Adil Yıldırım: Tinder Avcısı Nasıl Başarılı Oldu?
Bahara adım atarken, haftalardır aldığım mesajlarda öne çıkan ve aynı zamanda izlenme rekorları kıran “Tinder Avcısı” belgeseline değinmek istiyorum. Kadın – erkek ilişkilerinde kimsenin aklına gelmeyecek konular, işim gereği karşıma çıkar ve gerek seanslarda gerekse “Adil’e Sor” uygulaması üzerinden bana ulaşan konu başlıklarına Youtube kanalımda sıklıkla değinirim. Öte yandan Tinder Avcısı belgeselinde de ortaya konan ve kadınların parasını yemek amacıyla ilişki yaşayan adamlardan yıllardır bahsediyorum. İlk defa dünya genelinde yaşanan bu tip olaylara değinen bir belgesel gösterildi ve doğal olarak çok fazla tepki aldı. Bazı kesimler bu olayların gerçek hayatta bir karşılığı olmadığını ısrarla söylerken bazıları da benzer olaylar yaşadıklarını ifade ettiler. Bu yazımda sizlere belgeseli izlerken aldığım notları maddeler halinde aktarmak istiyorum.
Başroldeki kötü adam Simon, tanıştığı kadınların kişilik analizi konusunda kendini yetiştirmiş. Tinder uygulaması üzerinden çok dikkat çekici bir profil oluşturuyor ve lüks hayatını sergiliyor. Uygulama üzerinden bir süre yazıştıktan sonra aniden görüşmeyi teklif ediyor ve burada sürpriz faktörünü kullanıyor, çünkü kadınlar flört ederken sürprizleri severler. Bunu bilen Simon ilk görüşmeye çok şık ve caka satar halde gidiyor. Kadına yaklaşım tarzı hem ilgili hem de neşeli; kadının rahat hissetmesi için her şeyi yapıyor. İlk görüşme için çok lüks mekanlar seçiyor, çünkü bu şekilde ne kadar zengin olduğunu göstermek sonraki planları için son derece önemli. Kadını analiz etmek için ailesiyle ilişkisini soruyor ve eğer baba sevgisi almamış bir kadınsa ona çok sahiplenici yaklaşıyor.
- Kadınlar lüksü seviyorlar ve Simon bu kozunu abartı derecesinde ortaya koyuyor. İlk görüşmenin ardından mutlaka özel uçak kozunu oynuyor, tanıştığı kadını özel uçağıyla birlikte seyahat etmeye ikna ediyor; aslında ikna denemez, çünkü hiçbir kadın buna hayır demek istemiyor, öyle ya belki de hayatının aşkıyla karşılaşmış olabilir! Yine de çok istekli görünmeyen bir kadını ikna etmek için onu günde yüzlerce kez arıyor, ilgi gösteriyor ve sanki ona ilk görüşte aşık olmuş gibi davranıyor. Her sabah günaydın, her gece iyi geceler mesajı eksiksiz gönderiliyor.
- Youtube kanalımda üç sene önce paylaştığım “Otuz Gün Kuralı” çok ses getirdi, çünkü “İlişkilerde ilk otuz gün boyunca bir adamın gösterdiği ilgi anlamsızdır.” demiştim. Simon ilk otuz gün boyunca aşırı ilgi gösterip hemen sonrasında ilgiyi azaltıyor ve bir sonraki adıma geçiyor, mağduru oynamak! Bu taktik her zaman iş yapar, çünkü kadınlar özellikle de ilgi gördükleri ve aşık oldukları bir adamın hayatını düzenlemek için her şeyi yaparlar. Simon bunu biliyor ve aniden “Düşmanlarım var” söylemiyle mağdur edebiyatına başlıyor; onu yok etmek isteyen insanlardan kaçmak için ve yerini bulmasınlar diye kendi kredi kartını kullanamayacağını ve dolayısıyla yardıma ihtiyacı olduğunu söylüyor. Belgeselde konuşan kadınlar yardım etmek için ona para gönderdiklerini ve asla şüphelenmediklerini ifade ediyorlar. Bir kadın, sevdiği zaman bir adam için neler yapabilir hepsini görüyoruz.
- Simon şeytani planında son adıma geçiyor ve sürekli aile olmaktan, çocuk sahibi olmaktan bahsedip birlikte olduğu kadınlara pembe vaatlerde bulunuyor. Önemli bir hamlesi daha var; tek bir an bile kadına ilgi göstermeyi kesmiyor, sürekli sabahları ve gün içinde arıyor. Diyelim ki aynı anda başka kadınlarla olduğu için arayamadı, hemen inandırıcı bir bahane üretiyor ve düşmanlarından kaçmak için telefonu kapatmak zorunda kaldığını söylüyor. Mağdur edebiyatı sürekli işine yarıyor ve bu yoldan devam ediyor. Bir erkeği koruyup kollamak özellikle de anaç sevgiyle yaklaşan kadınların çok hoşuna gidiyor. Dominant kadınlar yardıma muhtaç adamları severler, işte bu kuralı bilen Simon özellikle bu tip kadınları seçiyor.
- Belgeselin finalinde, bu karakterin dünya genelinde yüzlerce kadına bu tip oyunlarla yaklaşıp on milyon dolar civarında parayı kendi hesabına geçirdiğini öğreniyoruz. Rakam daha yüksek olabilir, çünkü bu uygulamalardan tam olarak kaç kadına ulaştığını kimse bilmiyor. Bazı kadınlar bu yaşadıklarını paylaşmak istemiyor, çünkü “Nasıl böyle bir insana inandım?” çıkmazında kalmış durumdalar. En büyük sebeplerine gelecek olursak; ilgi açlığı, çocukluktan gelen duygusal boşluk, aile sevgisi almamış olmak, baba kız ilişkisinin yeterince güçlü olmaması gibi nedenleri sayabiliriz. Bunların yanı sıra daha büyük sebep; aşık olduğu zaman bazı kadınların mantık ve akıl gibi etkenleri bir kenara bırakıp tamamen duygularıyla hareket ediyor olmalarıdır. Aşk insana her şeyi yaptırabilir.