Dr. Özge Banu Öztürk Vitamin ve Mineral Kokteyller
Tüketilen besinlerin mineral ve vitamin içeriğinin azalması üzerine damar yoluyla bunların takviyesinin yapılabileceğini belirten Uzman Dermatolog Özge Banu Öztürk; C vitamini tedavisini, Myers kokteylini ve NAD’ı MAG Okurları için açıklıyor.
Vitaminler, bazı küçük moleküller, antioksidanlar ve mineraller bizi doğal yollardan iyileştirirler. Bunlardan en çok duyduklarınız glutatyon ve C vitamini olmakla beraber, alfa lipoik asit, Myers kokteyli, kolin; ayrıca NAD ile özel durumlara yönelik vitamin ve mineral kokteylleri de bulunmaktadır. Glutatyonun bedende daha iyi çalışması için yüksek doz C vitamini ve minerallere de ihtiyaç vardır. Bunları da beraberinde ağızdan takviye olarak almamız gerekir.
Yüksek Doz Damardan C Vitamini Tedavisi
C vitamini, bedendeki neredeyse tüm işlevlerin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi için gereklidir. Kolajen gibi birçok proteinin sentezinde özellikle görev alır. Damardan yüksek dozda C vitamini tümör hücrelerini okside ederek öldürebilir. Özellikle kanser hastalarında yüksek doz C vitamini tedavisi vardır.
C vitamini düşük dozlarda antioksidan etkilidir; detoksifikasyonda, mitokondri işlevlerinde yara iyileşmesinde, kolajen sentezinde, cilt ve damar duvarının sağlamlaşmasında oldukça etkilidir. Bağışıklık sistemini destekler. Kronik yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur. C vitaminini üç ila yedi gün arayla, dört ila altı seans boyunca genel vücudun ve bağışıklığın desteklenmesi için düşük dozlarda damardan veriyoruz. Sadece kanser hastalarında yüksek dozlarda C vitamini kullanıyoruz.
Günlük hayatımızda da C vitaminini iki ila dört gram kadar ağızdan alabiliriz. Düzenli C vitamini kullanmak glutatyona olan ihtiyacı azaltır. Özellikle solaryuma girenlerin, yaz aylarında yoğun güneş banyosu yapanların ve tütün kullananların yüksek doz C vitamini ihtiyacı olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Myers Kokteyli
İntravenöz vitamin terapisi olarak da bilinen Myers kokteyli (enerji serumu) kronik yorgunluk, fibromiyalji, depresyon, anjin, kas spazmı, akut astım atakları, migren gibi rahatsızlıkların tedavisi için kullanılan bir vitamin terapisi olarak tanımlanır. Genel sağlık fonksiyonlarını iyileştirmek amacıyla kullanılan bir tamamlayıcı tedavi olarak bilinir. 7.5 gr C vitamini, 380 mg magnezyum klorid, 100 mg nikotinamid, 100 mg B5 vitamini, 100 mg piridoksin B6 vitamini, 100 mg tiamin B1 vitamini, 10 mg riboflavin B2 vitamini
1 mg B12 vitamini metilkobalamin içerir.
Myers kokteyli, medikal tedavilere destek arayan, yoğun ve stresli bir tempoda çalışan veya yeterli vitamin alamayan bireylerde hızlı toparlanma sağlar. Yaşam kalitesini artırır, iyi hissetmemizi destekler. Myers kokteyli, birçok hastalığa karşı da önlem olarak düşünülebilir.
- Bağışıklık sistemini güçlendirme
- Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklardan korunma
- Enfeksiyonlarla mücadele direnci kazandırma
- Fibromiyalji semptomlarını hafifletme
- Sindirim sorunlarını çözme
- Kemik sağlığını destekleme
- Kas spazmlarını azaltma
- Astım ve alerji tedavilerine katkıda bulunma
- Migren ağrılarını hafifletme
- Hormonal dengesizlikleri düzeltme
- Zihinsel odaklanmayı arttırma, özellikle sınav yıllarında,
- Bağımlılık tedavisinde NAD ile beraber,
- Felçli hastaların tedavisi ve rehabilitasyonunda yardımcı olma
- Depresyon ve anksiyete semptomlarını iyileştirme
- Kronik yorgunluk ve uykusuzluğa karşı mücadele etme
- Vücuda canlılık ve zindelik katma
- Kalp yetmezliğinin önlenmesine yardımcı olma
- Kardiyovasküler hastalıkların tedavisini destekleme amacıyla yedi ila on gün aralıklarla, üç ila altı seans uyguluyoruz.
Vücudumuzun NAD’a İhtiyaç Duymasının Nedeni
NAD veya “Nikotinamid Adenin Dinükleotit”, vücudumuzdaki hücrelerin enerji üretmesine yardımcı olan, doğal olarak oluşan bir enzimdir. Mitokondriyal antiaging diyebiliriz. Yani hücrelerimiz için hazır enerji kaynağıdır. Oksijen ve glikoz eksikliği gibi, NAD eksikliği de bir hücrenin ölümüne neden olabilir. Görevi, yiyeceklerden aldığımız enerjiyi hücresel enerjiye dönüştürmek veya hücrelere enerji için hammadde taşımaktır. NAD varsa ATP vardır. Bebeklerde ve çocuklarda NAD yüksektir, bu sebeple enerjik ve neşelilerdir.
Vücutta bulunan NAD, dışarıdan gelen besinin enerjisi “H” ile birleşir, NADH olur. Sık ve yüksek kalorili beslendikçe, serbest dolaşan NAD miktarı azalır veya tükenir. Buna karşılık NADH artar. Kilo alımı, yağlanma, obezite gelişir. Yaş ilerledikçe NAD/NADH oranı azalır veya bu oran, kötü beslenme sebebiyle azaldığı için yaşlanıyoruz da diyebiliriz. Nitekim uzun açlıkta, sirtuins denilen uzun yaşam genleri aktive olur ve bu genler ile NAD miktarı artar. Yine düşük kalorili beslenince de aktive olur. Bu sebeple, yaşla azalan NAD’ı arttırmak için ilk şart, yaş aldıkça az yemektir. Bir diğeri de egzersiz yapmak. Egzersizde hareket enerjiye ihtiyaç duydukça, NADH halindeki yiyecek taşıyan versiyondan kurtulup NAD’a dönüşüm olur ve çoğalır. Yani düzenli fiziksel egzersiz, NAD/NADH oranını arttırır.
NAD varlığı, vücudun tüm rejenerasyon ve antiaging faaliyetlerinin, hücresel kısmını destekler.
Vücutta bulunan veya NADH’a dönüşüm nedeni ile sayıca azalmış NAD durumunda, laboratuvar ortamında üretilmiş NAD verilmesi; obeziteden, diyabete, ruh sağlığından damar ve sinir sistemi hastalıklarına, travma sonrası iyileşmelere, madde kullanımındaki karaciğer hasarını azaltmaya, kısaca hücre ATP düzeyini arttırarak, hücrenin hastalığa karşı direncini arttırmaya ve vücudumuzun savunma mekanizmasını güçlendirmeye destek olur. NAD; ruhsal düzenleyici olan vücut serotonin seviyelerini arttırır, depresyon ve anksiyete belirtilerini iyileştirmeye yardımcı olur. NAD, madde bağımlılığı ve bu konuda tedavi gören bireyler için faydalıdır. Bu tedavi; istekleri ve yoksunluk belirtilerini azaltır, vücuda enerji verir ve beyin yenilenmesini hızlandırır. Ayrıca NAD, yaşlanmayı geciktirmede önemli bir rol oynar.
Vücut doğal olarak NAD üretir, koşmak, zıplamak, dans etmek, trambolin, ossilasyon NAD seviyelerini arttırır; ancak, genel seviye zamanla, yaşlandıkça azalır. Bu durumda destek olarak NAD kür halinde IV uygulanır. Genel prosedür haftada bir, toplam dört ila altı seans şeklinde olup ihtiyaç durumunda uzatabiliyoruz.