Meltem Okyar Perdeci
Shell Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü ve Shell & Turcas İcra Kurulu Üyesi Meltem Okyar Perdeci, kadınların iş hayatındaki yerini ve zorluklarını değerlendirirken bir yandan da iş hayatına yeni atılan genç kadınlara tavsiyeler veriyor.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Yirmi yılı aşkın süredir iletişim profesyoneli olarak çalışma hayatının içindeyim. 2014 yılından bu yana Shell Türkiye’nin Kurumsal İletişim Direktörü ve aynı zamanda Shell & Turcas şirketimizde İcra Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktayım. Shell Türkiye’nin ülkemizin sosyal gelişimine katkıda bulunan yol güvenliği, inovasyon, çevre, kadın istihdamı ve engelsiz yaşam alanındaki sosyal yatırım programlarına liderlik ediyorum. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum ve Bilgi Üniversitesi’nde MBA programımı tamamladım. İletişim alanındaki meslek kuruluşlarına üyeliğim dışında Özel Sektör Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesiyim. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadının iş yaşamında güçlenmesi özellikle odaklandığım sosyal konuların başında geliyor. Tüm sektörlerde kadınların çalışma hayatına katılmalarını ve karar alma süreçlerinde aktif bir şekilde yer almalarını hem kişisel olarak hem de Shell olarak çok önemsiyoruz. Bizimki gibi sıra dışı iş alanlarında da kadınların neler başarabildiklerini göstermeye çalışıyoruz. Sektörümüzde bir ilk olan Shell’de Kadın Enerjisi programımızla akaryakıt istasyonlarında kadınların başarıyla çalışabileceğini gösteriyoruz. Gençlerin iş hayatına hazırlanırken, üniversite döneminde kariyerleri ile ilgili kararlar alırken farklı deneyimlerden nasıl beslendiklerini yakından gözlemleme imkânım oluyor. Fark Edenler Derneği tarafından yürütülen mentorluk programının bir parçasıyım..
Vazgeçemediğiniz prensipleriniz nelerdir?
Her şeyden önce iyi insan olmak, dürüst, etik davranmak, tüm fikirlere ve kişilere saygılı olmak, empati kurabilmek ve pozitif enerjinin gücüne inanmak.
İş hayatına yeni atılan kadınlar için tavsiyeleriniz nelerdir?
Öncelikle hangi işi yapıyorsanız yapın, sürekli olarak öğrenmeye ve gelişime açık olmak gerektiğine inanıyorum. Yeni bilgi edinme iştahı, hayatın her alanında sizi başarıya taşıyacak en önemli faktörler arasında yer alıyor. Enternasyonal bir bakış açısına sahip olmak ve sürekli kendinizi güncellemek olmazsa olmazlardan. Dünyada neler olup bittiğine ve içinde yaşadığınız toplumun dinamiklerine hakim olmalısınız. İletişim, entelektüel bilgi birikimine en fazla ihtiyaç duyulan alanlardan bir tanesi. Dolayısıyla çok okumalı ve mümkünse gezip görmelisiniz.
Kadınların iş hayatındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm sektörlerde kadınların çalışma hayatına katılmalarının ve karar alma süreçlerinde aktif bir şekilde yer almalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınlarımız, olağanüstü beceri ve enerjileriyle ülke ekonomisine ve iş hayatına çok daha fazla katkıda bulunabilirler. Sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanabilmesi için yaptığı her işe değer katan kadınlarımızın, iş hayatı başta olmak üzere tüm alanlarda aktif rol alması gerekiyor. Yaratıcı fikirleriyle hayatın her alanına farklı bir perspektif getirerek değer yaratan kadınlarımızın kendi ayakları üzerinde durabilmesinin yolu ekonomik özgürlükten geçiyor. Kadınların hayatın her alanında cinsiyet eşitliği kapsamında var olabilmesi için potansiyellerini keşfetmeleri gerekiyor.
