© Copyright 2018 Mag Medya
Başa Dön

Pastoral Vadi’den Maça Kızı’na

Pastoral Vadi’den Maça Kızı’na

Tatlı Tesadüflerle Dolu Uzun Yaz Tatilim

Esasında Fethiye’de 4 günlük bir yoga kampına gitmiştim.Sonra olan oldu ve bir baktım yazın sonunu getirmişim…

Tesadüflerle bir anda meğerse yaz tatilim başlayıvermiş… Artık Pastoral Vadi’de gerçekleşen yoga kampında nasıl bir enerji depoladıysam, 4 günün ardından Ankara’ya dönmeyip soluğu Bodrum’da aldım. Kimileri için kısa bir süre ama benim için hayatımın  en uzun tatili oldu. 

Manastır Otel

Pastoral Vadi

 

Seabird

 

 

Fethiye’de Pastoral Yaşam

Aylardır bekliyordum; çok sevgili Elif ve Barış İşcan’ın yoga kampını… Her ikisi de benim için çok değerli olan ve bence pek yakında dünyaca ünlü yoga hocaları arasında yer alacak İşcan’ların bu özel kampını beklememe hakikaten değmiş! Çünkü Fethiye Pastoral Vadi’de çok güzel bir grupla harika vakit geçirdik… Sabah-akşam yoga dersleri, arada nehirde yüzme, hamak keyfi, tatlı sohbetler ve tüm gün organik üstelik de inanılmaz lezzetli yemeklerle beslenme derken tam anlamıyla pastoral bir yaşam sürdük…

 

Beril Çavuşoğlu Gururla Sunar!

Bu arada Şekil 1A ve Şekil 1B’de görüldüğü üzere bu hareketleri de yapmayı başardım. Kendimle gurur duyuyorum ve bu gururumu sizlerle paylaşıyorum.


Şekil 1A

 

Şekil 1B

 

Bodrum Bodrum

Kampın son günü yakın arkadaşım Derya aradı ve “Madem Fethiye’desin hadi atla buraya gel.” dedi. Ben de düşündüm; gerçekten çok da kısa mesafe, neden olmasın dedim ve Bodrum’a geçiverdim. Evet, yanımda pastoral ve yoga tatilim için getirdiğim kıyafetler olan küçücük bavulumla Bodrum’daydım! Neyse ki bir iki gün içinde Ankara’dan çok sevgili arkadaşım Meltem, imdadıma yetişti. Annemin hazırladığı biraz daha “Bodrum’luk” bir bavulu ve  tabi her an ne programlar çıkacağı bilinmez diye pasaportumu ve kredi kartlarımı da getirdi, sağolsun.

Hafta İçi Ayrı, Hafta Sonu Ayrı Program

Bodrum’da genel olarak Derya’larda kaldık diyebilirim. Tabi “genel olarak” da ne demek diye düşünebilirsiniz. Derya’ların evi Akyarlar’da yani Bodrum’a yaklaşık 20, Yalıkavak’a 40 kilometre gibi bir mesafede…  Akyarlar’ın denizi muhteşem! O yüzden hafta içleri evde kalıp sakin bir yaşam sürüyorduk. Gündüzleri bol bol denize girip yüzüyorduk… Akşamları da birbirimize bakıp “Ne yapacağız, sitede oturup çekirdek mi çitleyeceğiz?” diyerek Bodrum Marina’ya gidiyorduk…  Hafta içi akşamları Bodrum programımız fikslenmişti. Marina, üstü Barbeast, üstü New Old’da geceyi sonlandırıyorduk. Bir defa da Adamik’te “Sandoz Gecesi” yaptık ve böylece yıllık C vitamini ihtiyacımızı karşıladık. Hafta sonları da Türkbükü’ne göçüyorduk. Orada bir otelde kalıp, gündüz Maça Kızı ya da Moon Beach; akşam yemeğinde Garo’s, Miam ya da Maki 29, üstü Ship A Hoy programı yapıyorduk.  Bir akşam da çok kalabalık bir ekip, My Pavyon’da Cenk Eren’i dinlemeye gittik. Ama gecenin temposu bir değişik geldi bana. Cenk Eren, bir coşkuyu tavan yapıyordu ardından da “güüüm!” diye damar şarkılarla bunalıma sokuyordu…

