyemem kendime. Aman yanlış anlaşılmasın, ahkâm filan kesmek gibi bir niyetim yok. Bir anda etrafta çok fazla bir artış olduğunu gördüğüm için bu konuya değinmek istedim… Sadece böyle ciddi bir “değişim” sürecinde olduğumuzu kabul edip, gidenin (eskinin) artık hayatımızdaki işlevini bitirdiğini gelenin (yeninin) de bizim hayrımıza olduğunu bilirsek belki daha rahat ederiz diye…
Neyse, sezona damgasını vuran bu şeker pembesinin bende hissettirdiği tüm güzel enerjileri sizin de yaşamanızı dileyerek; bu yepyeni, rengârenk, neşeli, içinizi açacak güzelliklerle dolu sayımıza bir göz atalım…
“Clarita’s Way” adlı kitabıyla sağlıklı, arınmış, mutlu bir yaşam rehberi sunan Clara Amram, bu sayımızın özel konuğu… Bu rehber kitaba sahip olmadan önce Amram’la yaptığımız söyleşiyle bile kendinizi hemen iyi hissetmeye başlayacaksınız…
Aile şirketleri Güral Grubu’nun turizm yatırımlarından sorumlu Hediye Güral Gür, “wellness” sektörünün kapılarını açarak yeni bir dünyayı keşfetmenizi sağlayacak…
Ülkemizin “en havada” gazetecisi olan Uğur Cebeci ile kokpitte keyifli bir sohbet eşliğinde kendinizi bulutlarda bulacaksınız…
İki yaşından beri resim yapan Bedri Baykam’sa, hayata farklı bir gözle bakmanızı sağlayacak…
Elbette daha bu kadar değil, röportajlarımız. Gerisini sayfalarımızda okuyacaksınız…