Eyvah Yaz Geliyor
İşte bütün kiloların saklandığı, kalın paltoların ve pantolonların kurtarıcı olduğu o en sevdiğimiz kış aylarının sonuna geldik, bütün kadınları bir sinir, bir stres aldı. Estetik operasyonlar patladı, herkes rejime girdi, herkes spora başladı, son çaresizlikler, son debelenmeler yaşanıyor bugünlerde…
Zaten bahar aylarının gelmesi kendimize gelmemiz için tek başına yeterli olmuyor. Ama ne zaman güneşi görüyor ne zaman yazlık kıyafetlerimizi giymeye başlıyoruz işte o zaman acı gerçekle yüzleşiyoruz. En zayıfımız bile vücudundan memnun değil ve idealindeki görüntüye kavuşmak için çok az zamanı var. Bu panikle hepimiz birbirinden anlamsız kısa vadeli çözümlere odaklanıyoruz ve yaz sonunda da tekrar eski hayatımıza dönüp bir sonraki bahar aynı panikle uyanıyoruz. Bu bahar kısa vadeli çözümler yerine biraz daha kalıcı bir bakış açısı benimsemeyi öneriyorum.
Her yıl senelik ücret ödediğiniz spor salonuna sadece Mart, Haziran arası gittiğinizi fark ettiniz mi? Sporu sadece bir zayıflama ve şekillenme yöntemi olarak gördüğümüz için sadece 3 aylık periyodlarla yaptığımız bu aktiviteyi bir şekilde başka hedeflere dayandırmayı öneriyorum. Hedefinizi “kilo vermek” ya da “şekillenmek” olarak belirlemek yerine “sadece ve sadece kendime zaman ayırdığım ve sadece kendim için bir şey yaptığım bir zaman” olarak görmeniz yararınıza olacaktır. Nasıl kuaföre gitmeyi seviyor ve bunu sadece kendiniz için yapıyorsanız, sporu da sadece kendiniz, vücudunuz, sağlığınız için yapıyor ve bunun sonucunda kendi yaşam kalitenizi arttırıyorsunuz. Bunun sonucunda kilo veriyor ve şekilleniyor olabilirsiniz ama sporu sadece size özel bir an olarak görürseniz istediğiniz kiloya bile gelseniz onu bırakmak istemeyeceksiniz.
Sporla çok benzer olan diğer konu da bahar aylarında zirve yapan diyet durumları. Bir kere diyet kelimesinin kendisi çok itici ve bitmesini istediğiniz bir şey. Diyetlerin sonunda her şekilde kendinizi ödüllendirmek ve diyet boyunca yoksun kaldığınız her şeye sahip olmak istiyorsunuz. Diyete oruç gibi davranmamız sonucunda da hedefimize ulaştığımızda bir daha hiç kilo almayacak gibi yiyip tüm emeklerimizin boşa çıkmasına sebep oluyoruz. Bunun için de kilo verme odaklı değil sağlık odaklı olmayı öneriyorum. “Ben diyete girdim” cümlesi eninde sonunda ondan çıkacağınızı gösterirken, “Bundan sonra sağlıklı beslenmeye karar verdim” cümlesi bir süreklilik arz ediyor. Ayrıca bir kısıtlama içerecek negatif çağrışımlar yerine hayatınız boyunca sürdürmek isteyeceğiniz bir durumun içinde olduğunuzu gösteriyor.
Bahar aylarında temizliği yapılması gereken en öncelikli şeylerden biri de arkadaş listenizdir. Kış boyunca görüşmediğiniz ve eksikliklerinden memnun olduğunuz bazı insanlar yazın davetlerin artması ile birlikte daha çok sosyal ortamınıza girmeye başlar. Sadece yazın görüşülen ama her yaz başında da “bir daha görmesem ne iyi olur” dediğiniz o insanların size bunu söyletme nedenleri üzerinde düşünün. Size kendinizi kötü mü hissettiriyorlar? Konuşmaları, halleri, tavırları mı canınızı sıkıyor? Etraflarında sürekli tedirgin mi oluyorsunuz? Ya da sadece tahammül edilemez derecede sıkıcılar mı? Cevabınız her ne olursa olsun, bir sonraki davet ya da partide kısa bir selam verip yanlarından geçme lüksünüz olduğunu unutmayın. Tanışıyorsunuz diye saatlerce muhabbet etmeniz şart değil. Kısa, kibar ve sonunda bir sonraki hafta için plan yapılmayan bir konuşma ile bu tip insanları yavaş yavaş kendinizden uzaklaştırırsanız iç huzurunuzu bulmanız da kolaylaşacaktır.
Bu bahar kendinize bir iyilik yapın ve yaz gelirken hedeflerinizi sadece bikini giyeceğiniz günlerle sınırlamayıp tüm hayatınızı düzene sokacak bir halde kendinize kabul ettirin. Ne de olsa yeni yıl kararları sadece 1 Ocak günü için değildir!
[nggallery id=1241].