Hayat Sürprizlerle Keyifli Ergül Miray Şahin
Küçüklüğünden bu yana pek çok dizi ve filmde yer alan Ergül Miray Şahin, son olarak “Seversin” dizisiyle ekranlarda sevenlerinin karşısındaydı. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı mezunu olan başarılı oyuncu, eğitiminden oyunculuğa, yeni projelerinden özel hayatına, merak edilenleri MAG Okurları için yanıtladı.
Uzun yıllardır televizyon yapımlarında yer alıyorsunuz. Sizin için en keyiflisi ve en zoru hangisiydi?
En keyif aldığım iş “Seversin”di. Hem oynadığım karakter hem de ekibin tamamı çok keyifliydi. Sete giderken yabancı insanların yanına gidiyor gibi değildim, aile gibi hissedebildiğim tek iş oldu. En zoru da “Yalaza” dizisiydi. Şehir dışında kalmam gerekiyordu ve çok bunalıyordum.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarına girmenizdeki motivasyonunuz neydi?
Hayatta ne yapmak istediğimi henüz keşfedemediğim bir zamandı. Diğer seçenekler içinde kendimi en ait hissedebileceğim yer orası gibi gelmişti, ben de bu ihtimali denemek istedim.
Oyunculuğun Türkiye’deki gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Umut azalıyor ne yazık ki. Yeteneğinizden çok güzelliğiniz ve sosyal medyanızla değerlendiriliyorsunuz ve oyunculukla alakasız bir yarışın içinde buluyorsunuz kendinizi; ama aynı zamanda çağın getirdiği de bu ve ayak uydurmanız lazım.
Tiyatro mu, sinema mı?
Ben sinema derim. Tiyatro, işin üreten tarafından bakınca bana hitap etmiyor. Yabancılaşıyorum ve gerçek hayatı deforme ettiğini düşünüyorum.
Hangi tür projelerde yer almak sizin için daha çekici?
Televizyonda; senaryosunun sosyal medya yorumlarına göre değişmediği, hikâyesine güvenen bir işte olmak isterim. Sinema için de yönetmenine güvendiğim bir festival filmine dahil olmayı tercih ederim. Özellikle bir gerilim hikâyesi beni çok heyecanlandırır.
Bir röportajınızda çizim yaptığınızı belirtmiştiniz. Ne tür çizimler yapıyorsunuz?
Ailemizle, çevremizle ve doğayla kurduğumuz bağları anlamaya çalışıyorum çizerken, bu süreci yansıtıyor gibi benim için. Yakın zamanda eskisine göre daha renkli çizmeye başladım mesela, belki de çizerken bir şeyleri iyileştiriyorum içimde.
Hayatta kendinize belirlediğiniz en büyük hedef nedir?
Huzurlu, dingin ve üretken bir hayat diliyorum kendim için. Onun dışında beni bekleyen şeyleri dileklerimle yönlendirmek istemiyorum. Tevekkülle sürprizleri bekliyorum ve yaşıyorum. Böylesi daha keyifli.
Küçüklük hayaliniz neydi? Bu hayalinizde hangi noktadasınız?
Hep yazar olmak istedim sanırım. Bazen gerçekten istediğim şeye gereken vakti ayırmadığım için kızıyorum kendime. “Ben hikâyeci olmak istiyorum!” diye ağladım geçen gün. Bütün maddi zorunluluklardan kurtulup sadece hikâyeler için yaşamak istiyorum.
Dünya sinemasından en sevdiğiniz yapımlar hangileri? İçinde en çok rol almayı istediğiniz film ya da dizi hangisi olurdu?
Noah Baumbach’ın işlerini çok seviyorum. Christian Petzold tam benim bam telime dokunan bir hikâyeci, filmlerini izlemeye bayılıyorum. En sevdiğim yapımlardan “Undine”, “Frances Ha”, “It Follows”, Abbas Kiyerüstemi’den “Arkadaşımın Evi Nerede?” aklıma ilk gelenler. Yakın zamanda bir de “The House” filmini çok sevdim. Stopmotion bir üçleme, tavsiye ederim. Greta Gerwig ile çalışmak çok isterdim.
Sevenlerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Birilerinin seni çok da tanımadan takip edip sahip çıkması ilginç bir his. Sosyal medyada bazen birisi kötü bir yorum yazıyor ve hemen birileri cevap yazıp beni savunmaya çalışıyor. Bu, insanın yüzünü güldürüyor tabii ama ben olsam yazarların, bilim insanlarının, sporcuların, müzisyenlerin, çizerlerin vb. hayranı olurdum, onları takip ederdim.
Son zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Bu aralar çizime yoğunlaştım, kendimi geliştirmek için pratik yapıyorum. Bir kitap projemiz var ama uzun bir süreç bizi bekliyor gibi. Bunlar dışında, çalışırkenki zamanı telafi etmek için doğada vakit geçirmeye çalışıyorum ve ikinci üniversitemi bitirmek için sınavlara hazırlanıyorum.
Moda ve güzelliğin, hayatınızdaki yeri nedir?
Moda olandan ister istemez etkileniyoruz ama ben kendi tarzıma uydurmaya ve tek tipleşmemeye çalışıyorum. Güzellik de bakım demek benim için, oyunculuk gereği dikkat etmemiz gereken bir mevzu.
Spor yapıyor musunuz?
Eskisi kadar çok yapmıyorum. Artık çoğu yere yürüyerek giderek telafi ediyorum bu eksiği. Bazen de evde egzersiz yapıyorum.
Hayatta en değer verdiğiniz üç şey nedir?
İnancım, hoşgörü ve paylaşmak.
“Şunları yapmadan evden çıkmam.” dediğiniz neler var?
Yıllardır kullandığım doğal bir dudak balmı var, aynı zamanda allık olarak da kullanılıyor. Onu biraz dudağıma biraz yanaklarıma sürmeden çıkmıyorum. Kedim Ceymi’nin mama ve su kontrolü var bir de tabii.
Ufukta yeni projeler var mı?
Henüz görüşmelere devam ediyoruz. Sektör artık dijital platformlarla beraber çok daha yoğun ve bu hareketlilik oyuncular için çok iyi. Tabii kariyer açısından doğru kararı vermek de mühim.
FOTOĞRAF: ENES KAHRAMAN
FOTOĞRAF ASİSTANI: TUFAN ÇEKİÇURS
STYLING: BEGÜM PALABIYIK, SEE BE
MAKYAJ: RUFİYE KALMAZ
SAÇ: EMRE KAYACI, SABİT AKKAYA