En Süper Star Ajda… Aslını Görenlere…
Sanki Ajda Pekkan’la Moda yolundaydım geçen hafta, kulağımda “moda yolu”, bizzat moda yolundaki güzel arkadaşım Zeynep’e gittim. Yanımda da Ajda şarkıları götürdüm hediye.
Zeynep’in kızı Rüzgarla dans ettik, masanın üstünde deniz kabuklarıyla oynuyordu Rüzgar, bir ara şiir olduk hep beraber. Bu Ajda Pekkan’ın kerameti bana göre. Şiir oluyorsunuz Ajda Pekkan’la… Bu aralar etrafta konuşabilen ne kadar ahşap varsa hepsinin kötü enerjisinden Ajda Pekkan düşleyerek ve dinleyerek kurtuluyorum.
Bir yaz akşamı da nitekim, Açıkhava şiir oldu, aşk oldu. Sahneye mayo ile çıkması ne güzel bir süper star havasıydı ben de bayıldım ama, sadece bu mayoyu konuşmayabilir miyiz lütfen? 5 bin kişi kapasiteli Açık Hava Tiyatrosunda merdiven ve duvar üstleri bile biletli olarak satışa çıkmış, bana göre yer gök aşk olmuştu.
6 bin 500 kişinin geldiği konserin güzelliğine rağmen kalabalık halini, Ajda Pekkan da, bizzat: “Tıkış bir durum var” diye belirtti sahnede. İşte onun tüm güzelliği burada. O kadar naif ve o kadar samimi ki bu yüzden de az konuşuyor. Bu kadar güzel ve içten biri çok konuşursa , etraftakiler hasetle fesatla canını kırıp dökerler çünkü. ”Genç kızlara taş çıkaran düzgün fiziğiyle”, klişesini en az 300 tane bilumum yerde köşe tutmuş adam yazar şimdi. Ama ayrıca “Çiçekleri kıskandıracak kadar hassas” desem?…
Psikolog psikolog analiz etmekten değil meselem, güzel insan peşinde koşarken, güzel insanlar ararken, Ajda’yı gittikçe daha çok sevmekten bütün meselem. O kadar şarkı söyleyen arasında, tek tanem. Sezen Aksu, ona Vitrin şarkısını armağan ettiğinde eminim ki, aslını herkesten önce görmüştü, Rüya kraliçesinin. Gecenin onlarca düş anı içinde herkesin bahsettiği malum mayodan çok, benim unutamadığım, Ajda uçuşan bir gece elbisesiyle şarkı söylerken, piyanoda Aşkın Arsunan’ın eşlik ettiği andı. Aşka düşmüş martılar Saklambaç şarkısı sırasında gökyüzünde birbirlerini ebelerken, sessiz bir an oldu ve “Rüya kraliçem” diye bağırdım. Duydu herkes ve Ajda ve boynunu eğdi Ajda, mahçup ve sessiz… Alkış koptu hem, ben gittim bu dünyadan işte o an… O sırada sahneye bir genç davet etti Ajda Pekkan, bir söyleyeceği varmış gencin. Burun kıvırdım. Oysa ki sahneye evlilik teklifi sürprizini getirmek istemiş ve evlenme teklifini Ajda’nın yanı başında gerçekleştirmiş oldu, bu şanslı genç. Alkış kıyamet, aşkı kutladık. Yüzükler takıldı sahnede..Geceyi organize edenlerden Atlantis yapım da sevaba girmiş oldu böylece. Atlantis yapım’dan genç arkadaşım pek beyefendi insan Burak Ufuk, beni kapılarda karşıladı ve Ajda Konseri’ne girerken yanıma eşlik etmesi için bir hurma bile verdi ama ben Ajda’nın tam karşısında olmak için ve Ajda’yı dinlerken bile kendiyle meşgul bazı sosyetiklerle yan yana olmamak adına, sahnenin tam karşısındaki merdivene oturdum. O merdiven aşk merdiveni oldu, bütün gece… Üstünde parıltıları olan ve vatkalı ceketiyle bir anda retro olan Ajda, “Uykusuz Her geceyi” söylerken hep birlikte 