“CUT” a Gittiniz mi?
Benim kadar gezen, gören, ilgilenen birisinin oldukça kötü bir huyu var aslında: Saplantı!
Gerçekten de yeni yeni şeyler denemek yerine sevdiğim şeyler ile devam ettiriyorum hayatımı, biraz fazla sadığım galiba, yeniliklere kapalı… Şimdi bu konu da nereden çıktı derseniz, geçtiğimiz günlerde bir restoran olayı sonucu bu huyumu iyice çözdüm!
Önceki yazılarımdan da hatırlarsınız; Beverly Hills’in göz bebeği “Regent Beverly Wilshire” otelinden sıkça bahsetmişimdir. İçinde bulunan THE BLVD restoran benim favori yerlerimden birisidir, özellikle öğle yemekleri ve akşam sütü seçkin bar kalabalığı ile…
İşte bu otel içinde yer alan bir diğer restoran daha var: dünyanın en ünlü cheflerinden birisi olan Wolfgang Puck”s’a ait: “CUT”
Ama ne kadar iyi bilsem de, defalarca önünden geçsem de, sürekli herkesten duysam da, bunca sene içinde bir kere de “THE BLVD” yerine “CUT” a gidiyim dememişim!
Beni zorla arkadaşım Michael Sandarg götürüyor, geçtiğimiz haftalarda…
Tabi şöyle bir minik nokta var:
Yine Wolfgang Pucks”ın restoranlarından olan Camden Drive’daki “SPAGO” biz Beverly Hills sakinlerinin Cuma ve Cumartesi mutlak buluşma noktasıdır. Belki de o yüzden Cut ilgimi çekmemiş olabilir desem de,
Suçluyum, saplantılıyım…
Kabul ediyorum, ne olursa olsun büyük ayıp!
Şimdi gelelim CUT”a…
Bir kere içerisi olağanüstü sık, resmi, çekici… İş adamlarının ve iş kadınlarının, LA”deki tüm “güçlü” insanların buluşma noktası!
Herkes siyahlar lacivertler içinde, Armani şov yapıyor!
Ben kırmızı topuklu ayakkabılarım ve leopar elbisemle oldukça ses getirdim, anlayacağınız, ilk gidişim falan demeden…
Olsun napalım, Beril Akçay tarzı her yerde Beril Akçay!
Et restoranı tabiri tam tanımlamıyor burayı aslında. Steak House diyelim de en doğrusu olsun!
Ben “steak” i dünyanın her yerinde denemiş bir insan olarak belirtiyorum ki Amerika dışında hiç bir yerde o lezzet yakalanmıyor, bu fikrimde çok iddalıyım. Amerika’da hayvanların beslenmesinden itibaren bakımları, kesimleri her şey bu lezzet üzerine kurulu ve de buna göre yapılıyor. Bu konularda çok derin bilgim olmasa da “Dry Aged” olarak özel kurutulan ve eskitilip saklanan etlerin tatlarını gayet iyi bildiğim için, biraz uzman sayılırım.
Cut’da olup olabilecek en iyi etleri ve kesimleri bulabilirsiniz, Porter House, New York Sirloin, Rib Eye Steak, Filet Mignon, Lamb Chops, Ribs…
Benim tercihim “Petit Filet Mignon”du, üstelik zarif bir hanim görüntümden vazgeçebilsem bir tane daha yerdim inanın.
Ayrıca yemeklerle beraber sayısız garnitüre seçebilirsiniz. Ama en önemlisi mutlaka ve mutlaka denemeniz gereken çikolatalı suffle! Özel yapım “hazelnut glace” fındıklı dondurma ile servis ediliyor. Hiç bu kadar iyisini yemediniz, garanti ediyorum!
Bon Apetit!