En Güzel Almanya Şehri “Münih”
İlk başlarda bir dergide yazmaya alışmak zor geldiyse de yazılarımı okuyan arkadaşlarımın teşvikiyle birkaç aylık bir aradan sonra tekrar yazmaya başlamak beni gerçekten mutlu etti. Umarım siz okuyanlar, gezerken yazılarımdan yararlanıyorsunuzdur. Bu ay sizlere bir süre önce katıldığım dünyanın en büyük mühendislik fuarlarından biri olan IFAT için gittiğim Münih’ten bahsedeceğim.
“Sosyete Kenti”
Fuar için geldiğimiz bu şehri benim üçüncü görüşüm. Çok fazla zamanımız olmasa da dolu dolu bir gezi yaptık. Almanya’nın çeşitli kentlerine gittim ama Münih, benim için en güzel Alman şehirlerinin başında gelir. Pek çoğunuzun bildiği üzere Münih; Berlin ve Hamburg’dan sonra Almanya’nın üçüncü büyük kenti ve Bavyera eyaletinin başkentidir. Bu şehir gerçekten çok temiz, çok güvenli ve yemyeşil olmasıyla Almanlar’ın da favori şehirlerindendir. Aynı zamanda Almanya’nın en fazla müze ve sanat galerisine sahip kentidir ve zaten, Münih’e “sosyete kenti” de denir.
Hiç Yabancılık Hissetmedik
Burada olduğumuz sürece kendimizi pek yabancı hissetmedik… Her tarafta o kadar çok Türk var ki. Tabi ki adım başı bir de döner restoranları var. Burada bir Türk, Almanca öğrenmeden yaşayabilir gibi geliyor insana…
Aman Dikkat!
Hava alanından metro ile direkt kırk dakikada şehir merkezine ulaşabiliyorsunuz. Büyük bir rahatlık, insan İstanbul’da da hayal ediyor böyle bir şeyi. Halbuki biz yurt dışı uçuşları için en azından 3-3.30 saat önce yola çıkıyoruz, İstanbul trafiğinde ne olur ne olmaz diye… Zaten Münih Hauptbahnof (ana tren garı) çok önemli bir merkez. Bizim politikacıların yıllarca komünist aracı diye beğenmediği tren, Avrupa’nın en önemli ulaşım aracı. Hal böyle olunca tren garları Avrupa’da çok önemli bir konumda hatta şehrin tam merkezinde bulunuyor. Ben Almanya’da tren garlarını çok severim. Çünkü ünlü Alman sosislerinin en lezzetlilerini burada bulurum. Burada da metrodan iner inmez zaten hemen bir sosisli yedim. Almanya’da sosis, salam gibi şarküteri ürünleri hem çok çeşitli hem çok lezizdir. Yalnız bu ürünlerde domuz etini sık sık kullanıyorlar, sormanızda yarar var. Almanya’da yine çok leziz ve çeşitli ekmekler de bulabilirsiniz. Aman dikkat! Damak zevkinize düşkünseniz Almanya hayli tehlikeli bir yer, kilo alabilirsiniz.
Seyahati Önceden Planlamakta Yarar Var
Karnımızı doyurduktan sonra, ana tren garına yürüme mesafesinde olan Four Points By Sheraton Oteli’ne geçtik. Çok uzun süre öncesinden rezervasyonumuzu yaptırmıştık. Söylemeliyim ki; aylar öncesinden otel ararken bayağı bir zorlandım çünkü bu fuar dolayısıyla oteller dolmuştu. O yüzden her zaman önceden seyahati planlamakta yarar var. Neyse, otelimiz şehir merkezinde ve temiz bir oteldi. Özellikle iş gezisi için gideceklere tavsiye edebilirim.
