Sağlıklı ve Mutlu Yaşam İçin Kulübe Kaç!
“Spor Zihnin Tatilidir!”
Base Life Club Genel Müdürü Arda Kahraman, gerçekleştirdiğimiz röportajda kendisini ve firmasını yakından tanıtırken sağlıklı ve mutlu bir yaşam için sporun ne kadar önemli olduğunun da altını çiziyor…
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ted Ankara Koleji ve Gazi Anadolu Lisesi’nden mezun oldum. Ardından Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü tamamladım ve Mülkiye’de Finans alanında yüksek lisans yaptım. Sporla çok küçük yaşlarda tanıştım ve Artistik Buz Pateni dalında Türkiye şampiyonlukları elde ettim. İş hayatında, benim için en önemli kavramlar; sistemli çalışmak, dürüstlük ve samimiyet. Endüstri mühendisliği disiplinin getirisi olarak, konuları geniş bir perspektifte ele alırken , detaylar üzerinde çalışmaktan da keyif alıyorum.
İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu?
1960’lı yıllardan bu yana bir çok farklı sektörde faaliyet gösteren, ailemizin sahip olduğu Birlik Grup bünyesinde yer alan yatırımlardan birisi de Base Life Club. 2009 yılında sektöre “Yeni nesil spor ve yaşam kulübü” sloganı ile adım atan tesisimiz, Ankaralıları bir çok yenilikle ve üstün hizmet kalitesi ile buluşturdu. Şu anda emin adımlarla yoluna devam ediyor.
Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir?
Base Life Club olarak amacımız, sağlıklı yaşam için kaliteli ortamda spor yapma imkanını, üst düzey hizmet anlayışı ile insanlara sunabilmek. Bu amaçla, gelecekte farklı lokasyonlarda şubeler açarak, daha fazla insanı “sağlıklı yaşam” konsepti içerisine dahil etmek istiyoruz. Sağlık yaşama en eğlenceli ve keyifli şekilde katkı sağlamaya devam edeceğiz.
İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli?
Ülkemizde en büyük eksikliğin “sürdürülebilir sistem” kurmak olduğunu düşünüyorum. Sağlam temeller üzerine kurulacak vizyon ve amaç, şirketleri ve toplumları çok daha ileriye taşıyacak bir araç olacaktır.
İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler?
Öncelikle hayal kurmaktan ve araştırmaktan-okumaktan vazgeçmemeliler. Ancak hayal kuran bireyler ve toplumlar başarılı olabilirler. Tabi ki hayalleri, güçlü teknik birikimle ve ulaşılabilir finans kaynakları ile birleştirebildiklerinde başarıyı yakalayacaklardır.
İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı?
Başarılı olabilmenin en önemli şartlarından biri tabi ki çok çalışmak. Ama zihni de dinlendirmek ve deşarj olmak gerekiyor. Bu noktada ailenizle ve arkadaşlarınızla geçireceğiniz kaliteli zamanlar devreye giriyor. Eşimle birlikte farklı lezzetler tatmaktan, farklı coğrafyaları keşfetmekten büyük keyif alıyoruz. Tatil planlarımızı bu doğrultuda şekillendiriyoruz. Bunun yanında, kardeşimle otomobil teknolojileri ve spor üzerine sohbet etmekten ve bu konularda dünyadaki son gelişmeleri takip etmekten keyif alıyorum.
Spor sizin için ne ifade ediyor?
Spora sadece fiziki aktivite olarak bakmak yanlış olacaktır. Spor, fiziksel açıdan büyük faydalar sağlamakla beraber, zihnen ve ruhsal olarak sağladığı yararlar da göz ardı edilemez. Tatile gidip döndüğünüzde kendinizi ne kadar dinç hissettiğinizi düşünün. Spor da zihnin tatilidir. Belki fiziki olarak terliyor, yoruluyor olabilirsiniz ancak zihin olarak hayatın stresinden arınıyorsunuz. Ertesi gün yenilenmiş olarak uyanıyorsunuz. Ben spor yapmayı, “gün içi tatil” olarak değerlendiriyorum. Böyle bir imkanı değerlendirmek lazım. Spora zaman ayırdığınız bir gün, ayırmadığınız bir güne kıyasla çok daha güzel olacaktır. Buna inanın ve hayatınızda spora yer açın. Kendiniz için ayıracağınız 1 saat, sizi çok daha sağlıklı ve mutlu kılacaktır. Kuşkusuz bu durum önce kişinin kendisine ve ailesine, ardından tüm şehre ve ülkeye yansıyacaktır. Sağlıklı ve mutlu bir yaşam için “KulübeKaç”.
Günümüzde iş ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Başka ülkelerle kıyasladığımızda ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
Bu soruyu ülkemizde kime sorsanız, yoğunluktan ve stres yükünün fazlalığından dert yanacaktır. Belki biraz klişe gelebilir ancak gelişmiş ülkelerle bu noktada aramızdaki fark; onlar iş hayatını yaşamlarının bir parçası olarak konumlandırmış ve sevdikleri işi tercih ederken, ülkemizde iş hayatının yaşamın ana ve en büyük ögesi olmasıdır. Tabi ki bunda, zamanın etkin kullanımının ve sistemli çalışmanın da büyük payı var. İnsan sevdiği işi yapmalı. Gelişmiş ülkelerin ortak özellikleri bunu bizden daha iyi yapıyor olmaları. Ben bu konuda kendimi şanslı buluyorum. Sevdiğim işi yapmaktan, yani sağlıklı yaşama katkı koymaktan ve bunu yönetmekten mutlu ve gururluyum.
İş hayatında para ve güç dışında başarı parametreleri nelerdir sizce?
Bu sorunun cevabı kişiden kişiye farklılık göstermekte. Kimi insanlar için makam, mevki, statü başarı kriteri iken kimi insanlar için para öncelikli başarı kriteridir. Benim için asıl başarı; iç huzurunuzu muhafaza ederken yakalayabildiğiniz ticari başarı ve bununla beraber toplum için sağladığınız katma değerdir. Başarı ancak toplumun fayda sağlayabileceği bir katma değer oluşturuyorsanız, anlamlı ve güzeldir.
Yoğun bir iş gününden sonra kendinizi dinlendirmek ve mutlu etmek için neler yapıyorsunuz?
Bu noktada, yeni nesil spor ve yaşam merkezi Base Life Club, yüzün üzerinde farklı aktivite imkanı sunuyor. Benim tercihim; cardio için squash oynamak, güç antrenmanı olarak da kickbox antrenmanları. Spor sonrası güzel bir müzik eşliğinde severek okuyacağım bir kitap, günün tüm yorgunluğunu atmamı sağlıyor.