Özgür Aksuna: Languishing, Yılın Yeni Sendromu
“Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim.” Oğuz Atay
Hayatlarımızı kökünden değiştiren pandemi. Birçok bilinmezliği ya da yeniliği de beraberinde getirdi. Önce derin bir korku yaşattı hepimize, sonra alışkanlıklar geliştirmemize vesile oldu. Şimdi de sonraki etkileri ile tanıştırıyor bizleri.
Hem sosyolog hem de psikolog olan Corel Keyes, bizleri yeni bir kavramla tanıştırdı. Bu kavramı geçtiğimiz yıl Alan Grant, New York Times’ta yazdığı makalesine taşıyarak, hakkında bir popülerlik kazanmasına sebep oldu. Adı languishing. Türkçede tam çevirisi olmasa da bizler “tatsızlık”, “tatminsizlik” olarak sıklıkla tarif ettik onu. Pandemi ile birlikte, hakkında farkındalığımız arttı bu kavrama. Geçmişte de vardı. Oğuz Atay’ın satırlarına bir bakın. Tam o duyguyu açıklamamış mı?
Peki nedir bu “languishing”?
“İçimde bir his var, tanımlayamıyorum.”, “Canım bir şey yapmak istemiyor.” gibi cümleleri çok sık kullanmaya başladınız mı? Depresyon değil yaşadığınız. Tükenmişlik de değil. Umut ve enerji vardır üzerinizde dikkat ederseniz. Amaçsız da hissediyor olabilirsiniz. Tam bir arada kalmışlık duygusu diyebilirsiniz. Hali kalmamış, baygın, gevşemiş, kuvvetsiz, yavaş, mahzun. Siz hangisini kendinize yakın hissederseniz öyle isimlendirebilirsiniz.
Uzmanlar languishing için tatsızlık kelimesini daha yakın buluyorlar ve biz biliyoruz ki tatsızlık; ruh sağlığının ihmal edilmiş çocuğudur. Çünkü hakkında, kişinin bir farkındalığı olmuyor. Bu tanımlanamaz halde yaşamaya devam etmek çok riskli ayrıca. Tatsızlık, motivasyonunuzu köreltir, odaklanma becerinizi bozar ve daha az çalışma olasılığınızı üç katına çıkarır. Çalışmalar, on yıllık süreç içerisinde bu duyguyu yaşayanların majör depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi ruhsal hastalıklara maruz kalacağını gösteriyor. Tehlikeli bir durum.
Pandemi ilk patlak verdiğinde yaşadığımız korku aklımızdadır. İşte o fırtına geçip, aşı da hayatımıza gireli beri, her şey başka bir boyuta geçmeye başladı. Pandemi hâlâ sürüyor. İnsanlar hâlâ hastalanıyor ya da ölüyor. Ne zaman biteceğinin verdiği belirsizlik, zevk alma duygumuzu azalttı. Enerjimizi de kaybetmeye başlayıp, bir de yalnızlaştıysak, ne olduğunu anlamadığımız “tatsızlık”, üstümüze çöreklenmiş oluyor. Bu çöreklenme halini anlamamak da kötü, yardım istememiz gerektiğini de fark edemez oluyoruz.
Bir sis perdesi varmış gibi yaşıyorsanız, donukluk hissetmeye başladıysanız da bu durumdan şüphelenebilirsiniz. Bu noktada, akışa dönmek, çözülmek, o donukluktan kurtulmak için ne yapacağız derseniz, çözümü var elbette: Languishing kavramını isimlendiren Coral Keyes’in pozitif psikoloji çerçevesinde yaptığı çalışmalar, karşıt kavram olan ve iyileşmeye davet eden flourishing kavramını ortaya çıkarmıştır. Merkezi bir kavramdır, olumlu olana yönelik “gelişimi” ifade eder.
Gelişme, pozitif akıl sağlığının tanımlayıcısıdır. Olumlu duyguları inşa etme ve genişletmeyi ifade eder. Popüler bir kavram haline gelen “tatsızlığı” ortadan kaldıran iyileşme çabalarını da desteklemektedir. Tatsızlık duygusuyla baş etmek için temel önerileri şöyle sıralayabiliriz:
- Hislerinizi isimlendirin. Onları fark etmek ve ne olduklarını dile getirmek size güç kazandıracaktır.
- Akışa teslim olmayı, tatsızlık hissine panzehir olacak küçük aktivitelerle uğraşmayı deneyin.
- Kendinize zaman ayırın. Bu zaman kısıtlı ya da parçalı olmasın. Uzunca bir süre kendinizle kalmaya ve kendiniz için iyi olana odaklanmaya çalışın.
- Hobiler edinerek bu kesintisiz zamanı yaratabilirsiniz.
- İletişim kurun, iletişim kurmak size iyi hissettirecektir.
- Küçük hedefleriniz olsun. Günlük programınıza ekleyeceğiniz küçük hedefler, savaş kaç merkezimiz amigdalanın durgunluğunu kırabilmeniz için size yardımcı olacaktır.
- Her iyileşme hareketinde olduğu gibi doğru beslenme ve egzersiz de size iyi gelecektir.
Sürekli bir harekette olmak, küçük hedeflerle başarı duygusunu körüklemek, akışa güvenmek ve kendine kesintisiz zaman yaratmak. Yardım etmek de tatsızlık duygusuyla baş etmenin bir yoludur. Belirtileri gördüğünüz herkesin farkında olmasını sağlayarak destek alması için yönlendirebilirsiniz. Belki küçük sorun olarak gördüğünüz o duygunun büyümesine de engel olur. Ruh sağlığının ihmal edilmiş bu küçük çocuğu, geç olmadan kontrol altında tutulabilir.