Dünyaca Meşhur Bira Evi
Biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için Münih’in dünyaca meşhur ve turistik Hofbraeuhaus bira evine gittik.**** ( www.hofbraeuhaus.de )*** Daha önce en azından Türkiye’deki “Oktoberfest”lere gideniniz varsa burası gözünüzde kolayca canlanır. Hofbraeuhaus büyük bir han ve içinde uzunlamasına masalar var. Mönü, tipik Bavyera yemeklerinden oluşuyor. Sosis, etler, domuz etleri, lahana ve patates ağırlıklı… Tabi benim çok sevdiğim kocaman “pretzel”lerden de satıyorlar. “Pretzel” bizim simite benzeyen, genelde “8” şeklinde ve üzerinde büyük kaya tuzu olan ekmekler. Gerçekten çok samimi bir ortam var burada. İri bayanlar her iki ellerinde de beşer tane koca birayı sanki normal bir şey taşıyorlar gibi masalara servis yapıyorlar. Bu ağır ve büyük bira bardaklarını nasıl taşıyorlar inanamıyor, insan. Burada aynı zamanda yemeğinizi yerken tipik Bavyera kostümleri giymiş orkestradan yörenin müziklerini dinleyebilirsiniz. Özellikle kamçı ile yapılan güzel bir şov var, onu kaçırmayın derim.
Kazıklanmayı Seviyoruz Galiba!
Yemek sonrası otelde dinlendikten sonra ertesi gün, fuara gittik. Akşam için yine Münih’e gelmeden daha önce rezervasyon yaptırdığım buranın en ünlü restoranı Tantris’e gittik. ****www.tantris.de **** Bu restoran şu anda dünyanın en iyi 47. restoranı olarak gösteriliyor. Ben mönüden olan “8 course”lu şefin spesiyalitesini seçtim. Böylelikle her şeyden tatmayı amaçladım. Bu mönüye hem yemeklerle hem tatlınızla alacağınız kırmızı ve beyaz şarap da dahil. Seçimim mükemmel olmuş, gerçekten her yönüyle yemek harikaydı. Zaten restoranın atmosferi, servisi de mükemmel. Verdiğim parayı helal ettim. İstanbul’da nice restoranlar var ki, bu fiyatın daha fazlasını verip hiçbir şeyden zevk alamıyorsunuz. Zaten ben gerçekten anlamıyorum, İstanbul’daki bu fahiş fiyatları… Nasıl oluyorsa; New York’taki restoran, İstanbul’a şubesini açıyor ve fiyat New York’a göre iki-üç kat artıyor. Galiba ya bizim ülkemiz Amerika’dan daha zengin ya da restoran sahipleri bizi tabiri caizse kazıklamayı çok seviyor. Ama onları da suçlamıyorum; alan memnun, satan memnun. Ne yazık ki; talep de var, her yer tıklım tıklım. Göz göre göre kazıklanmayı seviyoruz demek. Her zaman yurt dışına gittiğimde, dünyanın en güzel restoranlarında yerim, içerim. Gördüm ki bu restoranların çoğu, ne yazık ki İstanbul’daki restoranlardan daha ucuz. Michelin yıldızının Türkiye’de pek önemi yok, pek kimse bilmiyor anlaşılan. Allah herkese akıl versin!
Kapıdan Döndük
Tantris sonrası babam ile Münih’in en iyi gece kulübü olan P1’e gittim. Salı gecesi olduğu için sadece bir içki içip ortamını görmek istedim. Gittiğimizde de parkında tek bir araba vardı ve bomboş olduğu belliydi. Fakat kapıdaki Türk görevli, rezervasyonumuz olup olmadığını sordu. Sadece bir içki içip çıkacağımızı söylememize rağmen bizi içeri almak istemedi. Ben de girmek için hiç uğraşmak istemedim. Galiba, Türk’ün Türk’ten başka dostu yok deyimi de yalan. Belki değiştirmek lazım bu söylemi. Yorumu sizlere bırakıyorum…
Araba Müzesi
Burada BMW’nin araba müzesini de dileyenler ziyaret edip yıllardır yapılan tüm BMW arabaları, F1 de dahil olmak üzere görebilir. **** www.bmw-museum.de*** *** Ayrıca daha önceden Münih Olimpiyat Stadını ve parkını gezmiştim. Gerçekten çok hoş bir yer, aklınızda bulunsun.
Evet kısa Münih gezimden ufacık notlar aktardım sizlere. İşi ve geziyi bir arada bu kadar yapabildim. Bir dahaki gezimizde görüşmek üzere…
Tolga Erden