İstanbul- Ankara Fashion Week
İş için geldiğim Türkiye’de şansıma iki moda haftasına denk geldim. Ne yalan söyleyeyim; Hıncal Uluç’un maçlara gitmeyip televizyondan izlemesi gibi bir hisle gazete köşelerinden, magazin programlarından gözümün ucuyla takip ettim her şeyi.
Beni heyecanlandıran bir durum yoktu neyi kimi izleyecektim? Markalarımızın durumları ortada; tasarımcılar desen tamam hepsi çok başarılılar, çok emek veriyorlar ama oraya onları izlemeye giden insanları heyecanlandıracak eserler ortaya koyamıyorlar.
Neyse yine de karamsar olmamak lazım. Sonuçta bunların hepsi bir basamak ve biz yavaşça üst katlara çıkmaya çalışıyoruz. Burada tasarımcıların ve markaların dikkatli olması gereken konu bugün devletin korumacı yasaları yerli markaların elini çok güçlendiriyor ve tek elden piyasaya hakim oluyorlar. Yarın bir gün bu sınırlar kalktığında markalar yabancı rakipleri karşısında savunmasız kalıp kepenklerini indirmek zorunda kalabilir. Yerli tasarımcılar da yabancı rakiplerinin yaratıcılıkları altında ezilebilirler.
İstanbul Moda Haftası
Aslında artık İstanbul Fashion Week dememek lazım, artık onun adı Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul. Baktılar organizasyon işini bizimkiler beceremiyor Amerikalılar’a teslim ettiler moda haftamızı… Artık devşirme bir moda haftamızda oldu. Organizasyon düzenleme Amerika’dan, tasarımcılar markalar bizden haydi hayırlısı. Ama şimdi Amerikalılar’ın hakkını yememek lazım organizasyonun hakkını vermişler. Bizi üzen durum neden kendi kendine yetemeyen bir durumda olduğumuzdur. Eğer organizasyon yapısını öğrenmek istiyorsan gönderirsin üç beş tane uzman bir sene New York’ta Londra’da çalışırlar sonra Türkiye’de daha iyisini yaratabilirler ama öyle olmadı, biz gidip “copy-paste” yaptık.
Ece Sükan ve Milliyet Yazarı Çağdaş Ertuna, moda haftası ile ilgili ciddi eleştirel yaklaşımla moda haftasını köşelerine taşımışlar. Moda haftasına gelen kitlenin moda ile olan ilgisizliğinden, tasarımcıların çizgilerinin doğu- batı arasında kalmasından, uluslararası camiadan yazarların, blogger’ların, satın almacıların gelmediğinden bahsetmişler. Eğer Paris’te, Londra’da New York’ta ciddi bir moda haftası organizasyonunda rol almışsanız, oraların havasını teneffüs etmişseniz Ece Sükan’ın ve Çağdaş Ertuna’nın ne demek istediğini çok iyi anlarsanız. Ben de kendilerine sonuna kadar katılıyorum. Onlara katılmakla birlikte kendilerine bir soru yönelttim cevabını bekliyorum.
“Türkiye moda haftalarını hangi zemine oturtmalı ki, o bahsettiğiniz insanlar İstanbul’a, Ankara’ya gelmek için can atsın? Hangi efsane tasarımcı veya dünya çapındaki hangi markamız için gelecek ve bizi yurt dışında tanıtacaklar?” Cevabını alabilirsem sizinle paylaşırım ama emin olun cevabını bulmak pazarlama dehası olmaktan geçiyor.
Ankara Moda Haftası
Gelelim çuvaldızı batırmamız gereken konuya. Büyüdüğümüz şehir Ankara ve moda haftasına.
Bizim markamız kurulmadan önce Tom’un basında çıkan haberleri ve kendisinin de Brighton doğumlu olması sebebiyle defile yapması için Brighton Fashion Week’ten davet almıştı. Bende izleyici olarak ilk defa bir defileye katıldım. O küçücük şehir öyle bir moda haftası havasına sokulmuştu ki moda haftasının etkilerini tren garında hissediyordunuz. Şehir moda haftasını yaşıyordu. Davetler, defileler, moda partileri, mağazalarda indirimler resmen iliklerinize kadar hissediyorsunuz o gün o hafta orda moda haftası olduğunu.
Brighton’dan Ankara’ya, akşam MAG Magical balosuna katılmak için kıyafet seçerken Miss Turkey 2. Güzeli Çağıl Özkul mesaj attı. Saat 7 civarlarında defilesi olduğunu söyleyip beni davet etti. O an ciddi anlamda çok üzüldüm beş milyonluk nüfusuyla Türkiye’nin ikinci büyük şehrinin moda haftasından kimsenin haberi yoktu nerdeyse.
Tamam kabul ediyorum İstanbul ile yarışması tabii ki söz konusu değil ama en azından şehrin büyüklüğüne yakışır bir organizasyon olabilirdi.
Bu ay ki yazımızda moda haftası ile ilgili fotoğraflar paylaşmamayı düşünüyordum. Çünkü ilgimi çeken beni etkileyen hiç bir görüntü oluşmadı. Aslında geçtiğimiz moda haftalarında da bu durum aynıydı ama sırf destek olmak için fotoğraf paylaşmayı tercih etmiştim. Desteğimize devam edelim. Sizin için seçtiğimiz look’larla baş başa bırakıyorum…