Güzeller Güzeli Evsahibemiz ve “Aylin Palas”

İlk göçeceğimiz hafta sonu, eski Türkiye güzeli ve bizim de kalbi güzel, çok sevgili arkadaşımız Aylin Özal, “Sizi otele bırakmam, Aylin Palas’ta ağırlayacağım üstelik de hep birlikte doğum günümü kutlayacağız.” diyerek, muhteşem evinde ağırladı bizi.  Yalıkavak tepelerinde eşsiz manzaraya sahip evinde güleryüzüyle çok hoş bir ev sahipliği örneği gösterdi. “Türkiye Güzeli” olmasının yanı sıra çok zarif ve becerikli biri; Aylin… Çok sevecen, insanı motive eden bir yapısı var.

Sait

 

Billionare, Cipriani, Sait ve Eğlence Adası

Sanırım Bodrum’da bu yaza, Azeri iş adamı Mubariz Mansimov’un “Eğlence Adası” damgasını vurdu. Yalıkavak Palmarina’da açılan Billionaire, Cipriani ve Sait hemen hemen her gün doluydu. Hepsi de bence hoştu.  Biz Aylin’in doğum gününün ilk kutlamasını yani biz bize bölümünü, Sait’te yaptık. Sonrasında da hemen yanındaki Billionaire’de biraz Rus, biraz Arap tarzı yanar dönerli şampanyalar eşliğinde eğlenceyi sürdürdük. Yanar dönerli içki servisine yabancı ya da karşı değilim ama  pek hoşlandığımı da söyleyemem. Neyse Billionaire’de tamam da, Maki 29’daki bu uygulama hakkında yorum yapmak istemiyorum. Kabul etmek lazım ki, yanar döner olayını Türk milleti olarak seviyoruz.

Eğlence Adası

 

Moon Beach

 

Maki 29

 

 

 

Bodrum Mu, Ankara Mı?

Bu yıl Bodrum’u sanki Ankaralılar istila etmiş gibiydi. Eskiden popüler mekanlarda ağırlıklı olarak İstanbullular olurdu ve Ankara’dan çok az tanıdık görürdük ama bu sefer İstanbullular’ın mekanlarını Ankaralılar doldurmuştu. Şaşırdım.

 Davet Haftası

Sanki sözleşilmişçesine bir hafta boyunca her akşam bir davet vardı. Açılışı Pazartesi akşamı Aysel Akçay’ın evinde yaptık.

 Los Angeles’lı “Barbie”miz

Bu davetin en büyük sürprizi uzun süredir Los Angeles’ta yaşayan “Barbie”miz Beril Akçay’ı görmek oldu Bizim Barbie, sarı saçları simsiyaha boyatmıştı. Hepimiz şok olduk. Biraz hasret giderdik…

Sağolsun Aysel Hanım, çok güzel hazırlanmıştı. Havuz başında çok zengin ve şık bir açık büfe kurmuştu. Yemeğin ardından fasıl başladı ve gece sonunda tüm konuklara  hediyeler dağıtıldı.

 Gün Batımından Geceye Uzanan Keyif

Ertesi gün ev sahibimiz Aylin’in evinde davet oldu… Aylin’in doğum gününü bu kez çok kalabalık bir şekilde kutladık. Bodrum İstisnai Projeler isimli çok başarılı bir firmadan catering hizmeti almasına rağmen Aylin dayanamamış ve evde de ayrıca pek çok lezzetli ikramlar hazırlatmıştı. Yine havuz başında geç saatlere kadar çok keyifli bir akşam geçirdik. Sonra bazı arkadaşların çocukları havuz sefası yaptılar. (Ben Çeşme’deyken bir de “Kızlar Partisi” yapmışlar, haberini aldım, kıskandım.)

 

Halikarnas, Mick Jagger’ın Kızı Jade Jagger’ın Elinden Geçmiş

Neyse sonraki gün, Ankaralı hanımlar es verdi ve biz bu kez Halikarnas’ın açılış davetine katıldık. Bodrum’un simgelerinden Halikarnas’ı Mick Jagger’ın kızı Jade Jagger yeniden dekore etmiş ve yeni bir işletme ile hizmete başlamıştı. Hiç Ankaralı görmediğim tek davetti diyebilirim. VIP girişi, şampanyalar, lazer şovlar, havai fişekler, her köşede ayrı ayrı gösteri yapan dansçılarla oldukça renkli bir açılıştı. Özellikle gece sonunda diskonun deniz tarafında, bir dansçı kızın balonla havalanarak yaptığı akrobatik hareketler herkesi büyüledi.

 Evgenia’da Dansözlü Kutlama

Dergimizin yazarlarından Akya Gençler ve Aynaz Özkaşıkçı, doğum günlerini beraber kutlamaya karar verip Yalıkavak’taki Evgenia’yı bir akşam kapatarak, parti yaptılar. İkisinin de çok hoş mor kıyafetlerle katıldığı akşam, gün batımı kokteyli ile başladı, yemekle sürdü ve dansözle final yaptı. Ama bence esas şovu Akya ve Aynaz yaptı. Kesinlikle ikisi de süper dans ediyor. Ayrıca bu akşam, başka arkadaşlarımda da ne cevherler varmış, onu gördüm.

Enrico Macias’la Ramada’yı Açtık 

Gümbet’te eski Dedeman’ın yerini alan Başaran Grup, Ramada Resort’u görkemli bir etkinlikle açtı ve akıllardan silinmeyecek bir gece yaşattı.. Esra Zarakol’un PR’ını yaptığı organizasyonda, Enrico Macias enfes bir konser verdi. Fazla söze gerek yok. Gerçekten çok çok hoştu!

 

Maki 29

 

Ramada Resort

 

Aylin’in Davetinden

 

Aysel Akçay’ın  Davetinden

 

 

Biraz Da Çeşme…

Kuzenim Aslı Haraççı, eşi Mert ve kızları Lina (ki kendisi benim yoga arkadaşım ve geleceğin çok ünlü modacısı olur) ile bir ara da Çeşme’ye geçtim…

 Manastır’ın Havuzu Beni Bitirdi!

Geçen sene amcamın açtığı Mercan Köşk’te kalmışlardı. Bu sefer başka bir butik otel denemek için Manastır’da yer ayırtmışlar. Çok beğendim hatta bayıldım diyebilirim. Alaçatı’nın içinde çok huzurlu, çok farklı, çok Avrupai, çok iyi hissettiren bir yer. Mimarisi ve dekorasyonu da çok güzel. Ortasındaki havuz beni bitirdi! Bu havuz, bizim Lina’yla bahçede yoga yaptıktan sonraki keyif alanımızdı.. Ayaklarımızı havuza sokup renkli bir şeyler içiyorduk…

Alaçatı Klasikleri

Agrilia, El Beso (özellikle de mavi dondurması), tabi ki hafta sonu Mi Casa gibi Alaçatı akşam yemeği klasiklerinde Lavanta’da yediğim yemeği ve geçirdiğim geceyi unutamam. Zaten azıcık masa vardı… Yan masamızda Feryal Gülman, eşi ve arkadaşları; diğer masada bu sene açılan ve antikalarla döşenmiş Bird Cage Guest House’un sahibesi ve öbür masada da Altınyunus’ta sahne alan Atılgan (ki kendisini ilk defa gördüm ve dinledim)… Aman Yarabbi’m bir yanda yemek ziyafeti bir yanda Atılgan’ın müthiş müzik ziyafeti… Bize özel konser gibi bir şey oldu. Bu arada dikkat! Sakın Mi Casa’ya hafta sonu rezervasyonsuz gideyim demeyin, denemeyin bile. Çünkü imkansız! Ben ne torpiller koydum da son dakika yer buldum anlatamam. Güzel yer hakikaten. Hızımı alamayıp zaten iki gün üst üste gittim. Burda iki gün boyunca da bizim MAG kapağı olan, cemiyetin pek çok ünlü ismiyle de karşılaştım. Geçen sene bar olarak hatırladığım Zeytin vardı ama bu yıl pek bir hareket göremedim.  Övgehan-Gözde Oğultürk’ün Göz Lounge’u ve Sobe sanırım Alaçatı’nın en popüler iki barıydı, bu sezon.

