© Copyright 2018 Mag Medya
blank
Başa Dön

Aziz Valentine

Aziz Valentine

14 Şubat’ta kutlanan “Sevgililer Günü”, bu ayı sevgiyle bütünleşmiş, buram buram aşk kokan bir ay yapan; yazılara, resimlere şiirlere, a’dan z’ye hayatımızın her noktasına nüksetmeyi başarmış, sevginin aşkın timsali olmuş bir gündür. Şubat sayımızda tüm dünyada böylesine kabul gören bu özel günün hikayesini sizlerle paylaşmak istedim.

Aziz Valentine’ın öyküsü III. yüzyıldan gelir: O dönemde Roma tahtında İmparator II. Claudius vardır… “Zalim” olarak tanımlanan Claudius aşırı savaş ve askerlik tutkunudur, her yetişmiş erkeğin muhakkak asker olmasını istemekte ve kimseye göz açtırmamaktadır. Öylesine ileri gitmiştir ki, askerliğe engel oluyor düşüncesiyle evlenmeyi dahi yasaklamıştır.

Gençler şaşkındır, kimse sevdiği ile beraber olamıyor, Roma kenti sayısı gittikçe artan ve uzak ülkelerde ölen sevgililerinin ardından ağlayan kadınlar ve kızlarla dolmuştur. Kısacası “aşk” yasaklanmıştır.

Aziz olarak kabul edilen filozof Valentinus, gezerek dinsel vaazlar vermekte ve imparatorun hatalı olduğunu anlatmaktadır ki sonunda yakalanır ve hapse atılır. Valentinus’un hapiste olduğu günlerde yaşananlar efsaneye dönüşerek günümüze kadar ulaşmıştır…

Hapishaneyi korumakla görevli gardiyanın kızkardeşi Julia’nın gözleri doğuştan görmemektedir. Gardiyan, Valentinus’un anlattığı dinsel öykülerin arasında körlerin gözlerinin açıldığını öğrenince, kardeşi Julia’yı gizlice Valentinus’un yanına getirir.

Julia; çok güzel ve zeki bir kızdır.

Valentinus ona Roma tarihini, doğanın yapısını, aritmetiği ve Tanrı’ya yönelmeyi öğretir.

Julia; dünyayı Valentinus’un anlattıklarıyla görür, onun bilgeliği ile aydınlanır, güçlenir ve teselli bulur.
Bir gün sorar:
“Valentinus, Tanrı gerçekten dualarımızı duyar mı?”

Aziz gülümser:
“Evet, herbirini.”

Julia:
“Her sabah ve her gece ne için dua ettiğimi biliyor musun? Görebilmek için dua ediyorum. Senin bana anlattıklarını görmeyi çok istiyorum.”

Valentinus:
“Tanrı bizim için en iyi olanı yapar, Yeter ki buna inanalım.”

Julia, yere diz çöker ve:
“Böylesine inanmak istiyorum, yardım et.”

Beraberce duaya başlarlar. Birden hücrenin içersi altın renkli bir ışıkla aydınlanır ve Julia haykırır:
“Valentinus! Görüyorum, görüyorum.”

Valentinus,  duaya devam etmesini söyler.

Ertesi gün Valentinus’un ölüm emri gelir. Aziz, Julia’ya son bir not yazar; Tanrı’ya hep yakın olmasını öğütler ve notun altını “Senin Valentinus’undan”  diye imzalar.

Mektup, ertesi gün Julia’ya ulaşır, o günün tarihi 14 Şubat 270’dir. Valentinus, sonradan Papa I. Julius tarafından “Porta Valentini” adı verilen bir kemer kapısının altına gömülür. Julia, mezarın yanına pembe çiçekler açan bir badem ağacı diker. Günümüzde sevginin ve dostluğun simgesinin “badem ağacı” olması buradan kaynaklanır.

Günümüzdeki yorumuyla “St. Valentine” yani “Sevgililer Günü”, Roma’daki gibi sevenlerin birbirlerine sevgilerini Valentinus’un son mesajında olduğu gibi küçük kartlar ve hediyelerle sunmaları şeklinde kutlanmaktadır.

Her gününüzün “Sevgililer Günü” kıvamında olması dileğiyle…

Yazar Hakkında /

Yazarımız hakkında kısa özgeçmişi çok yakında sayfamızda olacaktır.

Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.