“Bendeniz” ile Çok Özel
O meşhur, “Benim adım Kerime, göbek adım neyse ne” nakaratındaki muzır tavrından beri, hem şarkı yazarı kimliği, hem söyleyiş tarzı hem de duygularını ifade edişindeki özgünlüğüyle Bendeniz, 18 yıllık sağlam bir kariyere ve 160’a yakın şarkıya imzasını atıyor. En iyi şarkılarını remix’lerle daha dansa müsait hale getirdiği “Benden İzler” albümü çoktan vitrinlerde ancak yorumcu kimliğini de tıpkı eskisi gibi daha çok ortaya çıkaracak olağanüstü fikirlerle geliyor. Bir yandan “O Biliyor” şarkısına klibini çekti, bir yandan sahnelere dönüyor, hem de çok yakında akustik şarkılarla aşk dolu bir sürprizi var. Cihangir’de, yağmurlu bir akşamın serinliğinde, zencefilli çaylarla muhabbet ettik, Bendeniz azıcık muhabbet edince mis gibi ve çay kadar sıcak.
Çocukken sınıfın delikanlılarıyla kavgaya tutuşurmuşsun, kavga bitiyor mu sevgili Bendeniz, ben sizi sakin ve hayatla kavganız bitmiş gibi hissediyorum?
Doğru gözlemlemişsin valla. Artık çok sorgulamıyorum, daha sakinim. Bu işe ilk girdiğimde etrafımda ne olup bittiğinden oldukça habersizdim, hızlı bir girişti. Sonra bu işi ancak benim yazdığım, kendimi ifade ettiğim şarkıları sevmeye devam ederlerse sürdürürüm diye düşünüyordum. Bir dönem panik atakla boğuştum ve yorumculukla şov işinin birbirine girdiği bir ortama kendimi yakın hissetmiyordum. Ama şimdi hem bir yorumcu olarak sahne tekliflerini reddetmiyorum, hem şarkılar yazmaya devam ediyorum, canım nasıl isterse öyle yapıyorum…
Lise yıllarında birkaç arkadaş okulu kırıp Moda’da keyif yaparmışsınız hatta adalara da gidermişsiniz, sefaya düşkün müsünüz, yoksa kurallar mı dar geliyor?
Kuralların dar gelmesi meselesi değil, canım ne isterse onun peşine düşüyorum. Galiba biraz Aslan Burcu olmakla da ilgili bir durum bu çünkü arkadaşlarıma liderlik edip, keyfimin peşine düşüyordum, kurallara karşı çıkmak gibi bir asiliğim yoktu…
Daha okul yıllarında piyesler yazmaya, çizmeye başlamışsınız, şimdi yanılmıyorsam 160’a yakın şarkınız var, ilk şarkınızı 16-17 yaşlarında yazdığınızı okumuştum, nasıl bir şarkıydı, konusu neydi?
Henüz 16 yaşındaydım, arabadaydık. Kadıköy’den Moda’ya dondurmaya yemeye gidiyorduk. Ne olduğunu bilemediğim bir deneyimdi, önce melodi geldi, sonra sözler. “Durun eve dönüyoruz”, dedim. Kaydetmem lazımdı, anlayamadığım bir durumla karşı karşıyaydım.” Ağlayayım mı? “ böyle çıktı. Eve gittim teybe kaydettim, sonra tekrar dondurma yemeye Moda’ya gittik.
Çocukluklarında en çok hayal kuranlar ve hikayelerden ilham alanlar, büyüdüklerinde sizin gibi yaratıcı işler yaparlar, peki siz nasıl hikayelerden etkilenirdiniz, Alice Harikalar Diyarında gibi fantastik ve absürd olanlardan mı, yoksa Kibritçi Kız gibi duygusal olanlardan mı?
Beni Alice hiç ilgilendirmedi, başka hikayeler de. Ben sokakta oyun kurardım, küçükken de lider bir tarafım vardı, mahallede top oynardım. At kestanesinden sapan yapıp balkondan atardım. Ben hep sokaktaydım.
Türkiye için çok uzun ve sağlam bir kariyeriniz var, yeni prodüksiyonunuzda da kariyerinizin en güzel şarkılarına remixlerle karşımıza çıkmış oldunuz, peki kendi şarkılarınız arasında sahnede size hala dokunan, kalbinizi burkan bir şarkınız var mı?