 Olmaz Olmazlar

Bir Dost Pide’de yemek, Bir Ferdi Baba’da balık, bir Deli Deli’de İzmir usulü eğlence, Çeşme’nin olmazsa olmazlarındandır. Tabi ki yapıldı. Bir gece de Bobou (Bohemian Bourgeois) denendi, Sevgili Nermin-Bülent Kılınçarslan çiftiyle… Doğrusu bu sene Çeşme’de Marrakech’te geceyi sonlandıracak kadar geç saate hiç kalmadım. Ayrıca Aya Yorgi’deki mekanlara ve 7800’e de gidemedim.

Beach’lere Gelince…

Geçtiğimiz yıl ben en çok Fun Beach’i beğenmiştim ama bu sene çok kalabalıktı, herkes üstüsteydi. Şezlong yerine ranzalı bir sisteme geçseler çok rahat edebilirler. İlk olarak kapıda bir giriş ücreti alıyorlar daha sonra yemek bölümüne yakın şezlong isterseniz de ekstra 60 TL alıyorlar… Neyse, yemekleri geçen seneki kadar olmasa da, yine de güzeldi. Bunda kalabalığın etkisi var muhakkak. Çeşme’de klasikleşen bir yer olan  Seaside’ın denizi süperdi. Burada çok rahat ettik. Hem de herkesle akraba olma durumu yoktu. Ayrıca yanında sakız reçeli damlatılmış suyla gelen Türk kahvesine bayılıyorum. Çeşme’de böyle sunumlar çok hoş oluyor. Sörfçülerin plajında yemek yedik… Biraz bakındık… Tabi ki Bora Kozanoğlu ve Eda Taşpınar’ı gördük…

 Son gün de Marakkech’in plajına gittik. 

Orası daha çok futbolcuların, sanatçıların gittiği bir yer… Sağolsun orada Gülennur Aydın bizi çok güzel ağırladı. Kızları da her zamanki gibi çok şekerlerdi.

 Seabird Süper!

Bodrum’a Alaçatı’dan deniz uçağı olduğunu öğrenince hemen Çeşme programımı iki gün uzattım ve yeni memleketim Bodrum’a Seabird ile dönmeye karar verdim. Bu esnada kuzenim ve ailesi de İstanbul’a dönünce ben de Sevgili Pınar Canalp’te kaldım. Hiç durmadan gündüz-gece gezdik.  Seabird’de de Ayhan Sicimoğlu, Kerem Görsev ve gruplarından üç kişiyle beraber seyahat ettik. 19 kişilik uçakta 6 kişiydik. Çok rahat bir uçuştu. Alaçatı’da biniyorsun, 45 dakika sonra Yalıkavak Palmarina’da iniyorsun. Taa havaalanına git, bekle filan yok. İstanbul’dan uçuşları da varmış ama tabi ki Ankara’dan malesef Gölbaşı’ndan kalkmıyorlar…

Happy Hour’da Tatlı Veda

Neyse böyle hızlı geçen Bodrum-Çeşme günlerinin sonuncusunda akşam uçağa gitmeden Maça Kızı’nda Happy Hour’da minik bir tatlıyla “mutlu bir final” yaptım. Sonra da tüm bu enerjiyle size bomba gibi bir sayı hazırladık.

 

Manastır Otel

 

Seabird

 

Yazar Hakkında /

Yazarımız hakkında kısa özgeçmişi çok yakında sayfamızda olacaktır.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.