Çağdaş kadını tanımlar mısınız? Çağdaş kadın hangi özelliklere sahip olmalı?
Günümüzün çağdaş kadın profili önce insan sonra kadın olarak değer gören ve kendine değer veren, her alanda, meslek dalında erkeklerle yan yana ve başarılı bir biçimde hayatlarını sürdürülebilen, üretime katkı sağlayabilen kadınlardır. Bu doğrultuda, kadınların sadece ekonomik değil tüm toplumsal alanlarda daha görünür olması, cinsiyet ayrımcılığının son bulması hedefine bizleri daha da yaklaştıracaktır.
Kadınlar iş hayatında ne gibi zorluklar ile karşılaşıyor? Kendi sektörünüzde yaşadığınız deneyimlerden ve gözlemlerden bahsedebilir misiniz?
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği gerek sosyal hayatta gerekse iş hayatında sadece Türkiye’de değil dünya genelinde de hâlâ önemli bir sorun. İş hayatında kadın istihdamı rakamsal olarak artsa da görev, kademe, ücret farkı gibi sorunların halen devam ettiğini görebiliyoruz. Çalışan kadınların birçoğu cam tavan diye tanımlanan, belli bir noktadan sonra iş hayatında yükselememe sorunuyla karşılaşıyor. Diğer yandan bazı sektörlerin sadece erkeklere ait olduğuna dair bir algı var. İçinde bulunduğumuz enerji sektörü de bunlardan biri. Bu algıyı yıkmak için ise kadınların üretimden dağıtıma, satış ve pazarlamadan operasyona ve üst düzey yönetici pozisyonlarına kadar her görevde başarılı olup değer katacağını somut iş fırsatları yaratarak göstermek, kadın çalışanları cesaretlendirerek potansiyellerine ulaşmalarını sağlamak ve gelişimlerine destek olmak gerekiyor.
İş ve sosyal hayat arasındaki dengeyi nasıl koruyorsunuz?
Birçok profesyonel gibi benim de zamanımın büyük kısmını işim alıyor. O nedenle öncelikle iş saatlerim içinde kısa da olsa molalar vermeye çalışıyorum. Özellikle pandemi ile birlikte değişen çalışma koşullarının ailem ile geçirdiğim zamanın önüne geçmemesine gayret ediyorum. İşini iyi planlayan ve koordine eden biriyim. Dolayısıyla bunun bana sağladığı verimliliği de kullanıyorum, önceliklendirme yapıyorum. Teknolojinin avantajlarını da iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum bu da bana hız kazandırıyor.
Çalışmanın ve üretmenin size neler kazandırdığını düşünüyorsunuz?
Her şeyden önce çalışmak için yaşamamak, öte yandan çalışırken yaşamınıza bütünsel olarak değer katacak anları, deneyimleri, yetkinlikleri artırmak ve kişiler biriktirmek. Belki özetle; zenginleşmek diyebilirim. Çok önem verdiğim ve sayısını artırmaya çalıştığım bir diğer kazanımım ise paylaşmak, yani birey olarak çalışma hayatının size kazandırdıklarını etrafınızla paylaşmak ve büyütebilme imkânı yaratmaktan bahsediyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dünya genelinde ne gibi bir farkındalık yaratıyor?
Dünya Kadınlar Günü’nün toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmadaki faydası yadsınamaz. Ancak verilen mesajların ve sözlerin yıl boyunca yayılarak, hayata geçirilmesi amaçlanmalı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Nüfusun yarısını oluşturan kadınlarımızın enerjisinden daha fazla güç almalıyız. Sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanabilmesi için yaptığı her işe değer katan kadınlarımızın, iş hayatı başta olmak üzere tüm alanlarda aktif rol alması gerektiğini düşünüyorum. “Mesleğin Kadını Erkeği Olmaz” diyerek kendi geleceğini kendi oluşturmak için çalışan, hayatın her noktasında emeğini ortaya koyan tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.