Sanırım “Neler Olacak?” diyebilirim. Çünkü enerjisini, melodisini, sözleriyle hala çok seviyorum. Şundan bir iki sene öncesine kadar hep sahneye çıkış şarkımdı. “Güvendiğim dağlara kar yağdı” da benim için çok özeldir diyebilirim.
Ben de bir Dj olarak sizin şarkı söyleme ve duygularınızı ifade etme tarzınızın en güzel örneğinin “Neler Olacak?” şarkısı olduğunu söyleyecektim, efkarından yandığınız birine miydi, peki nasıl ortaya çıktı?
Dragos’ta kocaman 4 katlı bir evde oturuyordum, arkadaşlarla güzel bir muhabbetteydik. Bir an herkes gidiverdi, ben o koskoca evde yapayalnız kaldım. Ne arkadaşlarım var, ne aileden biri var… O zaman severek aldığım ahşap bir sehpa vardı. Ona vurup ritim tutmaya başladım, bir yandan da sözler geliyordu: Yine taş, toprak… Herhalde taş toprak o ahşap masadan çıktı. (gülüyor)
Piyasaya ilk çıktığınızda şarkı söyleyişinizi Sezen Aksu ile kıyaslayanlar olmuştu, ancak öyle özgün bir söyleme biçiminiz var ki, insanın çok taklit edesi geliyor, bu söyleyiş tarzı nasıl oluştu, neler dinleyerek büyüdünüz?
İşin enteresanı müzikle alakam yoktu. Ben hep sokaklardaydım, oyun kovalıyordum. Evde dayım teybe ne takarsa onu dinliyordum. Dayım İlhan İrem, Edip Akbayram dinliyordu. Arada Nil Burak dinliyordu. Ben de ne hikmetse Nil Burak seviyordum. Mesela evde Ajda, Sezen hiç dinlenmezdi.
Tavırlı, muzır, esprili şarkılar da söyleyişinize çok yakışıyor, 2005 yılında aşk kadınımız Aysel Gürel’in yazdığı “Kırmızı Biber” kulüplerde çok tutmuştu, bestesini siz yapmıştınız, peki Aysel Gürel’le nasıl bir muhabbetiniz oldu?
Aysel Gürel bir dehaydı. Yeni albümümün çıkmasına çok az kalmıştı, Kırmızı Biber’in melodisi oturmuştu ama sözleri bir türlü yakıştırmayı beceremedim. Aysel Gürel’i aradım, durumu anlattım. Beni hemen çağırdı, meğerse o da beni severmiş, çok mutlu olmuştum. Hiç unutmuyorum mutfağında oturduk, sözleri yazdık. Ben evde kaydedip tekrar geliyorum dedim. İkinci buluşmamızda “Bastım Mühürü” kısmıyla şarkı şahane oldu.
70’lerde Ajda’ya Lübnanlı sanatçıların şarkılarıyla yapılan aranjmanlar çok yakışıyordu, 90’lardan sonra sizin şarkılarınızı Amel Hejazi, Myriam Faris gibi ünlü Lübnanlı sanatçılar okumaya başladılar, en çok hangisi hoşunuza gitti?
90’ların ikinci yarısında kariyerimle ilgili böyle bir yol açıldı ve Ortadoğu’dan talep gelmeye başladı. Faudel’den, Rachid Taha’ya kadar şarkılarımı istemeye başladılar. Açıkçası beni davet bile ettiler ama iş teliflere gelince, para işin içine girince muhabbetleri kesildi. Biliyorsunuz bizden de Arapça şarkıları araklayan çok oluyor, onlardan bunu yapan çok var ama ben en çok Myriam Faris’i beğenmiştim. Şimdilerde de bir Bollywood filminde “Kırmızı Biber”i yine izin bile almadan şarkımı kullanmışlar.
Son olarak yepyeni klibinizi remixlendirdiğiniz “O Biliyor” şarkısına çektiniz, peki sırada neler var?
Oldukça yoruldum, daha yeni kendime geliyorum. Yeni şarkılar yazıyorum. Akustik bir albüm hazırlıyorum. Albümde 13-14 yepyeni şarkı olacak. Sesin ön planda olduğu, melodinin ön planda olduğu bir albüm olsun istiyorum. 7 şarkı hazır bile. Sevgililer Günü’ne yetiştirmeye çalışıyorum ama Mart ayını bulur…