Hayalden Tutkuya
Okul yıllarında tiyatro ile başladığı oyunculuk serüvenini Fox TV ekranlarının sevilen dizisi Son Yaz’da canlandırdığı Naz karakteriyle profesyonel bir boyuta taşıyan güzel oyuncu Yasemin Yazıcı, kendisi ve kariyerine ilişkin dair merak edilenleri anlattı…
Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Oyunculuk size ne ifade ediyor?
Çocukluğumdan beri oyunculuğa ilgim vardı. Tam şekillenmesi ortaokulda tiyatro kulübündeyken oldu. “Bunu hayatımın her günü yapabilirim” diye düşündüm. Benim için oyunculuk; boş bir alanı hayal gücü, tutku, korku ve felsefeyle doldurmak…
Son Yaz sezon finali yaptı ve finaliyle çok konuşuldu… Yeni sezonda bizi nasıl sürprizler bekliyor?
İnanın yeni sezonda neler olacağını bilmiyorum ama senaristlerimiz Deniz, Cenk ve Cem’in büyük sürprizler hazırladığından çok eminim. Ben de seyircilerimiz kadar heyecanla bekliyorum.
Bildiğimiz kadarıyla ilk televizyon projeniz Son Yaz… Dizinin senaryosunu okuduğunuzda neler hissettiniz? Sete çıktıktan sonrası nasıldı?
Naz karakteri için audition verdiğimde elimde sadece ajansım Gaye Sökmen’in yolladığı bir sahne vardı. O yüzden senaryonun tümünü okuduğumda ve sete ilk çıktığımda gerçekten başarmış hissettim. “Kapıdan içeri adımımı attım galiba” diye şaşkındım.
Dizide canlandırdığınız Naz karakterinin dizinin başından bu yana olan dönüşümü hakkında bir yorum istesem neler söylersiniz?
Bir sezon boyunca Naz ilklerini yaşadı. İlk aşk, ilk ailevi hayal kırıklığı… Bu deneyimlerden çıkardığı derslerle büyüdü ve olgunlaştı. En son aldığı ders de birini sevmenin ve onunla birlikte olmayı her şeyden çok istemenin temel farklılıkları geçersiz kılmak için yeterli olmayabileceğiydi.
Okul yıllarınızdan bu yana tiyatro sahnesinde de rol almışsınız. Tiyatro sahnesinin sizde yarattığı his nedir?
Tiyatro sahnesinde olmak bir histen daha fazlası. Oyundayken bedenini ve zihnini ele geçiren ama algılarını açan bir akış oluyor. Oyun bitip perde inerken bu akış endorfin salgısından kaynaklanan bir coşku, tabiri caizse bir bağımlılık haline dönüşüyor. Bir sonraki performansınızı iple çekiyor oluyorsunuz.
Örnek aldığınız ya da beğendiğiniz oyuncular var mı?
O halde iki Türk, iki yabancı olmak üzere iki kadın ve iki erkek söyleyeyim. Olivia Colman, Nazan Kesal, Haluk Bilginer ve Anthony Hopkins.
Hayalini kurduğunuz bir proje ya da karakter var mı?
Bence Shakespeare gelmiş geçmiş en büyük oyun yazarı. Daha önce sadece bir komedisinde oynadım. O zaman bile zorluğu ve incelikleriyle resmen bir eğitim alanıydı. Onunla düşünmek, meşgul olmak ve yaşamak zorundasın. Bu nedenle sınırlarımı zorlamak için hırslı ve acımasız Lady Macbeth’i canlandırmak isterim.
İleride bu röportajı okuduğunuzda kendinize nasıl bir not bırakmak istersiniz?
İçindeki ateş, dışarıdaki fırtınalardan daha güçlü…
Gelecek ile ilgili hayalleriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Daha önce hiç deneyimlemediğim için bir filmde oynamak yakın bir hedefim. Hayallerimin arasında farklı dillerde ve yabancı oyuncularla beraber bir projede yer almak da var.