Kitap, Mimari, Bilgi ve Sanatın Merkezi Bozlu Art Project
Bozlu Mongeri binasına doğru bahçesinde sakince yürürken o güzel palmiye ağacı hışırdayarak bana hoş geldin diyordu adeta. Bense hayran hayran binaya bakarken aklımdan “Ey İstanbul bana her gün yeni bir gizini yeni bir mücevherini sunuyorsun” diye geçiriyordum. Hem bina hem bahçesindeki eserler sizi sarmalıyor.
Bazı yerlere ben mi geç kalıyorum henüz frekansı mı ulaşmamış oluyor bilmiyorum. Ki çoğu şey de benim aşıp bitirmemin üzerinden yıllar geçtikten sonra insanların dikkatini çekiyor. Şu ya da bu şekilde, vakti gelen şey insan da mekân da olay da olsa gelip sizi buluyor. Direktör Sayın Oğuz Erten detaylı anlatımlarıyla binayı gezdirirken öte yandan içindeki eserler de sizi sarıp sarmalıyor. 2013 yılında yılın girişimcisi seçilen Bozlu Art’ın Sahibi Şükrü Bozluolçay ile yapığımız sohbet unutulmazdı. Genç sanatçılara yarattığı imkânları ve kendi hikâyesi ayrıca bir röportaj konusu. Ayrıca binada çok kapsamlı bir kütüphane de bulunuyor. Özellikle doktora ve üzeri eğitim yapan insanlar gelip buradan özgürce faydalanıyorlar. Kendi ağızlarından kısa geçmişi ise şöyle; sağlık ve teknoloji alanında faaliyet gösteren Bozlu Holding bünyesinde 2013 yılında kurulan Bozlu Art Project, sanat yapıtına alışılmış kliklerin dışında bakabilmeyi amaçlamakta ve bu bağlamda yeni bir literatür yazını panel, tartışma, arşiv, sergi gibi projeler üreterek sanatın tüm unsurlarına yönelik farklı bir söylem geliştirmeyi hedeflemektedir. Bozlu Art Project, kuruluşunda belirlediği ilkesel unsurlardan hareketle, düzenlediği sergiler aracılığıyla var olan bakış açılarına hem sanatsal hem de sergileme pratikleri yönünden farklı bir yorum getirmeyi amaçlamaktadır.
Birlikte çalıştığı sanatçıların yurt içi ve yurt dışındaki görünürlüklerini arttırmaya yönelik projeler üretmek, sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak Bozlu Art Project’in temel misyonlarından biridir. Bozlu Sanat Yayınları’ndan çıkan kitapların yanı sıra düzenlenen sergilerle paralel gerçekleşen sanatçı konuşmaları, belgesel, katalog ve arşiv çalışmalarıyla vizyonunu sanatseverlerle paylaşan Bozlu Art Project, sanata tarihsel bir bellek oluşturma konusunda Türkiye’de eksikliği hissedilen bilgi ve belge boşluğuna katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Aralık 2018 tarihine kadar Nişantaşı ve Şişli olmak üzere iki ayrı mekânda faaliyet gösteren Bozlu Art Project, Nişantaşı’nda sürdürdüğü galeri faaliyetlerini Ocak 2019 tarihinden itibaren Şişli Mongeri Binası’nda devam ettirmektedir. Türkiye’de Cumhuriyet dönemi mimarlığının önemli isimlerinden olan İtalyan asıllı Mimar Giulio Mongeri’nin 1920’li yılların ortalarında inşa ettiği tarihi Mongeri Binası, Bozlu Art Project’in sergi, kütüphane, arşiv, yayın ve sanat konuşmaları gibi faaliyetlerine ev sahipliği yapmaktadır. Mongeri Binası’nda düzenlenen retrospektifler ve kısa süreli sergilerde Türkiye’de modern ve çağdaş sanatın önemli isimlerine ait yapıtlarının yanı sıra gelecek vaat eden genç kuşak sanatçıların yapıtları da sergilenmekte, izleyicilerin farklı disiplin ve jenerasyona ait sanatçıların çalışmalarını geniş bir tarihsel perspektifte izlemesine imkân sunulmaktadır.
Bozlu Art Project’in yönetim merkezi olan Şişli’deki Mongeri Binası, Beyoğlu St. Antuan Kilisesi, Karaköy Palas, Maçka Palas gibi yapılarıyla tanınan ünlü İtalyan Mimar Giulio Mongeri’nin 1920’li yılların ortalarında gerçekleştirdiği 1500 metrekarelik alana sahip tarihi bir yapı. 2007 yılından 2016 yılına kadar Bozlu Holding’in yönetim merkezi olarak kullanılan bina, bu tarihten sonra Dr. Şükrü Bozluolçay’ın 1970’li yılların sonuna kadar uzanan sanat koleksiyonunun ve Bozlu Art Project sanatçılarından derlenen bir seçkinin sergilendiği kütüphane, sergi, sanat konuşmaları ve yayın faaliyetlerine ev sahipliği yapan bir sanat merkezine dönüştürüldü. Günümüzde etrafındaki plazalar ve apartmanların arasında adeta bir vahayı andıran görünümüyle Bozlu Art Project’in sanatsal etkinliklerine ev sahipliği yapan tarihi yapı, sanatseverlere tarihi bir mimari ile çağdaş sanatı harmanlayan sıra dışı bir atmosfer sunuyor.
Bozlu Art sayısız etkinliklerine devam ediyor. Erken Cumhuriyet döneminin önemli sivil mimari örneklerinden biri olan ve Bozlu Art Project’in sanatsal etkinliklerine ev sahipliği yapan Şişli’deki tarihi Mongeri Evi, 20 Nisan – 14 Ağustos tarihleri arasında Dr. Özlem İnay Erten küratörlüğündeki “Hafıza Sarayları” isimli sergiye ev sahipliği yapacak. Adını Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinden beri kullanılan, bilginin mekânlar üzerinden görsel yolla hatırlanmasını sağlayan “Hafıza Sarayı” tekniğinden alan sergi, İtalyan asıllı mimar “Giulio Mongeri”nin yaşamı ve “Mongeri Evi”nin tarihine odaklanarak arşivsel bilgiler eşliğinde mekân ve bellek ilişkilerini sorguluyor. Sergi, Meliha Sözeri, Server Demirtaş ve Evren Erol’un yapıtlarını “Hafıza Sarayı” kavramı etrafında bir araya getirecek.
“Hafıza Sarayları” isimli sergi, Sultan Abdülmecid döneminde (1839-1861) saray doktoru olan ve Türkiye’de modern psikiyatrinin kurumsallaşmasında önemli rolü olan Dr. Luigi Mongeri’den (1815-1882) başlayıp mimarlık tarihimizde iz bırakan önemli isimlerden biri olan oğlu Mimar Giulio Mongeri’nin (1873-1951) İstanbul’dan İtalya’ya uzanan yaşam öyküsünü ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında Sadıkoğlu Ailesi için yapılan Mongeri Evi’nin “Pakize Tarzı Kliniği”, “Ataman Kliniği”, “Yüzyıl Işıl İlkokulu” gibi isimler alarak zaman içinde geçirdiği değişimleri ortaya koyuyor.
Küratör Dr. Özlem İnay Erten, sergide Giulio Mongeri’nin yaşamı ve Mongeri Evi’nin tarihini arşivsel bilgi ve belgeler eşliğinde sunmayı amaçladıklarını söyleyerek, sergi konseptini oluşturan “Hafıza Sarayı” kavramına Meliha Sözeri, Server Demirtaş ve Evren Erol’un yapıtları aracılığıyla güncel sanat pratikleri üzerinden bakmayı denediklerini belirtiyor. Erten, bu anlamda izleyicilerin alışılmışın dışında bir sergi ile karşılaşacaklarının altını çizerek, ev kavramının pandemi süreciyle birlikte herkesin zihninde farklı bir anlam kazanmasına da vurgu yapıyor ve serginin kurgulanmasıyla ilgili düşüncelerini şöyle özetliyor: Mekanların yaşam öyküleri de insanların yaşam öykülerine benzer mi? Mekanların belleğiyle, belleğimizdeki mekanlar hangi noktada kesişir? gibi sorular eşliğinde anıların gölgesindeki anıtsal mimari eserlere, kolektif belleğe dair izler üzerinden yaklaşmaya çalıştığımız sergide bu düşüncenin yansımalarını güncel sanat pratikleri üzerinden deneyimlemek mümkün olacak. Sergide yer alan fotoğraflar, belgeler ve sanat yapıtları tüm yaşanmışlıklara göz kırpan birer imge olarak, sanatseverleri Türkiye’nin siyasi, sosyal ve kültürel değişimleri üzerine düşünmeye davet ediyor. Bu kapsamda Meliha Sözeri, Server Demirtaş ve Evren Erol’un yapıtlarının da yer alacağı sergi, 20 Nisan – 14 Ağustos tarihleri arasında Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda izlenebilir. Siz de benim gibi henüz keşfedenlerden iseniz bu sergiyi ve arkasında büyük emek dev bir tarih bulunan bu muhteşem binanın geçmiş hikayesini kaçırmayınız.