Halep’in En Güzel Avlusunda Keyif Kahvemi Yudumlarken…
Bir yandan da, ertesi sabah erkenden ayrılacağım bu güzel şehirdeki, inanılmaz güzel zamanlarımı düşünüyordum.
Tarihse tarih, dokuysa doku, hem modern hem otantik, hem eski hem yeni, hem renkli hem durgun…
İşte böyle etkileyici bir kent Halep…
Şimdi sizlere gerçekten başka hiçbir yerde bulamayacağınız muhteşem gezi notlarımı veriyorum. Aslında minik bir itirafım da yok değil: Kendimi buranın havasına öyle bir kaptırmışım ki, resim çekme işim farkında olmadan ikinci planda kalmış. Ama ben de ne yapabilirim ki:
Bir yandan elimde koca koca alışveriş torbaları, bir taraftan her gördüğüm restoranda yemek yemeğe çalışma isteğim, öte yandan arkadaşlarımın beni sürekli davet ettiği yerlere yetişme çabası… Hal böyle olunca da resim işini biraz ihmal etmişim ama verdiğim muhteşem adresler sayesinde eminim ki muhteşem bir tatil geçireceksiniz!!!
Martini Dar Zamaria Hotel
Bizzat kendim gitmiş, görmüş ve de bayılmış olmasam, inanın size tavsiye etmezdim. Ama o kadar muhteşem bir yerdi ki, inanın buradan başka bir tercihim asla olamaz bundan sonra. Biraz bilgi vermem gerekirse eğer, burası şehrin tarihi bölümünde yer alan ve de oldukça büyük alana yayılmış birkaç avlulu evin birleşmesi tarzında bir yer. Yani otel içinde aslında dar dar sokaklar var ve de lobiye giden yol üzerinde başka evlerin kapıları ya da merdivenlerine rastlayacaksınız. “Çok ilginç bir dünyaya girmek” demek, tam burayı tanımlıyor. Konak tarzı bu yerler, ortak avlular ile birleşmiş ve de o kadar derin ve huzurlu bir enerjisi var ki, sadece oturup kafa dinlemek bile yetiyor. Odalardan eğer özel süitleri talep ederseniz çok memnun kalacaksınız.
Beroea Restoran
Burası Osmanlılar zamanında yapılmış ve de banka olarak hizmet vermiş bir bina içinde yer alan, muhteşem kale manzarasına sahip bir restoran. Hadi buranın muhteşemliğini bir kenara bırakıyorum, bir de restorana giden caddenin o eski ve de tarihi görüntüsü sizi alıp çok uzak zamanlara götürecek. Yemekler derseniz eğer, arkadaşlarım menüdeki neredeyse her şeyi sipariş edip, tatmamı istedi. Hem de böylece MAG’ da yazarsın düşüncelerini dediler, e ben de öyle yaptım. Gerçekten tüm samimiyetimle söylüyorum ki masaya gelen her şey mi lezzetli olur?
Mezelerden; tabule, tarator, babaganuş, humus, sucuk sarma…
Ana yemeklerden; şiş ve pirzolalar…
Tatlılar; fıstıklı tatlı tabağı, özel krema soslu dondurma.
Gönül isterdi ki sadece Beroea Restoran değil, her yerde yaşadığım muhteşem yemek tecrübelerimi ve kendimden geçmelerimi anlatayım ama şöyle özetleyebilirim ki, zeytinyağı üretiminin ve baharat kullanımının bu kadar başarılı bir yer olması sebebiyle yediğim her şey gerçekten inanılmaz lezzetliydi. İnanın bana et konusunda bile çok titiz bir insan olarak, ben buranın her çeşit yemeğine bayıldım!!!
Jedai’deki old market ve de ünlü kapalı çarşı, antikacılar, ipekçiler, pazarlık ve ben…
Halep’ten daha keyifli bir alışveriş diyarı olamaz herhalde…
Bir kere tekstil ürünlerini, özellikle de kapalı çarşıdakileri çok beğendim. Size önerim; zaman ayırıp aralardan en güzel ve iyisini seçmeye çalışın, böylece hiç görülmemiş şeyler bulacaksınız. Ve de “old market”daki antikacılar benim gibi meraklılar için çok ideal. Aslında benim merakım çok bilimsel değil dürüst olmak gerekirse. Ben daha çok gözüme ve de zevkime hitap eden şeylere yöneldim ve de tam değerlendirmesini yapamam ama hele bir de bu işte uzman olanlar neler bulacaklardır neler…
Tabi şunu da söylemeden geçmek olmaz: Pazarlık, pazarlık, pazarlık!
Ben zaten kişisel olarak, alışverişte eski usül pazarlıktan çok hoşlanırım! Uğraşır uğraşır, sonunda karşılıklı anlaşırsınız ve sonunda hem sen mutlu çıkarsın hem de satıcı mutlu çıkar. Yalnız ben galiba biraz fazla dert oldum dükkan sahiplerinin başına çünkü kapalı çarşıda üst üste iki gün gidip takı aldığım yerdeki dükkan sahibi bana en son: “Ne olur bir daha gelmeyin ne olur. Rica ediyorum sizden, dedi!”
Son sözüm:
Bence çeşit çeşit seyahat vardır; farklı amaç ve de konseptlerde. Ben en azından bu şekilde planlarım hep. Bu konseptlerden bir tanesi de, size boyut değiştirtecek seyahatlerdir. Yani eğer ki ben buranın o dar sokaklarında yürürken ne kendimi, ne zamanı, ne şu an neler oluyor hayatımda diye düşünüp, hatırlamıyorsam, sanki zaman makinesi ile başka diyarlara yolculuk etmiş gibi oluyorsam, işte bu boyut değiştirmişim demektir. Ve de bunun zevki asla başka hiçbir şey ile kıyaslanamaz benim için.
Halep bana bunları yaşattı… Muhteşem hafta sonum ve de keyifli kahvem burada bitiyor…
Tüm MAG Okuyucularına sevgiler gönderiyor ve sevgi dolu bir yaz mevsimi diliyorum…