Eğlenceye Doymayan Şehir MIAMI
Las Vegas’tan ayrıldığımıza üzülmüştüm ama Amerika’daki en sevdiğim şehirlerden birine daha gittiğim için de ayrıca çok mutluydum. Miami öyle bir yer ki, ziyaret ettikçe daha fazla seveceğiniz bir şehir. Ayrıca Miami’de yaşayan en yakın arkadaşlarımdan biri olan Burak Taşan’ı görmek beni çok mutlu eden bir olay. Yaklaşık altı seneden beri burada yaşadığı için senede bir kere görmek bana yetmese de, beni çok sevindiriyor. Sevgili arkadaşım Burak, Miami gece hayatının en önemli gece kulüplerinden “Mansion Club”da koordinatör olarak çalışıyor. Tabi ki, onun çalıştığı gece kulüplerine gitmek çok eğlenceli. Gece hayatı olayına yazımın ilerleyen bölümlerinde değineceğim. Zaten olay Miami olunca gece hayatını es geçemiyoruz.
Uykuyu Seviyorsanız Burada Kalmayın!
Gecemiz uçakta geçtiği için ve bir önceki gün LV’ta dolaştığımız için çok yorgun olmamıza rağmen Miami’nin sıcak havası bizi kendimize getirdi. Miami’de arkadaşım Burak’ın bize tavsiye ettiği CATALINA OTEL’e yerleştik. (www.catalinahotel.com) Otel, South Beach’in en hareketli ve ünlü caddelerinden Collins Avenue 17.Blok’ta. Odaları minimalist şekilde dekore edilmiş ve konforluydu. Bu otelin güzel de bir barı var. İsmi Red Bar. Burayı da orada tanıştığım Erhan Köstepen işletiyor. İnsanlar güzel müzik dinlemek ve gece kulübüne gitmeden önce içki içmek için buraya geliyorlar. Hafta sonları mutlaka partiler oluyor. Oldukça hoş bir atmosfer… Yalnız, eğer gece hayatından hoşlanmıyorsanız ve uykuyu seviyorsanız bu otelde kalmanızı tavsiye etmem. Çünkü bardaki yüksek sesli müzikten rahatsız olabilirsiniz.
MILLIONAIRE’S ROW Tekne Turuna Katılın
O sabah erkenden kendimizi “BAY SIDE MARKET” adlı deniz kenarındaki alışveriş merkezine attık. Burası benim Miami’de sevdiğim yerlerden birisi. Burada ufak, güzel dükkanların yanı sıra turistik hediyeler, takılar alabilirsiniz. Hard Rock Cafe de burada ve bir sürü turisti çekiyor, bu alışveriş merkezine. Burada Millionaire’s Row tekne turuna katılabilirsiniz. Bu turda, Miami’nin kanallarında dolaşarak ünlü yıldızların ve zenginlerin muhteşem evlerini görebilirsiniz. Böylelikle hem güzel bir tekne gezisi yapmış hem de Miami’yi daha yakından tanımış olursunuz.
Bayside’dan sonra kendimizi Miami Beach’e atıp, bütün öğleden sonramızı plajda geçirdik.
SETAI Otel’den Oda Satın Alabilirsiniz
Akşam için, yine Amerika’daki gözde mutfaklardan Uzakdoğu füzyon restoranlarından CHINA GRILL’e gittik. Bu restoran yine en popüler restoranlarından. Özelikle, Cuma akşamları ünlü bir DJ geliyor ve gecenin ilerleyen saatlerine doğru müziğin ses ve ritmi artarak sizi Miami’nin ünlü gece hayatına hazırlıyor. Biz çok yorgun olduğumuz için yemekten sonra bir içki almak için buranın en ünlü ve en pahalı otellerinden SETAI’ye gittik. Gerçekten harika bir otel burası… Bu otelin başka bir özelliği daha var. İsterseniz bazı odalarını satın alabiliyorsunuz ve Miami’ye geldiğinizde kendiniz kalıyorsunuz, gelmediğiniz zaman ise otel odanızı kiralıyor. Tabi bir oda duyduğum kadarıyla 1.500.000 $ civarıymış. İlgilenenler otelin web sayfasından detaylı bilgi alabilirler. (http://www.setai.com) O geceyi fazla uzatamadım çünkü neredeyse 24 saattir uyumuyordum. Yorgunluk, hafif alkol ve Miami’ye gelmenin verdiği heyecanla nasıl otele geldim, o gürültülü barının hemen yanında uyudum hatırlamıyorum bile.
