Kârlı Yatırım ve Keyifli Bir Yaşam Tarzı The Second Address
Yirmili yaşlarında Rusya’ya giderek kariyerine başlayan ve daha sonra kendi inşaat ve yatırım şirketler grubunu kuran Mimar İzzet Çalgüner ile pek çok başarılı projeye imza atan Mimar Gizem Ulaş tecrübelerini birleştirmeye karar vererek The Second Address’i kuruyor. Paylı mülkiyet sistemi ile yurt dışında ev sahibi olmanın kapılarını açan Çalgüner ile Ulaş, konseptlerini MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
The Second Address’te müşterilerinize sunduğunuz temel konsept ve hizmetler nelerdir?
İzzet Çalgüner: “The Second Address” ev sahipliği modeli, yurt dışında ev satın almanın ve alınan evin bakımı ile ilgilenmenin zorluklarını düşünmeksizin sadece yapacağı tatilin tadını çıkarmayı isteyen ailelere yepyeni bir yaklaşım getiriyor. Fikir aslında yeni değil. “Fractional ownership” olarak bilinen “müşterek” yani “paylı mülkiyet” bizce emlak piyasasının geleceği. Müşterek mülkiyet, lüks yatlar ve lüks tatil mülkleri gibi yüksek değerli varlıklar alanında öne çıkan, iş birlikçi bir yatırım stratejisi. The Second Address’te yeni olan nedir derseniz, Avrupa’nın en seçkin lokasyonlarında bir değil, birden fazla mülke sahip olmanızı sağlıyoruz. Her dört ev, bir koleksiyonu oluşturuyor. Her koleksiyon on altı hissedarı olan bir şirket demek. Biz insanlara, pek çok şeyin yanı sıra, en önemlisi, bu sağlam hukuki alt yapıyı sunuyoruz.
Gizem Ulaş: Siz hiçbir şeyle ilgilenmiyorsunuz. Yurt dışında ev satın almak çok cazip bir fikir olmakla birlikte çoğu insan için zor, uzun ve karmaşık bir süreç. İstediğimiz evi doğru fiyata almak, pazarlığını yapmak, dilini ve kanunlarına yabancı olduğumuz bir ülkede tüm yasal süreçleri takip etmek, aldığımız evin daha sonra tadilatı ve dekorasyonunu yaptırmak, eve yerleştikten sonra da bakımı ile ilgilenmek, sadece birkaç ay keyfini süreceğimiz bir ev için çoğumuza çok zor gelir. The Second Address, havuz ve bahçenin bakımı, elektrik su faturaları, evin temizliği, sigorta ve vergilerin takip edilip ödenmesi gibi birçok konuyu sizin adınıza üstlenerek, size yıllık bakımı yapılan, içinde yaşamaya hazır, satın alımı ve tapu tescil işleri bitirilmiş, “The Second Address”e özgün şık ve otantik dekorasyon tarzıyla son dokunuşları yapılmış evler sunuyor.
Peki, mülkler neden yurt dışında?
İzzet Çalgüner: Türk yatırımcıların yurt dışında gayrimenkul edinme eğiliminin hızla arttığına tanık oluyoruz. Şu anda çok trend olan bu yatırım şeklinin tercih edilme sebebi ise ülkemizde yaşanan ekonomik sorunlar ve dövize bağlı kira getirisinin çok cazip olması. Konut maliyetlerinin çok arttığı ve bunun karşılığında kira ve ikinci el satışlardaki gelirin bu maliyetleri karşılamadığı günümüz ortamında yurt dışında gayrimenkul yatırımı gerçekten oldukça cazip bir alternatif haline geliyor.
Gizem Ulaş: Lüksü daha ulaşılabilir hale getiriyoruz.
Avrupa’nın en popüler tatil beldelerinde kârlı bir yatırım yapmış oluyorsunuz. Üç ay kullanım hakkınız var ancak, “Ben üç ay tatil yapamıyorum.” derseniz kiraya verebiliyorsunuz. Hissenizi dileğiniz zaman serbestçe satabiliyorsunuz. İki sene sonunda sattığınızda kâr vergisi ödemiyorsunuz. Üzerine bir de koleksiyonlarımızdan birine dahil olarak kendiniz ve aileniz için Avrupa’da oturum izni alma hakkına sahip oluyorsunuz.
Bu sistem biraz devre mülk mantığına benziyor mu?
İzzet Çalgüner: Bu sık karşılaştığımız bir soru. Hayır, benzemiyor. Yurt dışında “timeshare” yani zaman paylaşımı olarak tabir edilen tatil mülkleri ülkemizde devre mülk olarak bilinmektedir. Ortak mülkiyet ile bir evin kullanımının paylaşımı ise “fractional ownership” olarak bilinir ve kulağa ikisi birbirine benzer gibi gelse de temelde çok farklı şeylerdir. Web sitemizin blog bölümünde bu konuda hazırlamış olduğumuz detaylı bir makale bulunuyor.
Evlerin bulunduğu lokasyonları nasıl seçiyorsunuz? Lokasyon seçiminde hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?
İzzet Çalgüner: Koleksiyonlarımızdaki evleri dünyanın en çok talep gören ve en popüler tatil beldelerinden seçiyoruz. Dört ülke belirledik: Fransa, İtalya Toskana bölgesi, İspanya ve Yunanistan. Güney Fransa’da yer alan yazlık villaları, sahil şeridine maksimum otuz beş dakika mesafede olacak şekilde, Cannes ve Nice yakınlarındaki Valbonne, Grasse, Mougins civarından; İtalya Toskana bölgesinde Forte Dei Marmi sahil şeridine maksimum otuz ila otuz beş dakika olacak şekilde Lucca ve civarından seçiyoruz. Her koleksiyonda Fransa’dan iki mülkümüz oluyor. Biri Güney Fransa’da, diğeri kayak yapmak isteyenler için Chamomix veya Megeve’de ski chalet oluyor. Yunanistan ve İspanya, koleksiyondan koleksiyona, tercihe göre yer değiştirebiliyor. İspanya’nın Mallorca adasında mülkleri satın almayı düşündüğümüz tüm bölgeler havaalanına bir saatten az, denize maksimum otuz dakika uzaklıkta ve adayı keşfetmek için mükemmel bir konumda bulunuyor. Özellikle Serra de Tramuntana bölgesindeki bohem köyler şüphesiz Balear Adaları’nın en simgesel yerlerinden biri.
Evlerin iç ve dış mekân tasarımlarında dikkate aldığınız başlıca faktörler nelerdir?
Gizem Ulaş: Tasarım tercihlerimiz her zaman evlerin bulunduğu bölgeye uygun oluyor. Asıl aradığımız, çevreye saygılı tadilatlarla yükseltebileceğimiz yerel cazibe. Toskana’dayken bir Toskana evi almalısınız, Yunanistan’dayken kendinizi Akdeniz’deymiş gibi hissetmelisiniz. Her evi benzersiz kılmak için, yerel antika pazarlarından parça tedarik etmek gibi imza niteliğindeki “ikinci adres” dokunuşlarının yanı sıra, yerel inşaatçılar, zanaatkârlar ve mülk uzmanlarıyla çalışıyoruz.