80’lerdeydik… Üstünde Nur Yerlitaş’ın tasarladığı mayo varken ve dansçılar “Vitrin” ve” Flu gibi” şarkılarına eşlik ederlerken hepimiz diskodaydık. Ama yer yer hep düş olduk. ”Haykıracak nefesim” şarkısına hevesle eşlik ederken, sahneye bir arkadaşını çağırmak istediğini söyledi ve olanlar oldu. Yangın gibi cilveli, aşık olduğum Akdeniz kadınlarından biri daha, saçlarıyla Dream girls hatta Supremes ve disko havasıyla Ayşegül Aldinç gelmez mi? O an ölmüşüm hazdan, Ayşegül Aldinç “Karasevda”yı söylerken, Barış Manço’nun yanımızda olmadığını fark edip geri döndüm. Aldinç’in eylülde çıkacak yeni albümünde beraber bir düetleri varmış, haberini aldık. Bu kadar güzellik arasında Ajda Pekkan, hani şu dans hareketlerine laf edenlere inat, bir de darbuka solo isteyip azcık göbek attı ki, Salı gecesi sallanmadı, Salı gecesi yıkıldı… Dansçıların parlak gri postişlerini ve koreografilerini hiç beğenmedim ama “Yaz Yaz “ şarkısına tüm açıkhava eşlik ederken, çok güzel bir koreografi vardı. Yıllardır şöhret olmak kolay mı? Bunun zor olduğunu Ajda kendi de itiraf etti ve dengeleriyle ilgili ipucu verdi. Yeni single’ı Resim’i konserden çıkarken ezberlemiştik bile. Böyle bir etki binlerce insan üstünde. Dengeyi ayarlamak kolay mı?… Sözü gelmişken şarkı Serdar Ortaç’ın. Ortaç ne güzel sözler yazıyor, ve ne iyi ki bazı güzel şarkıları kendi söylemiyor. Keşke hepsini Ajda’ya verse misal ve Serdar Ortaç’ın sesini unutsak. Şöhretini tüm bunlara rağmen bir medya sululuğu içinde olmadan her zamanki star havasıyla koruyan Ajda’nın, sahnede tanrısallaştığı bir an da oldu. Önünde ki pervaneden üşüyen Ajda. ”Susturun şu rüzgarları” dedi bir an. O kadar olsun artık, sabahların sultanı oluyorsa birileri, Ajda Pekkan’ın Olimpos’a çıkması lazım. Bütün bu güzelliklere rağmen çekirdek yiyen insanlar da vardı, maalesef. Hiç mi ruhları gıda almıyor meşkten, aşktan ve bu insanlara, sürekli yem mi vermek lazım? Sahnede Ajda var, “Sen mutlu ol yeter” i söylüyor, bir yaz akşamı, her yer aşk ve çekirdek yiyorlar. Trt’den psikolog arkadaşım Elif Petek’le konuştum, neyse ki Patricia Kaas’ta çekirdek yiyen olmamış. İsmi lazım değil bronzlaşmaktan aklı kurumuş bir sosyetik tenekenin, Ajda şarkı söylerken bile dikkat çekmek için arkadaşıyla el şakaları yapar halde olduğu bir konserde çıt çıt çekirdek yiyenler ayrı garabet, ve bunların hepsi piknik insanları… Süperstarımız Bambaşka biri (I will Survive) şarkısıyla bize veda ederken, kendilerini mühim sandıkları yerlere oturtmuş bir çok hıyar şarkı bitmeden ayrıldılar ama ben cinayete meyillenirken, cevap Ajda’dan geldi. Bis yaptıktan sonra dans eden binler “Hoşgör sen” şarkısını söylüyordu. Yurdumun suntaları arasında kalmış bir çok insan var biliyorum, kapıma silahla gelen ahşaplar bile oldu. İyi ki Ajda var, içimize güzellik doluyor… Sayın Naim Dilmener benden çok daha şahanesini bilir, Ajda Pekkan hakkında yazmak benim haddime değil ama duygularım coştu, tutamadım kendimi ve fakat: En Süper star Ajda… Aslını görenlere…