Hava da Güzel Olunca…
Ertesi gün, benim Amerika’da en sevdiğim ve en klas alışveriş merkezi olan BAL HARBOUR’a gittik. (http://www.balharbourshops.com/main.php ) Bu alışveriş merkezi gerçekten harika. Çok büyük olmamasına karşın, en ünlü markalar burada. Alışveriş faslını bitirdikten sonra, benim yine Amerika’nın en sevdiğim restoranlarından CARPACCİO’ya uğradık. (http://www.carpacciobalharbour.com/ ) Eğer Carpaccio’ya gitmezsem büyük bir eksiklik hissederim. Hava da güzel olunca bu restoranın ortamı çok hoş oluyor. Etrafı seyretmek de çok güzel. Çok hoş giyimli insanların yanı sıra dünyanın en güzel arabaları önünüzden geçiyor. Miami’ye gelip de bu dünyaca ünlü alışveriş merkezine gitmemezlik etmeyin.
Biraz da Burak’ın Teknesiyle…
Öğleden sonramızı ise, çok yakın arkadaşım Burak ile geçirdik. Burak’ın evi Bal Harbour’a çok yakın ve deniz üstündeki bir kanalda. Evin hemen önünde de kendine ait bir teknesi var. O günümüzü arkadaşımın teknesiyle açılarak ve denize girerek geçirdik. Türkiye’de kış şartlarının hüküm sürdüğünü bilirken denize girmek çok hoş bir duygu…
PHILLIPE STARCK İmzası
Akşam yemeği için rezervasyonumu Miami’nin en ünlü oteli olan DELANO’nun Blue Door Restaurant’ına yaptırmıştım. Bu otel dünyaca ünlü designer Phillipe Starck imzasını taşıyor. Zaten Phillipe Starck imzalı otellere ve restoranlara gözüm kapalı giderim. Çünkü gerçekten ortamları çok hoş oluyor. Ben daha önce New York’ta yine onun yarattığı iki otelde kaldım; Royoltan ve Hudson. Yalnız odalarından beklediğim konforu alamadım ama lobileri ve barları harikaydı. Delano’da kalmadığım için size odaları hakkında bilgi veremeyeceğim. Ama otelde kalmasanız bile Delano bir cazibe merkezi ve benim gibi Blue Door’da yemek yemeye gelip, daha sonra ise barında kalıp keyifli bir gece yaşayabilirsiniz. Sonunda Asya-füzyon yemeklerinden farklı bir restorana geldiğimiz için de bizlere bir değişiklik oldu. Bu restorandaki yemekler Fransız ve Brezilya mutfaklarının bir karışımı. Tavsiye ederim.
