Bambaşka Bir Arte Tahir
Cemiyet hayatının ünlü ve başarılı isimlerinden Arte Tahir bu ay MAG’ın konuğu oluyor. Kendisini sima olarak yakından tanısanız da yaptığı işleri duyunca
on parmağında on marifet olduğunu anlayacaksınız. Şu sıralar New York’ta kendi yarattığı Emré NY ile ülkemizi başarı ile temsil eden Emre Ertürk ile “Kombinezon Fashion Event”ler düzenliyor. Genç tasarımcıları ve markalaşmaya çalışan yeteneklerin bir araya geleceği bir konsept oluşturan Tahir ile yeni projesini, Arnavutluk’ta 38 sene kendisini arayan ailesiyle buluşmasını, çocuklarını, yaptığı işleri, moda tutkusunu, kısaca her şeyi konuştuk… İşte Arte Tahir’le gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbetimiz…
Arte Hanım, cemiyet hayatının renkli simalarındansınız… İlk olarak sizi biraz daha yakından tanımak istiyoruz…
İnsanın kendisini anlatması aslında kolay bir şey değil. İstanbul doğumluyum. İki çocuk annesiyim. 20 yaşında bir kızım ve 18 yaşına girecek bir oğlum var. Evimde mutlu, huzurlu doğa ile iç içe yaşıyorum.
Arnavutluk’a ailenizi aramak için gitmişsiniz. Bu ilginç hikayeyi bizimle paylaşır mısınız?
Aslında ailem beni buldu. 38 senedir onların beni aradığını öğrendim. Hemen irtibata geçtim. Türkiye’dekinin bir benzeri olan “Film Gibi” programına davet edildim ve bunun için Arnavutluk’ta Tiran Şehri’ne gittim. 35 aile ferdiyle bir araya geldim. Çok farklı bir duyguydu benim için. Hiç tanımadığım, bilmediğim insanların evlerinin baş kösesinde benim 2 yaşındaki resimlerimi görmek, beni inanılmaz duygulandırdı. Ailenizi tanımasanız da kan bağının insanı ne kadar kendine sıcak hissettirdiğinin ne kadar doğru olduğunu anladım.
Yıllarca Türkiye’ye ithal tekstil ürünleri getirdiniz… İş hayatında oldukça başarılısınız. Ancak dört yıl bir ara verdiniz. Bu aranın sebebi neydi?
Özel hayatımdaki değişimlerden dolayı, uzak olup biraz kendim ve çocuklarımla zaman geçirmek istedim.
İş yaşamına hızlı bir dönüş yaptınız denebilir. Yine İtalya’dan ülkemize ünlü bir markayı getirmeye hazırlanıyorsunuz… İş yaşamına dönmek nasıl bir duygu?
Çocukluğumdan beri giyim ve kuşama önem verirdim. Her şeyi kombine eder giyerdim. Eski kıyafetlerimi bozar bambaşka bir şekilde kendime yeni bir kıyafet almış gibi hissederdim. Bu da beni inanılmaz keyiflendirirdi. O yüzden de bildiğim ve sevdiğim işe geri dönmek beni inanılmaz şekilde heyecanlandırıyor ve mutlu ediyor.
Genç tasarımcıları da destekleyen bir yanınız var. Bu ithal kıyafetleri cornerlarda, genç tasarımcıların tasarımlarının da yer aldığı “design office” lerde göreceğiz. Bu projeden bahsedelim biraz da?
Evet, böyle bir düşüncemiz var. Genç tasarımcıları veya markalaşmaya çalışan yeteneklerin bir araya geleceği bir konsept oluşturduk. Emre Ertürk ile beraber Kombinezon Fashion Event’i geliştiriyoruz.
Emre Ertürk’le ortak geliştireceğiniz “fashion event” ten konuşalım dilerseniz… Her ay düzenli olarak bir kere düzenlenecek bu “event”in ilki Acarkent’teki evinizde gerçekleştirildi…
Bu eventler ne kadar çok yapılırsa o kadar çok genç yeteneklerin kendini gösterme fırsatları olacak. Ne yazık ki ülkemizde bu tür tasarımcılara imkan verilmediği için kendilerini gösteremiyorlar. Bundan ötürü dünyada da tanınmıyorlar ya da markalaşmaya gidemiyorlar
Hayattaki en büyük idealiniz nedir?
İdealim en başta; sağlıklı, huzurlu, başarılı, çocuklarımın eğitimlerini bitirdikten sonra iyi kariyer yapmaları, başarılı olmaları ve evlenip bana torunlar vermeleri. Babaannene ve anneanne ama en çok da iyi bir kaynana olmak 🙂
Mesafeli ve soğuk duruşunuzun ardında enerjik, keyifli ve renkli bir Arte Tahir var desek doğru olur mu?
Genelde beni tanımayanlar, soğuk, mesafeli ve sert göründüğümü fakat beni tanıdıktan sonra çok sevecen samimi, etrafına pozitif enerji veren bir kişi olduğumu söylerler.
Burcunuz nedir?
Akrep. Yükselenim, Yengeç
Astroloji ile ilgili misiniz? Burcunuzun özelliklerini taşıyor musunuz?
Çok fazla ilgilendiğimi söyleyemem ama genel anlamda burcumun özelliklerini taşımadığım söylenir. Kinci değilim. Kıskanç değilim. Arkadaşlarımın hep iyi olmalarını isterim. Ama seversem kıskacımdır. Akrepliğimi gösterebilirim.
Çok genç yaşta mı anne oldunuz?
24 yaşında çocuk sahibi oldum. Evet, bu zamana göre genç sayılabilir.
Oldukça fitsiniz. Spor yapıyor musunuz düzenli olarak?
Eski bir sporcuyum. Okul takımı ve Arçelik’te voleybol oynadım. Uzun süre tenis, windsorf, kayak, su kayağı, wakeboard, snowboard yaptım. 8 sene önce snow board da büyük bir sakatlık geçirdikten sonra spora ara vermek zorunda kaldım. Sportif bir vücut yapısına sahip olduğum için fit gözüküyorum.
Tatil için tercihlerim; Saint Tropez, Yunan Adaları, Bodrum ve Alaçatı. Bu sene de Alaçatı’da “O EV ” Butik Otel’de, Mirror Lounge’ın PR’ını yapacağım. Herkesi Alaçatı’ya bekliyorum. Ayrıca butiğinde koleksiyonumu da sergileyeceğim.
Özellikle gidip görmek istediğiniz bir yer var mı?
Kamboçya, Vietnam ve Tayland’ı görmeyi çok istiyorum.
Cemiyet sayfalarında, çok şık kıyafetler ve özgün tarzınızla dikkat çekiyorsunuz. Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Düz hatlı, spor, şık ama fazla renkli olmayan, pastel tonlu kıyafetler bu yaz favorim. Sade kıyafetlerimi aksesuarlarla zenginleştirmeyi severim.
Beğenerek takip ettiğiniz tasarımcılar var mı?
Gucci, Missoni, Costume Nationale.
Bu sezon en beğendiğiniz parçalar neler?
Gucci’nin ayakkabıları, Missoni’nin trikoları, Botega Venetta’nın çantaları, Emre NY’un clutchları, Alberta Feretti’nin gece elbiseleri.
Son olarak MAG Okurları için ne söylemek istersiniz?
MAG’ın konsepti, stili, içeriği, her türlü konuya yer vermesi, dinamik, enerjik, doğru habercilik anlayışında olması ve en başta duruşuyla kaliteli olması bu dergiyi tercih etmemim en büyük sebebi. Teşekkürler MAG.
Röportaj: Damla İplikcioğlu