Uzm. Dr. Özge Banu Öztürk Uzun ve Sağlıklı Bir Ömür İçin Öneriler
Uzman Dermatolog Özge Banu Öztürk, mucize takviye besini propolisi de ele alarak uzun ve sağlıklı bir ömür için neler yapılabileceğine ışık tutuyor.
Kilo alma ve şekerden uzak dur. Uzun ömürlülük çalışmaları gösteriyor ki günde bir ya da iki öğün düşük kalorili beslenme modeli, uzun ömür genlerini aktive ediyor ve ömrü uzatıyor. Şeker ise tüm yapısal proteinlerin (kolajen, enzimler) işlevselliğini bozuyor ve bedeni asitleştiriyor. Beden asitleştikçe hastalıklar başlıyor.
Düzenli spor yap, çünkü fiziksel aktivite sonrasında, başta kaslarda olmak üzere tüm hücrelerde, mitokondrilerde enerji üretimi oluyor ve detoks sistemleri çalışmaya başlıyor. Ayrıca kan ve lenfatik sistem dokuları besleyerek, temizleyerek asitleşmeyi önlüyor, dokuların canlanmasını sağlıyor. Beyin kan akımı arttığı için depresyon ve kaygı bozukluğu gibi hastalıklar kendiliğinden iyileşebiliyor.
Düzenli ve altı ila sekiz saat uyu. Uyku, bedende parasempatik sistem dediğimiz iyileştirici sistemin çalışmasına izin veriyor. Sindirim sisteminde ve tüm vücutta detoks arınma uykuda mümkün olabiliyor.
Ayrıca uyku sırasında büyüme hormonu salgılanıyor, büyüme hormonu ise hücre DNA’sı üzerinden antiaging etkili. Önce uyku bozulur ve sonrasında bedende hastalıklar başlar. İyileşmenin ilk belirtisi de uykunun düzelmesidir.
Doğru takviyeleri kullan. Özellikle D vitamini seviyesinin düşmemesi önemli! NAD ise gençliğin ve enerjinin sırrıdır. NAD mitokondride direkt ATP’ye dönüşür. Bugün; yaşlanmanın NAD eksikliği ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. NAD damardan alındığında hızla etkili olurken, ağızdan etkili formları NMN ve NR’dir. Resveratrol ise; klasik Türk mutfağının şifa kaynağı olan gerçek doğal pekmezdeki kırmızı üzüm, kabuk ve çekirdeğinde bolca bulunan bir antioksidandır. NAD’nin yıkımını azalttığı, ömrü uzattığı ve tüm dokularda kök hücreleri uyardığı için düzenli resveratrol takviyesi ile uzun ömürlülük arasında anlamlı bir ilişki vardır.
Psikolojik stresini yönet. Beyin en karmaşık ve henüz anlaşılamamış en gelişmiş kuantum bilgisayardır ve insanoğlu, sahip olduğu en güçlü bilgisayarın bedende her türlü hastalığı oluşturabileceği ve iyileştirebileceğinin henüz yeterince farkına varamamıştır. Bugün biliyoruz ki depresyon yani beyinde mutluluğun baskılanması başta kanser olmak üzere tüm hastalıkların ana sebeplerinden biridir. O yüzde içsel mutluluk ve psikolojik stresi bilinçli yönetebilmek, uzun ömürlülük için şarttır.
Uzun Ömür İçin Mucize Takviye Propolis
Bal arıları; propolisi, bitkilerin yaprak sürgünü, dal ve gövdelerinden topladıkları resin (reçine) maddesine, kullanılacak amaca göre farklı dozlarda bal, bal mumu, polen ve tükürüklerini karıştırarak yaparlar. Bu mucize karışımı; harç malzemesi gibi, kovandaki larva yuvalarının cilalanması ve tüm mikroplardan temizlenmesi, çatlaklarının ve giriş deliğinin onarımı, çerçevenin sabitlenmesi, giren böceklerin mumyalanmasında kullanırlar. Propolisin yapısında yüz seksen farklı etken madde bulunur. Propolis, elde edildiği bitki kaynağına göre değişmekle birlikte ortalama olarak yüzde elli reçineli bileşik ve balsam, yüzde otuz bal mumu, yüzde on aromatik yağlar ve yüzde beş arı poleni ile kalan yüzde beşlik kısmında ise flavonoidler, aminoasitler ve vitaminler, mineraller içerir.
