Mavi Sürgün
Gece yarısı ev sessiz, deniz durgun, yaprak kıpırdamıyor, iki gün süren yoğun fırtına yormuş sanki Bodrum’u. Her akşam uyku kaçırırcasına çevreden gelen tanıdık şarkıların birbirine karışmış halleri bile zar zor duyuluyor. Ben de bunu fırsat bilip Joss Stone’un en son çıkan albümü LP1’den bayıldığım parça “DRIVE ALL NIGHT”ı dinlemeye başlıyorum kısık sesle bilgisayardan.
Keyfim keyif, karşımda Bodrum Kalesi ışıl ışıl parlıyor, ressam Yalçın Gökçebağ’a hak veriyorum bu manzaranın büyüsüne kapılıp çizdiği şahane resimleri aklıma getirerek. Boşuna dememiş Cevat Şakir, nam-ı diğer Halikarnas Balıkçısı “burası sürgün değil, mavi sürgün” diye… Çocukluğumdan beri hep geldiğim, sadık kaldığım şehirlerden biri de Bodrum. Şehir diyorum çünkü bana göre burası şehir oldu artık, ama bir nostaljik tarafı da var. Sanki dün gibi, aynı terasta aynı manzaraya karşı Barbie oynar biryandan anne babamın tatlı sohbetlerini dinlerdim, şimdiyse oğlum aynı yerde oyunlar oynuyor annem, babam, eşim ve ben sohbetlerimize kaldığımız yeren devam ediyoruz; düşünüyorum da zaman gerçekten ne çabuk akıp geçiyor. Bir yaz mevsimini daha geride bırakmak üzereyiz, ne de olsa okulların açılmasıyla hem çocukların hem de annelerin maratonu yeniden başlayacak. “Öyleyse bu sakin akşamın tadını çıkarmaya devam” diyorum, buz gibi meyve çayı yanında da kitabım, fonda sevdiğim müzik, doğanın mis gibi kokusu, karşımda deniz, denizin üstünde yakamoz… İşte benim için mükemmel bir yaz akşamı. Büyüyüp olgunlaştıkça önceliklerimizle birlikte zevklerimiz de değişiyor anlaşılan. Tatildeyken, doya doya yüzdüyseniz, kumda ya da çimende çıplak ayak yürüdüyseniz, sevdiğiniz arkadaşlarınızla görüşebildiyseniz, ruhunuzu doyuracak güzel kitaplar okuyabildiyseniz, çocuğunuzu mutlu ettiyseniz, ailenizle hatırlanacak güzel anılar yaratabildiyseniz hatta bunlardan üç tanesini bile yapabildiyseniz ne mutlu size. Buranın havasından mıdır nedir sanki bir bilgelik geldi üzerime, yaşam koçu tadında cümleler kuruyorum. Belli ki Ankara’ya dönme vaktim gelmiş, tatil daha uzayacak olsa büsbütün yabancılaşacağım büyük şehrin karmaşasına. Ne demişler yazdan sıcak hatıraları olmayanlar, kışın çok üşürlermiş bu kışın herkes için sıcacık geçeceğini umarım.
Sevgiler…