Tasarımı Hayal Edebilmek: Aksoline Mimarlık
Mekândaki ruhu öne çıkararak, müşterilerine özel hissettikleri alanlar tasarladıklarını belirten Aksoline Mimarlık kurucu ortaklarından Yağmur Akalın Aksoy, projelerinde izledikleri adımları ve başarılarının altında yatanları paylaşıyor.
Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? İç mimar olmaya nasıl karar verdiniz, Aksoline Mimarlık nasıl kuruldu?
1992 yılında Ankara’da doğdum. TED Ankara Kolejinde lise eğitimimi tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden 2015 yılında mezun oldum. Mesleği seçtiğim günden itibaren, sektörde hep kendi kurduğum ve bana ait olan bir firmada, kendi çalışma yöntemim ve tarzımla bulunmak istiyordum. İki yıl deneyim kazandıktan sonra, kariyer yolumdaki ilk adımım Aksoline Mimarlık’ı kurmak oldu. Firmamızın kurulduğu günden itibaren üstlendiğimiz projelerle gelen başarılar, bir sonraki yeni projelere daha fazla motivasyon ve heyecan kattı. Böylece süreç boyunca hep katlanarak artan bir başarı elde ettik. 2018 yılında resmî olarak kurduğumuz şirkette hem kurucu ortak, hem de tasarımcı olarak meslek hayatıma devam etmekteyim.
“Kalite başarının göstergesidir.” mottosuyla ilerliyorsunuz? Sizce kaliteli bir iş nasıl olmalı?
Kaliteli bir iş, tabii ki somut olarak başarılı ve fonksiyonel olarak iyi planlanmış bir proje sonucu ortaya çıkar. Fakat bu yetmez. Bu sadece ihtiyaç giderir. Peki, ya görsel algı ve algının hissettirdiği duygular? Biz, insanların, içerisinde sadece yaşamsal ihtiyaçlarını giderecekleri mekânlar tasarlamıyoruz; aynı zamanda duygusal olarak güvende ve özel hissettikleri, aidiyet duygusunu yaşadıkları ve bunun da kendilerine özel olduğunu düşündükleri alanlar tasarlıyoruz. Ayrıca, kaliteli bir işin dışında kaliteyi yansıtabilen bir mimar olabilmek için şeffaf, disiplinli, gözlem yapabilen, iletişim yönü kuvvetli, titiz ve vizyon sahibi olmak gerekli. Müşteriniz ile kurduğunuz bağ ne kadar sağlam olursa, bu durum müşterinizi aynı oranda tatmin eder ve sonuç başarılı olur.
Projelerinizde daha çok yalın, sade ve nötr tonlar kullanıyorsunuz. Bir tarzınız var mı?
Aslında nötr tonlar yerine kontrast, daha cesur hatlar ve renklerden yanayım. Bunu birçok projemde keskin bitişler ve geçişlerle görebilirsiniz. Mekâna netlik ve derinlik algısı kattığını düşünüyorum. Nötr, pastel tonlarını mekânlarda yoğun olarak kullanıyoruz ancak, dediğim gibi mutlaka tasarımın içerisinde bir yerde zıtlıklar barındırıyoruz. Genelde kalabalık veya karmaşık görünümden kaçınıyoruz ve tasarlanan mekândaki elegan havayı sadelikle sağlıyoruz.
Projeleriniz ve hizmetlerinizden bahseder misiniz?
Projelerimiz, gelen talepler doğrultusunda ağırlıklı olarak konut projeleri olsa da, ticari ve sosyal alanlar için de profesyonel tasarım ve uygulama ekiplerimiz ile hizmet vermekteyiz. Projelerin tasarım ve uygulama süreci boyunca tüm detaylarıyla ilgilenip, süreci sonlandırıyor ve müşterimize teslim ediyoruz.
Projelerinizde nasıl adımlar izliyorsunuz?
Öncelikle müşterilerimiz bize ulaştıklarında bizden beklentilerini ve ihtiyaçlarını belirleyen bir toplantı düzenliyoruz ve sonrasında toplantıda belirlenen konuları, tasarlanacak olan saha alanına gidip tekrardan gözden geçiriyoruz. Bu aşamada aslında tasarım süreci bizim için resmî olarak başlıyor. Genel konsept ve oluşturulacak ambiyans, içi boş dört duvar arasında bile tasarımcının zihninde oluşmalı. Bu yüzden, tasarlanacak olan alanı yerinde ziyaret etmek ve mekânın ruhunu doğru değerlendirmek, avantajlarını ön plana çıkarmak açısından çok önemli. Sonraki adım olarak, yerinde ölçülerimizi alıp projelendirme sürecimize başlıyoruz. Gerekli planlamalar ve konsept proje tamamlandıktan sonra bir icmal maliyet listesi çıkartıyoruz. Sonrasında uygulama sürecine geçiliyor ve bu noktada ekiplerimiz tarafından kaba inşaat devam ederken atölyede de imalat sürecini başlatarak malzeme alımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Tüm imalat ve montaj süresi tamamlandıktan sonra, dekorasyon ürün tercihlerini yapıyor ve teslimimizi gerçekleştiriyoruz.
Gözlemlediğim kadarıyla müşteriler, proje sürecinde ortaya çıkacak tasarımı kafalarında kurgulayamadıkları için alışılmışın dışına çıkmaya cesaret edemiyorlar. Bu gibi durumlarla karşı karşıya kaldığımız zaman, yeniliklere açık olmaları konusunda baskı uyguluyoruz. Bir mimar ile çalışmanın farkını, alışılmışın dışına çıkma cesareti göstermeden hissedemezsiniz. Dekorasyonu, zevk sahibi ve ilgisi olan herkes bir şekilde bir noktaya getirebilir fakat bizim işimiz, müşterilerin düşünemedikleri detayları düşünebilmek ve alışılmışın dışına çıkabilmek olmalıdır ki bizden verim alınsın.
Çağatay Çivici
Ankara İncek’teki natamam konutumuzun tasarım ve uygulaması için Yağmur hanımın sahibi olduğu Aksoline Mimarlık ile anlaştık ancak sonuç tam bir fiyasko oldu bizim açımızdan. Bilgisayar renderlarının yapılan üretim ile uzaktan yakından bir alakası yoktu. İşin başında durmadılar ve gerek mobilya gerekse inşaat kısımlarının takibini yeteri kadar yapmadılar. Aksoline mimarlığı seçtiğimiz için çok pişmanız, bizi maddi ve manevi zarar soktular.