Moda’nın Yeni Jönü
Sevgili MAG Okurları, sizleri bu ay modaya gençlik ve enerji katan ünlü modacı Raşit Bağzıbağlı ile buluşturuyoruz… Kendisiyle modayla ilgilenmeye başladığı zamandan hayallerine, projelerine, başarılarına ve kendi kurduğu markasına kadar keyifli bir sohbet gerçekleştirdik…
Moda bir aşk bence… Bir kere kanına girdi mi kurtulamazsın. İlk ne zaman anladınız bu aşkı?
Raşit Bağzıbağlı: Üç yaşımdayken giyeceğim çorabın rengi için annemle kavga edermişim… Şık görünmek benim için her zaman tutkuydu… On iki yaşımdayken aileme modacı olmak istediğimi söyledim… Hep bu yolda kendime hedefler belirleyerek yolumda ilerledim.
Bu kadar genç yaşta çok başarılısınız. Öyle bir hızla girdiniz ki moda dünyasında tozu dumana kattınız. Nereden geliyor bu hız?
R.B: Bunun iksiri kesinlikle gençliğim. Şu anda yirmi üç yaşımdayım. Yirmi bir yaşımda inanılmaz bir defile ile moda dünyasına ilk adımımı attım. Bu çıkışım insanlarda beğeni ile birlikte beklentiyi de beraberinde getirdi. Bu yüzden çok çalışıyorum… Hızlı olmamı işime aşık olmama bağlıyorum. Bu işe aşık olmayan yapamaz zaten. Ayrıca düzenli spor da yapıyorum, o da bana disiplin veriyor.
Raşit Bağzıbağlı nelerden ilham alır?
R.B: Çok seyahat ediyorum, eski kitaplar alıyorum, müzelere gidiyorum ve eski filmler izliyorum. İlk defilemden önce halamın gardırobuna baktım. Giydiği nişanlık elbisesine kadar saklamış kıyafetlerini, onlardan çok ilham aldım… Benim için ilham çok ani bir şey. Asla yeni yapılan modelleri taklit etmem. Kimse de bunun çıkıp aksini iddia edemez. Türkiye’de ne yazık ki taklitçiler çoğunlukta. Ben kendimi sade bir modacı değil de yetişmekte olan bir sanatçı olarak görüyorum. İlham benim için çok değişken bir şey. Yazın Teoman’ın senfoni orkestrasıyla verdiği konseri izlerken kış koleksiyonumu tasarladım… Onun gibi bir şey…
“B-Rushh” nasıl doğdu? Mutlaka ilginç bir hikayesi vardır.
R.B: Rushh benim takma adım, B de soyadımın baş harfi. Lisedeyken bu ismi bir arkadaşımla hamburger yerken buldum. Birden markamın ismi “B-Rushh” olsun dedim. Öyle de kaldı. Çok komik bir hikayesi var. Hatta logosunu da yemek yediğimiz masanın üzerine isim karalarken buldum. Resmini çekip sakladım. Yıllar sonra logom oldu…
Paris Hilton Türkiye’ye geldiğinde sizin kıyafetlerinizi tercih etti. Bu, bence sizin kariyerinizde bir dönüm noktası… Neler değişti bu noktadan sonra?
R.B: Herkes bu durumun nasıl geliştiğini sorar ama ilk defa siz, sonrasında neler oldu diye sordunuz, teşekkür ederim… Hayatımın dönüm noktası oldu gerçekten. Bir kıyafetle insanın hayatının akışı nasıl değişebilir ki? Bu tıpkı Valentino‘nun Jackie Onassis‘e gelinlik yapmasından sonra başına gelen duruma benziyor. Nisan 2007’de yaptığım defilenin ardından çok büyük projeler gelmedi. Öyle olacağını sanıyorsunuz ama farkındalık zaman alıyor. Tam bir yıl sonra Mart 2008 sonunda Paris Hilton’la hak ettiğim değeri bulmuş oldum. İnsanların yaptığım mesleğe duyduğu inanç arttı. Genç olduğum için bana ön yargı ile bakan kişilerin bakış açılarının değişmesinde çok büyük bir vesile oldu. Ardından daha çok röportaj, televizyon programı ve tanıtım programları takip etti. Ondan sonra daha çok hızlandım. Birçok büyük işe imza attım ve hiç durmadım. Bu sebepten kendimle gurur duyuyorum…
En çok hangi tip kadını giydirmeyi seviyorsunuz?
R.B: Kendine güvenen, “feminen” kadını giydirmeyi seviyorum. Bedeni ne olursa olsun giydiği kıyafete kişilik ve estetik katan bayanlarla çalışmak bana keyif veriyor. Şanslıyım ki birçok müşterim kendini bilen ve kendine güvenen bayanlar. O yüzden bende çok büyük haz alıyorum.
Türkiye’de hangi mankenlerle çalışmayı tercih ediyorsunuz?
R.B: İşini iyi yapan ve iyi imajı olan mankenlerle çalışırım. Markamla aynı standartta olmasına özen gösteririm. İnsan kalitesine önem veririm, sadece isim olduğu çizgim dışındaki mankenlerle çalışmam.
2009 bahar ve yazında bizi neler bekliyor?
R.B: Toprak tonları, bel korsajları, bluzanlar… Seksenli yıllara dönüş başlıyor. Sade şıklık göz dolduruyor.
Son olarak yurtdışıyla ilgili herhangi bir çalışmanız var mı? Sizin bizi oralarda da en iyi şekilde temsil edecek bir moda olduğunuza eminim…
R.B: Teşekkür ederim. Çok yakında B-Rushh, hazır giyim koleksiyonuyla da bayanların beğenisine sunulacak. Şu anda Levent Caddesi ve Bağdat Caddesi’nde hizmet veriyorum. Mağazalaşma projelerim var. Bunun için sabırsızlanıyorum. Haute Couture’e devam etmenin yanı sıra dünya çapında bir hazır giyim markası olmak en büyük hedeflerimden biri.
Size başarılarınızın devamını diliyorum, umuyorum ki tüm dilekleriniz ve projeleriniz gerçekleşir… Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim…