Çiğdem Önal Hazırsanız Başlıyoruz
“Yazdıkça uyandım, kendimle buluştum, kalbim ferahladı.” diyen yazar Çiğdem Önal, yeni kitabı “Hazırsanız Başlıyoruz”u ortaya çıkarırken hissettiklerini ve motivasyonlarını MAG Okurlarıyla paylaşıyor.
Kaleme aldığınız son kitabınız “Hazırsanız Başlıyoruz”un fikri nasıl oluşmuştu?
İçimde pusuya yatmış bir yazma arzusu hep olduğu yerde duruyordu. Uzun süredir yazmıyordum. İnsanın nadasa çekildiği dönemler olur ya. Açık veya örtülü depresyon yahut bir şey yapmama tercihi… Bu da bir tercih nihayetinde ama yazmadıkça iç sıkıntım artıyordu. Aldırış etmiyordum, oralı olmuyordum. Yazıya küsersem ben kendime küsüyorum. En son doğum günümde Öznen adında bir arkadaşımla sohbet ederken, hayatın anlamını sorgularken, varoluş sancıları çekerken, o sakin kadın birden bana “Aa yeter artık, neyin arayışı bu? Ne güzel yazıyordun,” diye başlayan, derin bir konuşma yaptı. Kısa ama derin. Daha ilk cümlede, küreği doldurup fırına kömür basmış gibi ateşe düştü kalbim. Dedim bugün başlıyorum. Sana söz. Sözümde durdum. Tabii bu küllenen ateşi yakan cümle oldu. Bazen dostların uyarısı gerekir. Aslında her zaman gerekir. Birinin bize “Yeter artık kendine gel!” demesi gerekir ki kendimizden uzağa düşmüşsek, geri dönebilelim. Yazmak kendime dönüş benim için.
Yazma sürecinizde, içsel bir dönüşüm yaşadınız mı? Bakış açınızı nasıl geliştirdiniz?
Tam da böyle oldu. Sait Faik “Ağacın altına oturdum, kalemimi açtım, öptüm. Yazmasam ölecektim.” diyor ya yazmasam ölecekmişim… Yazdıkça uyandım, kendimle buluştum, kalbim ferahladı.
Yazma sürecinizde sizi en çok heyecanlandıran veya motive eden an neydi?
Belli bir an yok aslında. Çalışma masamda, mum ışığı, fonda bir müzik, bir cümle düşüyor aklıma. Aklımı alıyor sonra. Dönmeye başlıyorum etrafında. Akın akın hislerim hicret ediyor içimden. Semayla bir hissediyorum. Ney sesi var fonda. Dönüyorum. Şems oluyorum, aşk oluyorum. Sonra bitirdiğimde derin ve büyük bir rahatlama hissediyorum. Huşu hali. Kalbimin coşkusuna kapılıyorum. O duygudan o duyguya konup göçüyorum. Bu benim varoluşum.
Peki, ya karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve bunun üstesinden nasıl geldiniz?
Yazarken bir zorlukla karşılaşmadım ama yaşarken diyorsanız birkaç yöntemim var. Yürürüm, yazarım, uyurum. Önce sorunu çözme yollarını ararım, yapabileceğim tüm eylemleri yaparım. Başarılı olmazsa kabule geçer, yasını tutarım. Sonra çay içerim. Yas tutulacak bir konu değilse, unuturum ve yine çayımı içerim.
Okuyucularınızın, kitabınızı nasıl bir atmosferde okuduklarını hayal ediyorsunuz?
Sessiz, bacaklarını uzatmışlar, muhakkak loş ışık, yanlarında çayları ya da ne arzu ederlerse. Bir pencere var muhakkak, arada oradan bakıp, dalıp gidiyorlar. Sonra bana yazıyorlar; “Ay ben bu duyguyu yaşadım!”, “Yaşadığım tam da bu!”. İşte bu cümle gelince kalbim kanatlarını açıyor, gidip o kalbe konuyor. Kalplerimiz kucaklaşıyor. Anlaşılmanın verdiği huzura yaslanıyoruz. Almanın ve vermenin huzurlu dizlerine yaslıyoruz başımızı. Hepimizin birbirimizi tamamlamaya geldiği gerçeğini kavrıyoruz beraber. Yazarak, onararak ve severek. Sayısız yöntemden biriyle. Ne mutlu bize.
Kitaplarınızı yazarken hangi duygu veya hissiyat sizi en çok motive ediyor ve bu duygu size hangi aşamalarda en çok rehberlik ediyor?
Her duygu rehberlik ediyor. Birini övüp öbürünü dışlamak haksızlık olur. Öfke, korku, mutluluk, tiksinme, şaşkınlık veya üzüntü; hangisini çıkarsanız benden, dengem bozulur. Hepimizin bozulur. Hepsi bir şeye hizmet ediyor. Hepsi bizi koruyor ama belirtmem gereken şu, yazarken kalbim coşuyor, enerji doluyorum, uyuyamıyorum, uykuda bile zihnimden cümleler akıyor. Kalkıp not alıyorum. Coşkun bir nehir çağlıyor içimde. Öyleyse bu aşk değil de nedir? Ben aşka her daim inanacağım. Ne yaparsam yapayım. Nerede olursam olayım. Dileğim, temennim aşka ve hayata hep aynı aşkla bağlı olmak.
Henüz okumayanlar için “Hazırsanız Başlıyoruz”dan da biraz bahseder misiniz?
“Hazırsanız Başlıyoruz” arkadaşlarıma söylediğim bir cümle oldu. Sonrasında şöyle diyelim; neye hazırsanız ona başlıyoruz. Biz bir şeye hazırsak, o geliyor ömrümüze. Bir yerden ayrılmaya, bir kişiden, bir duygudan,
bir mekândan. Biriyle buluşmaya, bir duyguyla. Birine âşık olmaya hazırsanız başlıyoruz. Seyahate, gitmeye, gitmemeye, vazgeçmeye, vazgeçmekten vazgeçmeye, yola koyulmaya, yoldan geri dönmeye. Yeni bir şeye başlamaya, eskisinde karar kılmaya. Beş kilo vermeye, on kilo almaya, bedeninden memnun olmayı seçmeye. Kendini sevmeye, kendine inanmaya, kendini bir şeye adamaya ya da yan gelip yatmaya. Hiçbir şey yapmamayı seçmeye. Hazır olmaya, hiç hazır olamamaya. Yaşamaya koyulmaya. Neye hazırsak. Neye hazırsanız. Yani yeter ki hazır olalım. Okuyunca içimize bir coşku gelsin. Ne duruyorsunuz, hemen alıp okuyoruz: “Hazırsanız Başlıyoruz”.