Gençleşen Ekibiyle Artera Mimarlık ve İç Mimarlık
Sonbahar ve kış aylarına doğru yol alırken mimarlığın, evler ve sosyal alanlarda olan etkilerini ve bu mevsim geçişinde adapte olunabilecek kriterleri Artera Mimarlık ve İç Mimarlık bünyesine katılan Ekin Arca Çavuşoğlu anlatıyor.
Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
TED Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden mezun oldum. Bir yıllık bir hazırlanma sürecinin ardından yüksek lisansa kabul aldım ve Londra’da bulunan Westminster Üniversitesinde geçirdiğim çok güzel bir eğitim sürecinin ardından orada yüksek lisansımı tamamladım. Daha sonra, ülkeme hizmet vermek adına tekrar Türkiye’ye döndüm.
Artera Mimarlık ve İç Mimarlık bünyesine katıldınız. Bu ortaklık süreciniz nasıl başladı?
Zaten Artera Mimarlık ve İç Mimarlık çok uzun zamandır var olan bir firma. Uğur Bey yirmi dört yıldır mimarlık yapan, piyasada adını duyurmuş ünlü bir mimar. Ben de kendisiyle tanışmayı çok istiyordum. Bir tanıdık vasıtasıyla kendisiyle tanışma fırsatım oldu. Ona fikirlerimi anlattım. O da bana bir ortaklık teklifinde bulundu ve böylece ortaklığımız başladı. Artera, uzun süren incelemeler sonunda göze en çok çarpan, en fazla öne çıkan ve kendime “Evet, burada olmalıyım!” dedirten bir firmaydı. Bu düşüncelerimin altında yatan en önemli unsurlardan biri aslında şeffaflığı ve dürüstlüğüydü. Bu kadar senedir ayakta kalması, tüm müşterilerine karşı transparan bir tutum sergilemesi ve özellikle müşterilerini bir aile gibi görmesi benim dikkatimi çekmişti. Yanılmadığımı da şu şekilde gördüm; Artera’ya girdikten sonra bizi arayan müşterilerimizin yanına gittiğimizde onların Uğur Bey’e ve bana karşı olan tutumlarına, bizlere aileden biri gibi davranmalarına, sıcakkanlı oluşlarına ve meslek hayatımızda var olan bilgi birikimimizin aktarımı sırasında aslında bizi sadece bir mimar olarak değil aksine dost olarak görüp bizden teorik anlamda da faydalanarak öğrenmeye çalıştıklarına şahit oldum. Buradan kendisine bana bu fırsatı sunduğu için özellikle tekrar teşekkür etmek isterim.
Ekibe katılışınızla beraber Artera Mimarlık ve İç Mimarlık bünyesinde çizgisel bir değişim olacak mı? Genel planlarınız neler?
Artera Mimarlık ve İç Mimarlık kendini ispatlamış, hayli oturaklı ve kemikleşmiş bir firma; Ankara’da pek çok başarılı projede imzası bulunuyor. Hâlâ bizleri arayan on, on beş senelik müşterilerimiz var. Tabii ki bunlara aynı şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz ve edeceğiz. Hiçbir şekilde hizmetimizden ve çizgimizden bir sapma olmayacak. Uğur Bey arada bana “Genç bir kan aldık, bizi nasıl gençleştireceksin?” diye takılır. Benim burada yapacağım, sadece biraz daha uluslararası boyuta geçmek, çünkü artık Türkiye ve iç piyasaya kendimizi ispatladığımızı düşünüyorum. Dile kolay, yirmi dört yıl! Yirmi dört yıldır yapılan işlerin artık belli bir çizgiden öteye çıkıp kulvar değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum. O yüzden biraz daha uluslararası yarışmalara yönelip o arenalarda kendimizi ispatlamaya çalışacağız.
Hâlihazırda devam eden projeleriniz var mı?
Evet, benim girdiğim zamanda almış olduğumuz birkaç projemiz var. Bir tanesi sahne projemiz. Ankara’ya hem yemek yiyebileceğiniz, hem oturup sevdiklerinizle birlikte gösterinizi izleyebileceğiniz bir tiyatral sahne yapıyoruz. Çok yakında bunu açacağız ama ismini vermemi istemeyin, zira sürpriz olsun istiyoruz. Buna ilave olarak bir diş polikliniği projesini yeni tamamladık. Onun inşaatına başlamanın heyecanı içerisindeyiz. Sahibi olan kişi değerli bir dostumuz, arkadaşımız ve işinde ehil bir diş hekimidir. Ona da Ankara Çankaya’da, yine merkezde güzel bir poliklinik tasarladık ve şimdi inşaat sürecindeyiz.
Bahar ayları yaklaşırken mimariyle ilgili nasıl tüyolar verirsiniz?
İlkbahar ve yaz ayları için daha “soft” dediğimiz yumuşak, uyumlu ve huzur verici renklerden yana seçim yapmanızı öneririz. Bir pandemi riskiyle daha karşı karşıya kaldığımızı unutmadan hareket etmek hayli mühim. Bugünlerde yaşadıklarımız bizlere gösteriyor ki, bu salgın hastalık mevzusunu pek çok kez duyacağız. Öncelikle hâlâ yapmadıysanız evlerinizde kendinize bir çalışma alanı yaratmayı öneririz. Biz tasarımlarımızı oluştururken elbette gustosu yüksek, mevsime yönelik, huzurlu bir şekilde kullanabileceğiniz, bir yandan da hijyenden ödün vermeyen çalışma alanları yaratmaya özen gösteriyoruz. Bu tasarımlarda renk seçimleri sizin mesleğinizle paralellik gösterebilir. Yaratıcılık, tasarım veyahut türevi bir meslek grubu dahilindeyseniz daha canlı renkler tercih etmenizi, daha sakin işler ile ilgileniyorsanız mat renklerden yana tercih yapmanızı öneririz.
Peki, iş yerleri ile ilgili ne söylemek istersiniz?
Aslında bu renkler iş yerlerine de uyumlu olarak kullanılabilir. Mesela, size yapmış olduğumuz diş hekiminin görsellerini sunduk. Orada da bu tarz renkleri tercih ettik, çünkü insanların oraya gittiğinde tedirgin olmasını değil, rahatlamasını istiyorduk. İş yerinizde de önemli olan yine hangi sektörde çalıştığınız ve nasıl bir meslek yaptığınız. Bir avukatlık bürosunun renkleri ve orada kullanılan malzemeleri ile bir reklam firmasınınki birbirinden çok farklıdır. Bu tarz kriterlere yönelik iyi araştırmalarda bulunmalarını ve dikkat etmelerini öneririz. Bunları araştıracak yerleri burada çok uzun uzadıya anlatmak istemiyorum ama derginizden bu araştırmayı yapabilirler, çünkü defalarca bunun röportajını verdik. Artera Mimarlık ve İç Mimarlık’ın üzerinden araştırabilirler veya internet üzerinden bunlarla ilgili çok fazla makaleye erişim sağlayabilir ve detaylı bilgilere ulaşabilirler.