Eda Nur Gülbudak: İşini Keyifle Yapmak
Kasaba Doktoru’nun güzel oyuncusu Eda Nur Gülbudak; kariyeri, hayalleri ve rutinleri ile ilgili merak edilenleri MAG Okurları için içtenlikle cevapladı…
Oyunculuk kariyeriniz nasıl başladı? Aklınızda olan bir şey miydi?
Oyunculuk kariyerim, üniversitede tiyatroya gidip sahneye çıktığım an bir daha inmek istememem ile başladı. Her zaman en büyük hayalimdi.
Tiyatroya olan ilginizi nasıl tarif edersiniz?
Tiyatro benim için doğru yolun ve doğru insan olmanın gizli bir anahtarı. O anahtar ile açtığın kapılar o kadar kıymetli ki, neden nefes aldığını bilmek gibi hissettiriyor diyebilirim.
Size en çok keyif veren sanat dalı hangisi?
Birçok sanat dalına ilgi duyuyor olsam da, tiyatro en çok keyif aldığım sanat dalı.
Kendinizi rolünüze nasıl hazırlıyorsunuz?
İçten, benden, bizden biri gibi yaklaşarak…
Çalışmaktan en çok keyif aldığınız rol arkadaşınız kim?
Bunu söylemek çok zor. Her biriyle ayrı ayrı çalışmaktan çok keyif aldım. Benim için yaşamış olduğum her an çok kıymetli ve özeldi.
Ayperi’yi canlandırmaya nasıl karar verdiniz? Aranızda benzerlikler var mı?
Ayperi çok özel ve zeki bir kız diye düşünüyorum; fakat en çok geçmişte yaşadığı acıları benim ilgimi çekiyor. Yaşamış olduğu birçok zorluğa rağmen pes etmemiş güçlü bir kadın olması çok gurur verici. Ayperi’nin de benim gibi işine çok büyük saygısı olduğunu düşünüyorum. Şimdilik bu konuda benzerlik taşıdığımızı söyleyebilirim.
Canlandırmayı çok istediğiniz bir rol var mı?
Hayalimde birçok projede oynamak var. Muay Thai’ye olan ilgimden ötürü özellikle dövüşçü bir kadını canlandırmayı ve böyle bir rolde oynamayı çok istiyorum.
Oyunculukta kurallarınız var mı?
Disiplin, saygı ve keyif almak.
Yaşadığınız en ilginç set deneyimini anlatır mısınız?
Setteki ekip arkadaşlarımla çalıştığımız süre boyunca birçok ilginç ana şahitlik ediyor ve deneyimliyorum. Şu an aklıma gelen ilk olay; geçen yıl oynadığım projede, kaldırımda partnerimle bir sahnem vardı. Bizim için önemli ve duygu dolu bir sahneydi. O sırada yanımızdan bir aracın geçerken yavaşlayıp bana laf atması ve bunu sürdürürken araçla devam etmesi ile ben ve ekip arkadaşlarım şok olsak da kesmeden o sahneye devam etmiş ve bitirmiştik. Sahne bittiğinde gerçekten çok rahatsız olmuştum. Bu durum beni ve ekip arkadaşlarımızı çok rahatsız etse de ne yazık ki önüne geçemediğimiz bir durum olmuştu. Sonrasında ekipteki canım arkadaşlarımın güzel sözleri ve jestleri ile enerjimiz yerine gelmişti ve kaldığımız yerden devam etmiştik.
Yaptığımız iş doğrultusunda birçok iş ortamında olduğu gibi biz de zorluklarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Ne yazık ki bu tarz durumların önüne geçemesek de işe olan saygımız ile günü en güzel şekilde bitirmeye ve işimize odaklanmaya çalışıyoruz.
Biz yalnız görünsek de işini disiplin ile yapan güzel kalpli ekip arkadaşları ile çalışıyoruz. Buradan tekrar, çalıştığım ve çalışmakta olduğum ekip arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Tatil günlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tatil günlerimi kendime vakit ayırarak geçirmeyi seviyorum. Sevdiğim müzik listesi eşliğinde resim yapmak, salonda spanick yapmak, torba dövmek ve ata binmek en çok keyif aldığım aktiviteler. Bunlar dışında elbette sadece dinlenmek ve film izlemek de tatil günleri tercihlerim arasında diyebilirim. Favori şehirlerim; İstanbul, Antalya ve Isparta.
Spor ve beslenmeye bakışınız nasıl?
Muay Thai ile tanışana kadar benim için spor yapmak, istediğini yemek anlamına geliyordu; fakat şu an spor yapmak, meditasyon hâline geldi ve bana çok iyi geliyor. Beslenme konusunda kesin bir şey söylemek doğru olmaz aslında. Zaman zaman dikkat ediyor olsam da çoğu zaman yaptığım sporun arkasına saklanıp istediğim her şeyi yerim.
Güzellik sırrınız var mı? Güzellik rutininizden bahseder misiniz?
Güzellik sırrım olduğunu düşünmüyorum. Bence güzellik insanın kendisi olduğu her andır. Rutin olarak cildimle ilgilenmeyi ve bakım yapmayı seviyorum. Makyaj yapmadan önce cildime güneş kremi ve nemlendirici baz sürüyor ve makyajımı çıkardıktan sonra rutin ürünleri kullanmadan önce mutlaka gül suyu ile siliyorum. Güllerin şehrinde doğmuş olmanın en büyük avantajını cildimde yaşıyorum diyebilirim.
Çantanızdan asla ayırmayacağınız, onsuz evden çıkmam dediğiniz eşya nedir?
Kulaklık. Bazen gün içerisinde herkesten uzaklaşmak ve sadece kendimle kalmak çok iyi geliyor. Bunu da en kolay kulaklık ile sevdiğim müzikleri dinleyerek sağlayabiliyorum.