OCEAN DRİVE’da Art Deco Oteller
Yemek ve ardından havuz başındaki güzel barda içkimizi içtikten sonra o gece soluğu arkadaşımın çalıştığı MANSION gece kulübünde aldık. Burası oldukça büyük ve gerçekten hoş bir gece kulübü… Bu gece kulübünün sahiplerinin başka ünlü gece kulüpleri de var. Zaten verdiğim web sayfasından bu kulüpleri görebilirsiniz. Miami’de haftanın ayrı gecelerinde ayrı kulüpler popüler. Cumartesi için Mansion çok iyi bir seçim. (http://www.theopiumgroup.com ) Allah’tan bu gece sevmediğim tarz müzik olan hip-hop çalmıyor Mansion’da. Burak ne yazık ki çok meşgul olduğundan onu ara sıra görebildim ama yine de gecenin tadını çıkardık. Daha sonra otelim Catalina’ya döndüm ve burada İstanbul’dan çok yakın bir arkadaşım olan Tulpar’a da sürpriz şekilde rastlayınca keyfim iyice yerine geldi. Burak da gecenin ilerleyen saatlerinde bize katıldı ve sabah 9.00’a kadar uzattık geceyi. Öğlen zorla uyanarak, kendimi RALEIGH OTEL’in (http://www.raleighhotel.com) plajına attım ve denize girerek gecenin yorgunluğunu atmaya çalıştım. Akşamüstü ise dünyaca ünlü Ocean Drive’da yürüyüp art deco mimarisindeki otellerin altındaki Avalon Hotel’in restoranında oturduk. Bugüne kadar içtiğim en iyi frozen pina colada buradaydı. Ocean Drive çok hareketli, zaten haklı olarak bir üne sahip. Bu caddede de benim yine en beğendiğim otellerden birisi olan TIDES’da bir içki içmenizi öneririm. (http://www.tidessouthbeach.com) Bu otelin de bazı odaları Setai Otel’deki gibi satılık. Satın alırsanız, yine otel tarafındansizin adınıza kiraya verilbiliyor. Görmenizi tavsiye ederim.
Pazar Günü Klasiği: PEARL ve NIKKI BEACH
Akşam ise ortamını çok sevdiğim PEARL’ün restoranına ve gece kulübüne yer ayırmıştım. Daha önce dediğim gibi Miami’de her gece ayrı bir yer popüler. Pazar geceleri de akşamüstü partisi için NIKKI BEACH’e gidiliyor. Parti gece yarılarına kadar sürüyor ve çok hoş bir ortam var. Akşamki partileri kulübün canlı makarasından seyretmek isteyenler bu web sitesini ziyaret edebilirler. Pearl, hemen Nikki Beach’in üstünde ikinci katta yer alıyor. Hatta balkonundan partiye de bakabiliyorsunuz. Pearl’ın ortamı da harika ve yemeğinizi yerken dansçı kızların yaptıkları şovlar gecenize ayrı bir renk katıyor. Pazar gününüzü Miami’de geçirecekseniz mutlaka Nikki Beach ve Pearl’e gitmenizi tavsiye ederim.
Mutlaka Gidilecek İki Yer Daha
Pazar benim son gecemdi. Ertesi gün Türkiye’ye döndüm. Tabi Miami’nin tadı damağımda kaldı. Ben size daha önce gittiğim ve mutlaka gidilmesi gereken iki restoran daha tavsiye etmek istiyorum. Özellikle PRIME 112 restoranı Miami’nin en popüler restoranlarından. Mutfaklarına “modern steakhouse” diyorlar. Yemekler ve ortam harika! Her zaman çok kalabalık… Çok önceden rezervasyon yapmanızı tavsiye ediyorum. Bu sefer vakit bulup gidemediğim için çok üzgünüm. Diğer bir restoran ise JOE’S STONE CRAB. (http://www.joesstonecrab.com) Bu restoranda da harika deniz mahsulleri yiyebilirsiniz. Porsiyonlar çok büyük, yemek seçerken buna dikkat edin. Özellikle taze istiridyelerinden tatmadan çıkmayın bu güzel ve ünlü restorandan.
Alışverişe Doymayanlar İçin
Daha fazla alışveriş yapmak isteyenlere ise Aventura Alışveriş Merkezi’ni tavsiye ederim. Miami’nin en ünlü ve büyük bu alışveriş merkezinde bir sürü markanın yanı sıra Abercrombie & Fitch mağazasını da bulabilirler.
Umarım verdiğim bilgiler işinize yarar ve Miami’de çok güzel bir tatil yaparsınız. Benim kısıtlı zamanımda ben ancak buralara gidebildim. Eğer sizin zamanınız fazla ise Miami’de yapılacak o kadar çok şey var ki, orada yaşayan insanlar bile her şeyi yaşayamayabilirler diye düşünüyorum.
İyi günler, bol seyahatler…