Propolisin mucizevi antikanser, antioksidan ve mikrop öldürücü etkilerinden sorumlu olan etken maddeler; flavonoid grubu (flavonlar, flavanollar ve flavanonlar) ile çeşitli fenolik bileşiklerdir. Yapısında galangin, kamferol, quersetin, pinosambrin ve pinobanksin başta olmak üzere otuz sekiz flavonoid tanımlanmıştır. Fenolikler arasında sinnamik alkol, sinnamik asit, benzil alkol, benzoik asit, kafeik asit ve fenilik asit bulunmaktadır. Propolis içeriğindeki mucizevi etken maddeler sayesinde tek başına, her bir bileşenin tek tek oluşturduğu etkilerin toplamından daha güçlü etkili bulunmuştur. Propolis bir bütün olarak çok yönlü etkili, gerçekten mucizevi bir takviyedir.
“Doğal antibiyotik” olarak tanımlanan propolis; yirmi bir bakteri, dokuz mantar, üç protozoa ve çok sayıda virüs türü üzerine etkilidir. Pandemi süresinde bu etkileriyle en çok tavsiye edilen gıda takviyesidir. Bedendeki sinsi inflamasyonu çok yönlü olarak tedavi eder.
Kuvvetli antioksidan, antiseptik, antibakteriyel, antiviral, antifungal, antikanser, güçlü antiinflamatuvar etkisi sayesinde; solunum sistemi (bronşit, KOAH, influenza, grip), deri (herpes, deri mantarları, alerji, yanık, deri ülseri, apse), diş ve diş eti rahatsızlıkları (diş eti çekilmesi, ağız yaraları), kulak, burun ve boğaz enfeksiyonları, sindirim sistemi hastalıkları (parazit, kolit, mide ülseri, reflü), mikrobiyal kadın hastalıkları, idrar yolu enfeksiyonlarında faydalıdır.
Propolisin kanser hücrelerinin çoğalmasını durdurucu etkisi, kanser tipinden bağımsızdır. Propoliste bulunan kuersetin, kafeik asit ve klerodan diterpenoid kanser yayılımını önler. Kafeik asit esterlerinin tümör oluşumunu kimyasal olarak engellediği belirlenmiştir. Propolisin özellikle bağışıklık sistemini düzenleyici ve güçlendirici etkisi de kanserin oluşumunu engeller.
Propolisin, maya ve mantarların gelişimini etkili bir şekilde engellediği belirlenmiştir. Bu organizmalara karşı etki gösteren propolis bileşenleri, flavonoidler ve kafeik asit türevleridir.
Cilt üzerindeki yara, yanık ve alerjik reaksiyonları hızla iyileştirebilir.
Propolis yüksek profilaktik etkisi nedeniyle ameliyat sonrası nekahat döneminde, soğuk irritasyonu, hemoroid, birinci ve ikinci derece yanık, nasır, çıban, egzema, sedef hastalığı, mantar, zona ve yara izlerinin tedavisinde son derece başarılıdır. Propolis alerjisi sık rastlanılan bir durum değildir ancak, bazı kişilerde arı ürünlerine duyarlılık olabilir. Bu durumda propolis kullanılmamalıdır. Propolisin bir ilaç olmadığı, tıbbi tedaviyi destekleyici nitelikte olduğu, ancak hekim kontrolünde ve tavsiyesinde kullanılması gerektiği unutulmamalıdır.